Öldürme Nedeni . Блейк Пирс
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Öldürme Nedeni - Блейк Пирс страница 3

СКАЧАТЬ çerçeveli gözlükler gizliyordu. Gözlüğün ardındaki gözler Cindy’nin içini ürpertti: Adam buz gibi ve sert bir ifadeyle bakıyordu. Ruhu yokmuş gibiydi.

      “Seni seviyorum,” dedi adam.

      Cindy çığlık atmaya çalıştı, ama boğazından boğuk bir ses yükseldi.

      Adam tam onun yüzüne dokunmak üzereyken, nerede olduklarını fark etmiş gibi hemen doğruldu.

      Cindy adamın onu kaldırıp ara sokağa sürüklediğini hissetti.

      Gözleri yaşlarla doldu.

      Birisi yardım etsin. İmdat! diye yalvardı içinden. Sınıf arkadaşlarını, diğer arkadaşlarını, partide nasıl gülüp eğlendiğini hatırladı. İmdat!

      Ara sokağın sonunda, ufak tefek adam onu kaldırıp sıkıca kucakladı. Cindy’nin başı adamın omzuna düştü. Adam sevgiyle onun saçlarını okşadı.

      Cindy’nin ellerinden birini tuttu ve sevgiliymişler gibi onu döndürdü.

      “Her şey yolunda,” dedi birilerinin duymasını istermiş gibi. “Kapıyı ben açarım.”

      Cindy ileride birilerini gördü. Düşünmekte zorlanıyordu. Hiçbir yerini oynatamıyordu; konuşma çabaları da nafileydi.

      Derken, mavi bir kamyonetin yolcu kapısı açıldı. Adam onu koltuğa oturttu ve Cindy’nin başını cama yaslayacak biçimde kapıyı dikkatle kapattı.

      Sürücü tarafına geçip yerine oturdu ve Cindy’nin başının arkasına bir yastığı andıran yumuşak bir çuval yerleştirdi.

      “Uyu, aşkım,” dedi kamyoneti işletip. “Uyu.”

      Kamyonet ilerlemeye başladığında, Cindy’nin zihni karanlığa boğuldu. Aklından geçen son şey bir anda, korkunç bir biçimde elinden alınan parlak ve inanılmaz geleceğiydi.

      BİRİNCİ BÖLÜM

      Avery Black tıklım tıklım konferans salonunun en arkasında bir duvara yaslanmış, derin düşünceler içinde boğulmuş bir halde etrafına bakınıyordu. New Sudbury Sokağı’ndaki Boston Polis Teşkilatı’nın ufak konferans salonunda otuzdan fazla polis memuru vardı. Duvarlardan ikisi sarıya boyanmıştı; diğer ikisi camdı ve teşkilatın ikinci katına bakıyordu. Ellilerinin başlarında, kısa boylu ama kaslı, kahverengi gözlü ve saçlı Bostonlu baş komiser Mike O’Malley kürsünün ardında bir şeyler yapıp duruyordu. Avery’ye sürekli hareket halinde olan, huzursuz birisi gibi geldi.

      “Son olarak, ama bir o kadar da önemli olmak üzere,” dedi belirgin aksanıyla, “Avery Black’e Cinayet Masası’na hoş geldin demek istiyorum.”

      Utanılacak derecede sessiz kalan salonda sadece birkaç yarım yamalak alkış duyuldu.

      “Yapmayın,” dedi baş komiser sert bir sesle. “Yeni bir dedektife böyle davranılmaz. Black geçen sene hepinizden daha fazla adam tutukladı ve neredeyse tek başına Batı Yakası Katilleri’ni yakaladı. Biraz saygı gösterin.” Başıyla salonun arka tarafını işaret etmekle yetindi.

      Başını önüne eğmiş olan Avery, sarıya boyanmış saçlarının suratını gizlediğini biliyordu. Bir polis memurundan ziyade bir avukat gibi giyinmişti; siyah kumaştan pantolonu ve gömleği, bir ceza avukatı olarak çalıştığı günlerden kalmış olan tüm kılık kıyafeti polis teşkilatının onu dışlamasının veya arkasından konuşmasının bir başka nedeniydi.

      “Avery!” Baş komiser kollarını havaya kaldırdı. “Sana biraz yardımcı olmaya çalışıyorum! Uyan!”

      Avery sıkkın bir tavırla ona bakmakta olan düşmanca kalabalığa baktı. Cinayet Masası’na geçmenin iyi bir fikir olup olmadığını merak etmeye başlamıştı.

      “Tamam, işimize bakalım,” dedi baş komiser salonun geri kalanına. “Avery, ofisime gel. Hemen.” Bir başka polis memuruna döndü. “Seni de ofisimde istiyorum. Hennesey, sen de gel. Charlie, neden peşinden birileri kovalıyormuş gibi kaçıyorsun?”

      Avery polis memurlarının çıkmasını bekledi ve baş komiserin odasına doğru ilerlemeye başladığında, birkaç kere teşkilat binasında gördüğü ama resmi olarak tanışmadığı polis memurlarından biri önünde durdu. Ramirez ondan biraz daha uzun boyluydu, ince uzun ve hoş bir görünüme, Latinlere has esmer bir tene sahipti. Siyah renkli kısa saçları vardı ve tıraşlıydı. Üstünde geri renkli şık bir takım elbise olmasına rağmen, duruşu ve görünümü rahattı. Kahvesinden bir yudum daha aldı ve boş bakışlarını ondan ayırmadı.

      “Yardımcı olabilir miyim?” dedi Avery.

      “Tam tersi olmalı,” dedi Ramirez. “Sana yardımcı olacak kişi benim.”

      Elini uzattı, ama Avery bir şey yapmadı.

      “Kötü nam salmış Avery Black hakkında bir şeyler anlamaya çalışıyorum. Bir sürü söylenti duydum. Hangilerinin doğru olduğunu öğrenmek isterdim. Şu ana dek, şunları duymuştum: Dalgın, teşkilat için fazla iyiymiş gibi davranıyor. Doğru ve doğru. İkide iki. Bir pazartesi günü için fena değil.”

      Teşkilattaki insanların tacizleri Avery için yeni bir şey değildi. Tacizler, çaylak bir polis memuru olarak üç sene önce teşkilata girdiğinde başlamış, o zamandan beri de kesilmemişti. Teşkilattaki sadece birkaç kişiyi dostu olarak görüyor, meslektaş olaraksa daha da azına güveniyordu.

      Avery onun yanından geçti.

      “Baş komiserle iyi şanslar,” diye seslendi Ramirez alaycı bir sesle. “Ciddi bir baş belası olabileceğini duydum.”

      Avery elini şöyle bir kaldırıp sallayarak yanıt verdi. Seneler boyunca, düşman tavırlı meslektaşlarını tamamıyla görmezden gelmektense kabullenmenin daha iyi olduğunu öğrenmişti. Sırf orada olduğunu ve bir yere gitmeyeceğini anlasınlar diye.

      Boston’un merkezindeki A1 polis teşkilatının ikinci katı geniş ve gürültüyle işleyen bir motor gibi telaşlı bir yerdi. Geniş çalışma alanının tam ortasında bölmeler, yan pencerelerin etrafındaysa daha ufak cam ofisler vardı. Avery yürürken herkes ona dik dik baktı.

      “Katil,” diye mırıldandı aralarından biri.

      “Cinayet Masası senin için kusursuz bir yer olacak,” dedi bir diğeri.

      Bir çetenin karargahından kurtarmış olduğu İrlandalı bir kadın polis memurunun yanından geçti; kadın ona şöyle bir bakıp “İyi şanslar, Avery. Bunu hak ediyorsun,” diye fısıldadı.

      Avery gülümsedi. “Teşekkürler.”

      Günün ilk güzel sözü ona baş komiserin odasına kadar taşıdığı bir güven verdi. Ramirez’in cam bölmenin birkaç adım ötesinde durduğunu görünce şaşırdı. Ramirez başını kahvesinden kaldırıp sırıttı.

      “İçeri СКАЧАТЬ