Ejderhaların Yükselişi . Морган Райс
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Ejderhaların Yükselişi - Морган Райс страница 5

СКАЧАТЬ gitsin.”

      Fakat ağabeyleri onu umursamadı ve her ikisi de yüzlerini hayvana dönüp mızraklarını kaldırdı. Ne kadar cesur olduklarını kanıtlamak istercesine açıklığa doğru yürüdüler.

      “Ben kafasına nişan alacağım,” dedi Brandon.

      “Ben de boğazına,” diye onayladı Braxton.

      Yabandomuzu daha gürültülü bir şekilde homurdandı, ağzını daha geniş açtı ve salyalarını akıtarak bir tehditkâr adım daha attı.

      “Geri dönün!” diye bağırdı Kyra umutsuzca.

      Fakat Brandon ve Braxton ilerledi, mızraklarını kaldırdı ve aniden fırlattılar.

      Mızraklar havada süzülürken Kyra endişe içinde izledi ve kendisin en kötüye hazırladı. Dehşete düşmüş şekilde Brandon’ın mızrağının hayvanın kulağını sıyırıp geçtiğini fakat kan dökülmesi ve hayvanın kışkırtılmasına yettiği, Braxton’ın mızrağınınsa kafasının birkaç metre üzerinden uçup arkaya düştüğünü gördü.

      Brandon ve Braxton ilk kez korkmuş görünüyorlardı. Orada, ağızları açık, suratlarında aptal bir ifade ve alkolün verdiği parlaklık korkuya dönmüş olarak öylece duruyorlardı.

      Yabandomuzu öfkeden delirmişti. Kafasını yere eğdi, korkunç bir homurtu çıkarttı ve aniden saldırıya geçti.

      Hayvan ağabeylerine doğru yaklaşırken Kyra korku içinde onu izledi. Boyutuna göre, hayatında gördüğü en hızlı şeydi ve çimenlerin üzerinde sanki bir ceylanmış gibi sekiyordu.

      Hayvan yaklaşırken Brandon ve Braxton aksi yöne ok gibi fırlayarak can havliyle kaçmaya başladılar.

      Aidan’ı orada, olduğu yere çakılmış, tek başına ve korkudan donmuş halde bırakmışlardı. Ağzı şaşkınlıkla açık kalmış, kabzayı tutan eli gevşemiş ve mızrak elinden yere yuvarlanmıştı. Kyra aksi halde de çok bir şeyin değişmeyeceğini, Aidan’ın denese de kendini savunamayacağını biliyordu. Yetişkin bir erkek bile kendini savunamayabilirdi. Ve yabandomuzu bunu fark etmişçesine bakışını Aidan’a çevirmiş ve doğrudan onu hedef almıştı.

      Kyra, kalbi deli gibi çarparak harekete geçti. Bu durumda bir tek şansının olacağını biliyordu. Hiç düşünmeden ağaçları ittirerek ileri atıldı. Yayını çoktan hazırlamıştı. Tek bir atış şansının olacağını biliyordu ve bu atış mükemmel olmak zorundaydı. Yabandomuzu hareket etmiyor olsa bile, içinde bulunduğu panik halinde çok zor bir atış olacaktı; fakat oradan sağ kurtulmak istiyorlarsa atışının mükemmel olması gerekiyordu.

      “AIDAN, YERE YAT!” diye bağırdı.

      Oğlan hiç kıpırdamamıştı. Aidan yolunu kapatıyor ve temiz bir atış yapmasını engelliyordu. Kyra yayını kaldırıp ileri doğru koştu. Eğer Aidan çekilmezse o tek bir atışının da boşa gideceğini fark etti. Ağaçların arasında tökezleyerek ilerlerken ayakları karda ve nemli toprakta kayıyordu. Bir anlığına her şeyin bittiğini hissetti.

      “AIDAN!” diye umutsuzca tekrar bağırdı.

      Bu kez bir mucize oldu ve oğlan söz dinleyip son anda kendini yere attı. Artık Kyra’nın atış için açık bir görüşü vardı.

      Yabandomuzu Aidan’a saldırırken Kyra için zaman yavaşladı. Kendini farklı bir boyuttaymış gibi hissetti. İçinde, daha önce hiç hissetmediği ve ne olduğunu tam olarak anlayamadığı bir şey yükseldi. Dünya daraldı ve belirginleşti. Kendi kalp atışlarının, soluğunun, yaprakların hışırtısının ve yüksekte gaklayan bir karganın sesini duyabiliyordu. Kendini, daha önce hiç olmadığı kadar evrenle uyum içinde hissetti. Sanki evrenle tek vücut olduğu bir başka gerçeklik boyutuna geçmiş gibiydi.

      Kyra avuç içlerinin sıcak bir şekilde karıncalanmaya ve ne olduğunu anlamadığı bir enerjiyle dolmaya başladığını hissetti; sanki yabancı bir şey vücudunu ele geçiriyormuş gibiydi. Sanki çok kısa bir an parçası içinde kendini olduğundan daha büyük biri gibi hissetti; kendinden çok daha güçlü biri gibi.

      Kyra bilinçsiz davranış durumuna geçmiş, tamamen içgüdülerinin ve hissettiği bu yeni enerjinin kontrolü ele almasına izin vermişti. Ayaklarını yere sabitledi, yayını kaldırıp, oku gerdi ve bıraktı.

      Oku bıraktığı anda bunun özel bir atış olduğunu farkındaydı. Okun, nereye gitmesini istediğini biliyormuş gibi hareket edip, havada süzülüşünü izlemesine gerek bile yoktu. Oku öyle bir güçle atmıştı ki, ok yaratığın sağ gözünden girmiş, durana kadar da kafatasının içinde neredeyse otuz santim derine saplanmıştı.

      Yaratık, bacakları altında kıvrılırken aniden homurdandı ve yüzüstü karların üstüne düştü. Açıklıkta kayarak Aidan’ın olduğu yere kadar geldi. Kıvranıyordu ve hala canlıydı. Sonunda Aidan’a otuz santim kadar bir mesafede durdu. O kadar yakınlardı ki, neredeyse birbirlerine değiyorlardı.

      Hayvan karların üzerinde kıpırdanıyordu. Kyra yayına yeni bir ok yerleştirmişti. Yabandomuzunu üzerinde durdu ve kafasının arkasından oku sapladı. Hayvan artık kıpırdamıyordu.

      Kyra kalbi deli gibi çarparken, sessiz bir şekilde açıklıkta durdu. Ellerindeki karıncalanma hissi yavaşça geçiyor, enerji kayboluyordu. Az önce neler olduğunu merak ediyordu. Atışı gerçekten yapmış mıydı?

      Bir anda Aidan’ı hatırladı. Ona doğru eğilip oğlanı kavradığında, oğlanın kendisine, sanki annesine bakıyormuş gibi baktığını gördü; gözleri korku doluydu fakat yaralanmamıştı. Oğlanın iyi olduğunu görünce içinde ani bir rahatlama hissetti.

      Kyra arkasını döndüğünde iki ağabeyinin hala açıklıkta yerde yatıyor ve kendisine şoke olmuş biçimde ve büyülenmiş gibi baktığını gördü. Fakat bakışlarında başka bir şey daha vardı; onu rahatsız eden bir şey, şüphe… Sanki onlardan çok farklı biri gibiydi. Bir yabancı. Bu bakış, daha önce de ender olsa da kendisiyle ilgili meraklanmasına yetecek kadar çok gördüğü bir bakıştı. Döndü, ayaklarının dibinde yatan devasa büyüklükteki ölü yaratığa baktı ve kendisinin, on beş yaşında bir kızın, bunu nasıl yapabilmiş olduğunu merak etti. Bu durum yeteneklerinin ötesindeydi. Şanslı bir atışın da ötesinde…

      Kendisinde her zaman herkesten farklı bir şeyler olmuştu. Orada öylece, uyuşmuş ve kıpırdamak isteyip yapamaz bir halde durdu. Bugün onu sarsanın yaratık değil daha çok ağabeylerinin kendisine bakışı olduğunu biliyordu Ve hayatı boyunca yüzleşmekten kaçtığı sorunun cevabını belki de milyonuncu kez merak ediyordu:

      O kimdi?

      BÖLÜM ÜÇ

      Kyra kale yoluna koyulmuş olan ağabeylerinin arkasından yürürken, yabandomuzunun ağırlığı altında zorlanışlarını izledi. Aidan hemen yanında, takip oyunundan dönmüş olan Leo ise hemen topuklarının dibinde yürüyordu. Brandon ve Braxton mızraklarını birbirine bağlamış, üzerine ölü yaratığı koymuş, mızrakların uçlarını omuzlarının üzerine koymuş yürürken çok yorulmuşlardı. Asık suratlı tavırları ormanlıktan açık alana çıktıklarında, СКАЧАТЬ