Köroğlu
Kazakistan’ın Bağımsızlığının 30. yılına armağan.
Takdim
Abzal SAPARBEKULY
Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi
Bu sene Türk dünyasıyla birlikte doğumunun 175. Yıldönümünü kutladığımız Kazak halk şiirinin alpereni olan ozan Jambıl Jabayev, 1846 yılında şu anki Jambıl Eyaleti Şu İlçesindeki Jambıl dağının eteğinde Japa kışlağında Şubat ayının şiddetli soğuk günlerin birinde dünyaya geldi. Zor günlerde doğdu. Yedisu bölgesini Kokan Hanlığının idare ettiği dönemdi.
Jambıl küçüklüğünde babası köydeki molladan eğitim alsın diyerek medreseye verir. Fakat gelecekteki ozana mollanın eski talimi nasip olmadı. O dönemde henüz yeni eğitim sistemi yoktu, eski medrese metoduyla okuma vardı. Bundan sonra babasına mollanın okutması yaramadığını söyler, eline dombıra alarak ozanlık yoluna koyulur.
Kazak edebiyatının klasik yazarı M.Auezov’un “Ozanların ozanı parlak gölün dimağı” dediği ozan Süyinbay Aronulı’dan dua alır. Böylece o, henüz on-on beş yaşında “genç ozan”, “müthiş ozan”, “ozan Jambıl” olarak halk içinde tanınmaya başlar.
Jambıl da, Abay gibi yaşadığı dönem itibarıyla sosyal sorunları her zaman dile getirdi. Böylece o, adalete yana yaşadı.
1916 yılında insan gücü ile ilgili çıkan çarlığın hükmüne karşı mücadele başladığı zaman ozan Jambıl devleti idare edenlerin Çarlığa kul-köle olduklarını, halkı öfkelendirdiğini ifade etti. Yaylasından ayrılan Kazak halkı o dönemde Çin’e göç etmeye başladı. Kazakistan’ın birçok yerlerinde Çarlığın hükmüne karşı başkaldırmalar düzenlendi. Bu olaylara şahitlik eden ozan şiirlerinde her zaman dile getirdi. Hatta bu şiirleri söylediği için birkaç gün hapiste bile yattı.
Kazakistan topraklarında Sovyet hükümeti idare etmeye başladığında fakire, kadına özgürlük getirdiğine ozan şahit oldu. Bundan dolayı onun şiirlerinde zenginlerin mallarına kayyım atamak, mal otlatacak, ekin ekecek toprakları tekrar paylaştırmak, konsey seçimlerini düzenlemek gibi konular işlendi. Bu sürece şahit olan ozan halkıyla beraber sevindi, beraber neşeli günleri yaşadı.
Kazakistan Yazarlar Birliğinin 1.Kurultayında üey olan Jambıl adını 1936 yılında Moskova’da geçen Kazak edebiyatı ile sanatının on günlüğü festivali daha yaygın haline getirdi. Tabi ki, Jambıl da, zamanın çocuğuydu. Bundan dolayı çalışkan milletine eşitlik getiren Kazan başkaldırmasına sevinmemesi mümkün değildi.
Ozanın zirve santkarlığı, atışmalarıdır. Jambıl’ın Kulmanbet, Dosmağanbet, Sarıbas, Mayköt, Baktıbay, Sarı, Böltirik, Jünisbay, Aykümis, Bölek’in kızı, Şaşubay gibi ozanlarla yaptığı atışmaları irticalen söylediği şiirinin zirvesiydi.
Dünya Savaşı döneminde vatanseverliği şiirleriyle yad eden ozana Devlet Ödülü verilir. O, son demine kadar geleneksel Kazak şiirinin en mükemmel örnekleriyle hayatını ördü. Hemen hemen bir asır yaşayan ozan Jambıl Jabayev sadece Kazak şiirinin alpereni değil, 20.yüzyılın Homeros’u olarak bilindi. O, halk şiiriyle Kazak halkını tüm dünyaya tanıttı.
Yazar Muhtar Mağavin Jambıl ile ilgili hatıratında Kazak edebiyatını ve kültürünü dünyaya tanıtan Abay değil, Muhtar Avezov değil, aslında tüm dünyaya tanıtan ozan Jambıl olduğunu söyler. Ve daha o dönemde şiirlerin dünya dillerine nasıl çevrildiğini, ezberlendiğini büyük bir hissiyatla dile getirir.
Bu sene Devlet Başkanlarımız Türkistan Deklarasyonu kapsamında ozan Jambıl Jabayev’in 175.ci yıldönümü anma yılı olarak ilan ettiler. Kazakistan’ın her bölgesinde ozanla ilgili etkinlikler düzenlenerek eserleri yeniden yayınlanmaktadır. Bundan birkaç sene önce Keçiören Belediyesinde Jambıl sokağı açılmıştı. Bu tarihi faaliyeti organize etme bahtiyarlığına ermiştik. Bu anlamda ozanımıza hürmeten sokak adını veren belediye başkanlığına yeniden şükran duygularımı arz ederim. Ozanı anmak, şiiri anmaktır, tarihi yad etmektir ve hafızaları yenilemektir. Bu amaçla elinizdeki Köroğlu Destanı’nı ilk defa Türkiye Türkçesine kazandırarak sizlere sunmaktayız. Evet, Türk edebiyatında Köroğlu Destanı vardır ve onun birçok versiyonu mevcuttur. Sizlere sunduğumuz bu kitap destanın Jambıl Jabayev’in nüshasıdır. Eseri çeviren değerli yazar Malik Otarbayev’e ve kitabı yayına hazırlayan Avrasya Yazarlar Birliği Başkanlığına teşekkür ederim.
Takdim
Dr. Yakup ÖMEROĞLU
Avrasya Yazarlar Birliği Genel Başkanı
Bir milleti edebiyatsız, edebiyatı da milletsiz düşünmek mümkün değildir. Milli ruhu her zaman canlı tutan söz sanatıdır. Özellikle, erken dönemlerde yaygın hale gelen sözlü edebiyatı halkın manevi besin kaynağı olmuştur. O dönemin insanları sadece “izleyici” değillerdi, dinleyici olmakla beraber ezberleyiciydiler, okuyucu olmakla beraber araştırıcıydılar. Dolayısıyla eski ozanlar ile yazarlar hep halkın günlük hayatıyla içli dışlı olmuşlar. Halktan beslendikleri gibi halkı da beslemişler. Böylece manevi değerlere sahip çıkarak kendi milli varlıklarını hem yurt içinde hem de yurt dışında tanıtabilmişler.
İşte kardeş ülke Kazakistan’ın ünlü ozanı, nazımın nazlı nigârı olarak tanımlayacağımız Jambıl Jabayev, öz milletine, kültür değerlerine aşık bir insandı. Okuması yazması olmayan ozanın söylediği şiirleri yaşadığı dönem itibarıyla halkını yeniden canlandırmış, anlattığı mevzuları folklor ilminin yeni ufuklarını açmış ve üzerinde taşıdığı hasletleri milli ruhunun uyanmasına büyük hizmetler vermiştir. Kazak bilim adamlarının tespitlerine göre, o, eski atışma geleneğinin, sözlü edebiyatının son orijinal timsaliydi. Çok sade bir hayata sahipti. Hep halkın yanında oldu, halkın derdiyle dertlendi ve halkın ihtiyacını her zaman cesurca dile getirdi. O, aynı zamanda toplumun formasyon geçirdiği her iki dönemin şahidiydi. Sömürülen milletine özünü ve sözünü hatırdan çıkartmaması için hayatı boyunca çaba sarf eden milli sesti, milli nefesti. Anadolu topraklarında neşet eden Aşık Veyseller, Aşık Seyraniler, Pir Sultan Abdallar gibi adalet ile doğruluğu, sevgi ile şefkati, doğa ile barışı, kısaca hakikatin tercümanı olmuştur.
Eğer ozan Jambıl sadece zamana bağlı kalan bir şahsiyet olsaydı, Türk dünyasının incileri olan “Köroğlu”, “Kız Jibek”, “Manas”, “Ötegen Batır”, “Saurık ile Suranşı” destanlarını köy köy gezerek, yayları kışlakları dolaşarak günlerce hiç durmadan dombırasıyla anlatır mıydı, gelecek nesillerin hafızasına aktarır mıydı? Dini değerlerin yaşanması, manevi ritüellerin yapılması yasak olduğu dönemde koca coğrafyayı idare eden Stalin’in önünde her şeye rağmen hiç taviz vermeden namaz kılması, onun geleneksel değerlerine ne kadar bağlı olduğunun göstergesi değil midir? Her insanın zamanın çocuğu olduğu tartışılmaz gerçektir. Bundan dolayı ozan Jambıl da Sovyet zamanından önceki dönemini dile getirdiği gibi, sonrasını da anlatmıştır. Bu ozan, şair, yazarlar için doğal bir haslettir. Çünkü her ne kadar bir yazar tarihi romanı kaleme almış olsa da, yine yaşadığı dönemini anlatmaya çalışır. Ona rağmen Jambıl eski değerlerini çok iyi bilmiş ve bununla yeni neslin yetişmesine katkı sağlamıştır.
Türk dünyasının değerli gönül insanı, söz sanatının ustası Jambıl Jabayev, öz değerlerinin hafızası olduğu gibi, Kazak halkının da hafızasında ebediyete kadar kalan ulu bir ozandır.
Önsöz
Halk Şiirinin Alpereni
Prof. Dr. Canseyit TÜYMEBAYEV
Al СКАЧАТЬ