Название: Yalvaran
Автор: Блейк Пирс
Издательство: Lukeman Literary Management Ltd
Жанр: Современные детективы
Серия: Bir Riley Paige Gizemi
isbn: 9781632918871
isbn:
Şans eseri alıngan kız adamın pahalı arabasını farketti ve ona doğru yaklaştı. Arabası çok cezbediciydi. Bu nedenle çok şık giyinmişti.
Ama nasılsa gece sona ermişti. Son seferden daha dikkatli olması gerekiyordu. Beceriksiz davranmış, cesedi uçurumdaki çıkıntıdan bırakmış ve batmasını beklemişti.
Ve kız nasıl da telaş yaratmıştı! Bir FBI ajanının kız kardeşi. Adamlar Quantico’dan büyük silahlarla gelmişlerdi. Bu hiç hoşuna gitmemişti. Tanınmak ya da şöhret olmak istemiyordu. Tek istediği arzularını yerine getirmekti.
Ve buna hakkı yok muydu? Sağlıklı bir erkek arzularını karşılamadığında ne olurdu?
Dalgıçları, gölün altını kontrol etmeleri için gönderiyorlardı şimdi. Üzerinden üç yıl bile geçmiş olsa orada ne bulacaklarını biliyordu. Bundan hiç ama hiç hoşlanmamıştı.
Yalnızca kendisi için endişelenmiyordu. İşin tuhafı göl için de kendisini kötü hissediyordu. Dalgıçların inceleme yapmak için dalmaları ve her gizli köşe bucağını kurcalamaları ona oldukça müstehcen, invazif ve affedilmez bir saldırı gibi geliyordu. Sonuçta göl kötü bir şey yapmamıştı. Neden o rahatsız ediliyordu ki? Neyse, endişelenmiyordu. Kurbanı izleyerek ona ulaşabilecekleri bir yol yoktu. Bu mümkün değildi. Bu gölle işi bitmişti ama. Yeni kurbanını nereye saklayacağına henüz karar vermemişti fakat gece bitmeden önce bir karar verecekti. Şimdi neşeli kız onun arabasına bakıyordu. Her adımında ayrı bir şımarıklıkla kendisine doğru yaklaşmaya başladı.
Adam yolcu penceresini indirdi ve kız başını camdan içeri uzattı. Koyu renk ruju, renkli farı ve dövme gibi görünen sert kavisli kaşları ile ağır makyajlı, koyu tenli bir Latin’di kız. Küpeleri büyük, altın boyalı haçlardı.
“Güzel araba,” dedi.
Adam gülümsedi.
“Senin gibi güzel bir kızın bu saatte sokaklarda işi ne?” diye sordu adam. “Uyku saatin geçmedi mi?”
“Belki bana iyi geceler öpücüğü vermek istersin,” dedi kız gülümseyerek.
Kızın dişleri adama dikkat çekici derecede beyaz ve düzgün görünmüşlerdi. Gerçekten de çok sağlıklı görünüyordu. Bu çok nadir bir durumdu. Sokaklardaki hırsız kızların çoğu uyuşturucu bağımlılığının değişik aşamalarındaydılar.
“Tarzından hoşlandım,” dedi adam. “Çok chola.”
Kızın gülümsemesi yüzüne yayıldı. Adam kızın bir Latin gangstere ait bu ismi bir iltifat olarak aldığını görebiliyordu.
“Adın ne?” diye sordu adam.
“Socorro.”
Ah, “socorro,” diye düşündü adam. İspanyolca “yardım” demek.
“Bahse girerim çok yardım ediyorsun,” dedi hınzır bir ses tonuyla.
Kız, koyu kahverengi gözlerini aynı hınzırlıkla adama çevirdi. “Şu an biraz yardım alman gerekiyormuş gibi görünüyor.” dedi.
“Belki de,” dedi adam.
Ama kuralları konuşmaya başlamadan önce adamın arabasının yanındaki boşluğa bir araba park etti. Adam sürücü koltuğundaki kişinin pencereden bağırdığını duydu.
“¡Socorro!” dedi sürücü. “¡Vente!”
Kız en ufak bir kızgınlık göstermeden hemen toparlandı.
“¿Porqué?” diye geri bağırdı.
“Vente aquí, ¡puta!”
Adam kızın gözlerinde korkunun izlerini görmüştü. Arabadaki adamın kendisine fahişe diye seslenmesinden kaynaklanıyor olamazdı bu. Adam, arabadaki kişinin kızın pezevengi olduğunu ve bu gece ne kadar para kazandığını kontrol ettiğini anlamıştı.
“¡Pinche Pablo!” diye kısık sesle mırıldandı kız. Sonra arabaya doğru yürüdü.
Adam arabada oturmuş kızın geri gelip kendisi ile anlaşıp anlaşmayacağını merak ediyordu. Her iki durum da hoşuna gitmemişti. Oturup beklemek ona göre değildi.
Kıza duyduğu ilgi aniden yok oldu. Hayır, artık onunla uğraşmak istemiyordu. Kızınsa ne kadar şanslı olduundan haberi yoktu oysa.
Ayrıca bu kenar mahallede ne yapıyordu ki? Sonraki kurbanının klas olması gerekiyordu.
Chiffon, diye düşündü. Neredeyse Chiffon’u unutmuştu. Belki de onu özel bir durum için saklamışımdır.
Bekleyebilirdi. Bu gece olmak zorunda değildi. Çok istekli olmasına karşın kötü hislerini dizginleyerek arabasıyla oradan uzaklaştı. Bunun en iyi kişisel özelliklerinden birisi olduğunu düşünüyordu.
Sonuçta çok medeni bir adamdı.
Bölüm On
Sorgu odasındaki üç genç kadın hiç Riley’in beklediği gibi değillerdi. Bir iki dakika onları tek taraflı camdan izledi. Çok iyi maaş alan sekreterler gibi kaliteli giyinmişlerdi. Ona kadınların isimlerinin Mitzi, Koreen ve Tantra olduğu söylenmişti. Elbette Riley bu isimlerin onların gerçek adları olmadığını biliyordu.
Riley ayrıca onların işlerine uygun giyindiklerinden şüpheliydi. Saatte 250 dolara çalışarak kesinlikle müşterilerinin her tür fantezisine hitabedebilecek detaylı bir gardrop elde edebilirlerdi. Bu kadınlar Ishtar Escorts’da Nancy ‘’Nanette’’ Holbrook’un iş arkadaşıydılar. Nancy Holbrook öldüğünde üzerindeki giysiler kesinlikle daha ucuz ve kalitesizdi. Ama Riley kadınların çalışmadıkları zaman saygın görünmek istediklerini anlıyordu.
Geçmişte çalıştığı bazı davalarda fahişeler rol de oynamış olsa bile, ilk kez onlardan biri üzerinde çalışmak için çağırılıyordu. Bu kadınlar potansiyel kurbandılar. Hatta bu tip cinayetler genellikle erkekler tarafından işlense bile bu kadınlar potansiyel suçlu da olabilirlerdi. Riley bu kadınların işi sırasında yakaladığı canavarlardan olmadıklarını biliyordu.
Pazar günü öğleden sonraydı. Önceki gece Riley ve Bill FBI binasından çok uzakta olmayan rahat ve konforlu otel odalarına ayrı ayrı yerleşmişlerdi. Riley, Washington DC’de tarih gezisinde olan April’ı otel odasından aradı. April telefonda kıkırdıyordu ve mutlu görünüyordu. Annesine o anda konuşmak için zamanı olmadığını söyledi. Arka plandan bir gencin çığlıkları gelirken “Yarın sana mesaj atarım,” dedi April.
Riley bugün zaten yeterince zaman kaybettiğini düşünüyordu. Bu fahişeleri toparlayıp getirmek gününün çoğunu almıştı. Görevli Ajan Elgin Morley’e kadınlarla yanlarında erkek olmadan konuşmak istediğini söyledi. Belki СКАЧАТЬ