Ahmet Baytursınulı. Nergis Biray
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Ahmet Baytursınulı - Nergis Biray страница 23

Название: Ahmet Baytursınulı

Автор: Nergis Biray

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6981-55-3

isbn:

СКАЧАТЬ devam ediyor.

      Senin gündüzünü de gece edip

      Kusurunu göstermiyor.

      Uyandırmadan yatırıyor.

      O, kendi insanlarına sitem eder, isyanını haykırır. Uyanan olsa da çok azdır. Onlara destek olanlar da azdır. İnsanlar düşmanla dostu bile ayıramamaktadır. ‘Böyle bir milleti hiç gördün mü?’ sorusu sitemin ve isyanın güçlülüğünü gösterir. Çünkü bu kadar vurdumduymazlık sabır sınırlarını zorlamaktadır.

      Oyanğan erge

      Umtılğan jerde

      Erüvşi az, serik kem.

      Kas bilgen dostı,

      Dos bilgen kastı,

      Munday eldi körip pe eñ?

      Kıs işinde birer kaz

      Kelgenmenen, kayda jaz?!

      Uyanan ere

      Gayret edip

      Katılanlar çok az, yoldaş az.

      Dostu düşman,

      Düşmanı dost bilen

      Böyle bir halk gördün mü hiç?

      Kazlar, kış gününde

      Gelmiş olsalar da hani nerede yaz?!

(Jıyğan Tergen)

      Uyanan erler çok azdır. Hâlbuki en çok onlara ihtiyaç vardır. Halkın uyanması ve kendi kurallarını koyması gerekir. Onun gevşemesi, kanun ve kuralların bulanıklaşması baskıları büyütecektir.

      Baytursınulı, aynı fikirde olduğu yoldaşlarıyla birlikte Kazak halkının gaflet ve basiretsizlikten kurtulması için onların aklına, yüreğine ve sezgilerine tesir etmek amacıyla çalışır. Şair, hemen hemen bütün yazı ve şiirlerinde halkın birçok problemine değinir, asıl sebebin cehalet olduğunu her defasında üstüne basarak belirtir. Rusya’ya bağlı olunmasının, geri kalmanın, sürgün ve idamların sebebi cahilliktir. Halk rahat rahat uyumaktadır. Bir kaygısı, bir derdi yoktur. Ama bu arada memleket elden gitmektedir.

      Halkın ne olursa olsun uyanması gereklidir. Milletin beli kırılmaya yaklaşmıştır. Malı resmî güçlerin marifetiyle talan edilmektedir. Canı emniyette değildir. Gençleri hapislerde çürümektedir. Şair, isyan eder; milletine artık uyan der. Halkın harekete geçmesi şarttır.

      Kazağım, elim,

      Kaykıyıp beliñ,

      Sınuvğa tur tayanıp.

      Talavda malıñ,

      Kanavda janıñ,

      Aş köziñdi oyanıp.

      Kanğan jok pa äli uykıñ,

      Uyktaytın bar ne sıykıñ! (Jıyğan Tergen)

      Kazağım, halkım,

      Belin kaykılmış,

      Kırılmasına az kalmış.

      Malın talan edilmekte.

      Canın tehlikede.

      Artık gözünü aç da uyan!

      Hâlâ uykun mu var?

      Uyumaya devam edecek hâlin mi var?

      Uyan halkım, sana söylenen ninniler gerçek değil diyerek başkaldıran şair, hiçbir şekilde ümitsizliğe kapılmaz. Psikolojisi her zaman dışa dönüktür, iyimserdir. Ardı ardına sorduğu sorularla halkını uyandırmaya çalışır. Özgür yaşayan milletin, doğru konuşan bey’in, ‘bey’li günlerdeki hayatın, adalet dolu günlerin nerede? Artık ninnilere inanma. Uyan. Artık mücadele başlamak zorunda. Ayaklanmak ve karşı koymak şart. Bunun için de ey halkım uyan!

      Erkin dala.

      Erkiñ kayda?

      Erkiñdegi

      Körkiñ kayda?

      Tuvra aytatın

      Biyiñ kayda?

      Biy bardağı

      Küyiñ kayda?

      Adal köñil

      Aktık kayda?

      Jalğan anttan

      Saktık kayda?

      Äldiy-äldiy!-

      Men de deymin

      Sirä, ‘äldiyge’

      Senbe deymin. (Jubatuv)

      Özgür ova

      Özgürlüğün nerde?

      Özgür zamanlarındaki

      Görkün nerde?

      Doğru konuşan

      Beyin nerde?

      Beyli zamandaki

      Hâlin nerde?

      Adil gönülle

      Saflık nerde?

      Yalan yeminden

      Sakınma nerde?

      Ben de “Ninni ninni!”

      Derim.

      “Ninniye” kesinlikle

      İnanma derim.

      İnsanların milletin ve vatanın durumunu düşünmeyip vurdumduymaz davranmaları şairi üzer. Bazen de kahreder. Sadece kendilerini, ‘doyuracakları mideleri’ni düşünen bu insanlar yine de kendi insanıdır. Bir an önce uyanmaları lazımdır. İsyanını sert bir dille söyler:

      Ottay ber, januvarım eki ayaktı,

      Adamdık hayuvanğa kanşa kajet?!

      İki ayaklı hayvanım otlayıver.

      Hayvan için insanlığa ne hacet?!

(Adamdık Diykanşısı)

      Şair, milleti uyandırmaya çalışan bir sivrisinektir. Bütün aydınlar da öyledir. Kazaklar hep uyudukları için onları anlamamakta, dinlememektedir. Düşman sürekli zarar vermek için uğraşmaktadır. Aydınlar halkı uyandırmak için sürekli sözle onu sokmaya çalışmaktadır.

      Mısalı Kazak-malşı uyktap jatkan,

      Jılandı päle delik añdıp bakkan.

      Päleniñ türin körgen men-Sarmasa

      Halıktı ‘oyansın’ dep sözben şakkan.

      Örneğin, Kazak uyuyup duran bir çoban. Yılan

      ise, bir bela bakıp duran.

      Belanın türünü görüp de halkı uyandırmak için

      sözle sokan sivrisinek Sarımasa’yım.

(Malşı men Masa)

      Şair bazen söylediği sözlerin yeterli olduğunu düşünmekte, sert söylersem sözlerim rahatsız eder demektedir. Ayrıca; ‘Bir türlü uyanmayan halk, beni anlamaz da sivrisinek gibi bir gün yok eder mi?’ diye de korkmaktadır. Ama bu korku bile onu yolundan döndürmez. Mücadeleye devam eder.

      ‘Oylaymın ‘osı söz de jetedi’ dep,

      ‘Kattı СКАЧАТЬ