Название: Nutuk
Автор: Мустафа Кемаль Ататюрк
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6862-56-2
isbn:
31.5.1919
Suret
1- Sivas’ın şimdiki durumu ve orada olup bitenler ve bu şehirde veyahut bu şehrin yakınında çok sayıda toplanmakta bulunan Ermeni mültecilerinin güvenliğine dair son günlerde oldukça endişe verici haberler almış olduğumu, siz Sadrazam hazretlerinin yüksek şahsiyetlerine bildirmekle şeref duyarım.
2- Bundan dolayı askerî komutanın görev bölgesi içinde bulunan Ermenilerin iyi korunması ve himayeleri için mümkün olan bütün tedbirleri almasını emreder ve herhangi bir şekilde öldürme veyahut kötü muamele olduğu takdirde kendisinin doğrudan doğruya sorumlu tutulacağını bildirir bir telgrafın, Yüksek Harbiye Nezaretince adı geçen komutana acele olarak çekilmesi hususunda emirler buyrulmasını siz Sadrazam hazretlerinin yüksek şahsiyetlerinden rica ederim.
3- Bu talimata benzer talimatın ilgili sivil memurlara verilmesini ayrıca rica ederim.
4- Memleketteki asayişsizlik hakkında siz Sadrazam hazretlerinin yüksek şahsiyetlerinin ne derece haklı olarak endişe içinde bulunduklarını bildiğim için siz Sadrazam hazretlerinin yüksek şahsiyetlerine ayrıca, bu (…) uyulacağından eminim.
5- Söz konusu olan talimatın gönderildiği, talimat hakkında verilecek bilginin beni fazlasıyla sevindireceğini belirtmek isterim.
Sivas Vali Vekilliğinden 2 Haziran 1919 tarihli aldığım bir telgrafta da “Bugün Albay Demange imzasıyla alınan telgrafta ‘Aziziye’de İzmir’in işgal edildiği ve bu ise doğru olmayıp size durumdan haber veriyorum ki bu haber müttefik askerleri tarafından vilayetinizin işgaline sebep olur.’ manasında ihtarlarda bulunulmaktadır… vs.” denilmekteydi.
Hakikatte, ne Sivas’ta endişe verici bir hâl vardı ve ne de Hristiyanların öldürmekle tehdit edildiği doğruydu. Meseleyi milletçe yapılmaya başlanılan mitinglerden korkan ve bunu emellerinin gerçekleşmesine engel sayan Hristiyan azınlıkların, yabancıların dikkatini kendi üzerlerine çekmek için bilhassa yaydıkları uydurma haberler olarak kabul etmek lazımdır (Ves. 22, 23, 24). Harbiye Nezaretinin nota suretini taşıyan telgrafına verdiğim cevabı aynen arz edeceğim:
İstihbarat
Çok aceledir.
Sayı: 58
Harbiye Nezareti Yüksek Makamına,
C. 2 Haziran 1919 şifre:
Sivas ve civarında, evvelce bulunan Ermenileri ve sonradan gelen mültecileri dehşete düşürecek hiçbir hadise olmamıştır. Ne Sivas’ta ne de civarında endişe verici bir hâl vardır. Herkes sükûnet içinde iş ve güçleriyle meşguldür. Bunu kesinlikle arz ve temin ederim. Bu itibarla İngiliz notasındaki istihbarat kaynağının ne olduğu âcizlerince bilinmek lazımdır. İzmir’in ve Manisa’nın işgaline dair gelen acı haber üzerine, Müslüman halkça yapılan ve Hristiyan azınlıklar hakkında hiçbir düşmanca maksat gütmeyen toplantılardan belki de bazılarının ürkmüş olması hatıra gelebilir. İtilaf Devletleri milletimizin haklarına ve istiklaline saygı duydukları müddetçe ve millet, vatanın hiçbir tecavüze uğramayacağından emin bulundukça, Müslüman olmayan azınlıkların korkuya kapılmalarına hiçbir sebep yoktur ve bu hususta devlete karşı her türlü sorumluluğu yüklenir ve buna tamamıyla emniyet buyrulmasını istirham ederim. Fakat milletin istiklal ve varlığını yok eden, millet hayatını tehlikeye düşüren işgal, suikast ve zulüm gibi, İzmir bölgesinde görülmekte olan tecavüzlerin, benzeri hadiselerin yeniden meydana gelmesine karşı, ne milletin heyecan ve vicdan ızdıraplarını ne de bundan doğan millî nümayişleri engelleyip durdurmak için kendimde ve hiç kimsede kudret ve kuvvet göremeyeceğim gibi bu yüzden çıkacak olay ve hadiselerin karşısında da sorumluluk kabul edebilecek ne komutan ne sivil idareci ne de hükûmet tasavvur ederim.
Bu nota sureti ile tarafımdan verilen cevap sureti bütün komutanlara, vali ve mutasarrıflara bir genelgeyle bildirildi.
Bu tarihlerde, bütün milletin İngiliz Muhipleri Cemiyetine katılarak, İngiltere himayesinin istenilmesinin, bu cemiyet adına Sait Molla imzasıyla bütün belediye başkanlıklarına bir telgrafla bildirildiği ve bu telgrafın tesirini hükümsüz bırakmak için milleti gerektiği gibi aydınlatmakla beraber hükûmet nezdindeki teşebbüslerim de malumunuz olmuştur (Ves. 25). Bundan başka 27 Mayıs 1919 tarihinde Türkiye-Havas-Reuter adındaki ajansın, toplanan Saltanat Şûrası hakkında verdiği haberlerde “Şûrayı teşkil eden üyelerin hepsinin fikri, Türkiye’nin büyük devletlerden birinin himayesini sağlamak merkezindedir.” havadisini her tarafa yayması üzerine, Sadrazama: “Milletin, millî istiklalini korumaya kararlı olduğunu, bütün uğursuz akıbetlere karşı en son fedakârlığı göze aldığını ve millî vicdanı ifade etmeyen haberlerin endişe verici akisler uyandırdığını” yazmakla beraber, bütün milleti de bu durumdan nasıl haberdar ettiğimi başka bir münasebetle söylemiştim.
Sadrazam Ferit Paşa’nın Paris’e bilinen daveti üzerine, Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisinin ilk toplandığı günlerde, bazı demeçler vermiştim. Bu meseledeki görüş ve hareket tarzımın ne olduğunu açıklamak maksadıyla şu vesikayı aynen arz edeceğim.
Şifre
Aceledir.
Kişiye özeldir.
Samsun’da 3’üncü Kolordu Komutanı Refet Beyefendi’ye, Erzurum’da 15’inci Kolordu Komutanı Kazım Paşa Hazretleri’ne, Canik Mutasarrıfı Hamit Beyefendi’ye,
Erzurum Valisi Münir Beyefendi’ye,
Sivas Vali Vekili Hâkim Hasbi Efendi Hazretleri’ne, Kastamonu Valisi İbrahim Beyefendi’ye,
Ankara’da 20’nci Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa Hazretleri’ne, Konya’da Yıldırım Orduları Müfettişi Cemal Paşa Hazretleri’ne, Diyarbakır’da 13’üncü Kolordu Komutan Vekili Cevdet Beyefendi’ye, Van Valisi Haydar Beyefendi’ye,
Fransa siyasi temsilcisi Mösyö Defrance’ın Sadrazamlık yüksek makamına gelerek Osmanlı Devleti’nin haklarını konferans huzurunda savunmak için Paris’e gidebileceklerini bildirdiği, Dâhiliye Nezaretinin resmî tebliğlerinden ve ajans haberlerinden anlaşılmıştır. İzmir vakası üzerine, milletimizin gösterdiği vatanseverce hassasiyet ve bu suretle istiklalini korumak hususunda beliren azminin neticesi olan bu mazhariyet, şükranla karşılanmaya layıktır. Fakat buna rağmen Yunanların, İzmir vilayetini işgali önlenebilmiş değildir. Her hâlde milletin, haklarını müdrik ve onları çiğnetmemek için yekvücut olarak fedakârca harekete hazır olduğu, İtilaf Devletleri’ne karşı gösterilmeye ve ispata devam edildikçe, adı geçen devletlerin milletimize ve onun haklarına saygılı olacağına şüphe yoktur.
Sadrazam Paşa hazretlerinin konferans huzurunda Osmanlı Devleti’nin haklarını savunmak için ellerinden geleni yapacakları tabiidir. Ancak milletçe, kesin olarak savunulması istenilen СКАЧАТЬ