Название: Kardeş Sesler 2019
Автор: Анонимный автор
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6852-45-7
isbn:
Bir yazı okumuştum. Koşu bandında yürümek insanın psikolojisini bozuyormuş. Beyin her adımda ilerlediğini görmek istermiş. Koşu bandında yürürken gözlerin gördüğü manzarayla aynı kalınca yol, yürürken ilerlememiş olmak beyne zarar veriyormuş ve bu ruh sağlığını bozuyormuş.
“Yürüyün ama açık alanda duygularınızı da yürütün, beyin sabitlenmeyi sevmez.” Diyordu uzman. İşte önümde duvar olunca ilerletmez, bedenime, duygularıma ve beynime sınır koyar. Umutsuzlaştırır. Kapatma gözlerini, aç duvarın arkasını, hayal et ya da yık o duvarı. İşte o zaman bir çıkış bulabilirsin.
Dört duvar arası yalnızlık öldürür diyorlar. Evet, doğru. Ufuksuz, umutsuz, hayalsiz yaşamaktır. Bazen sınır olur duvar ülkelere. Bir gün gelir yıkılır duvar ve özgürleşir insan. Kapısı olmayan ev ya da bahçe gibidir gözlerimi kapatmak. Çiçeğini, ağacını, dumanı tüten bacasını göremeden içinde yaşayanı nasıl hayal edebilirim.
Duvar körlüktür gözlere. İnsanın kendi elleriyle ördüğü. Ve yine sadece kendisinin yıkabileceği.
(AYB Edebiyat Akademisi, Deneme Atölyesi 2018)
KAPİTAL BABA / OĞLU NOEL
Mezopotamya ananın bir oğlu olur. Adını kapital koyar. İsim babası büyük büyük dede Plautos ve Mamon’dur.
Kapital oğul öyle oburdur ki emek, emek üretilen her seyi çabucak yer bitirir. Doymak nedir bilmez. Asırlarca Mezopotamya ananın biriktirdiği ne varsa yer yutar. Ana çaresiz en çok sevdiği kızı Anadolu’dan yardım ister. Halden anlayan müşvik kızı anasını kırmaz, dağlardan, denizlerden gelen misafirlerine çok ikramlar yapar, onları misafir eder. Niyeti kendini tanrıça sayan kızlarını, tanrı ilan eden oğullarını, kıramayan yumuşak kalpli Mezopotamya ananın yükünü hafifletmektir. Bunu gören Kapital obur oğul Anadolu kızın yanına gelir, bir plan yapar. Niyeti Mezopotamya ananın elindeki azalan hazinelerine başka diyarlarında üretip elde ettikleri ne varsa onları da ekleyip yemektir. Gözü doymaz Kapital kendini Tanrı ilan eder. Planını uygulamak için harekete geçer.
Anadolu kadın, misafirleriyle meşgul olduğu bir gün, Kapital oğul (Antalya) Demre’de şaman tohumu serpilmiş bir avuç toprak alır torbasına gizlice koyar. Niyeti kendine bir oğul yaratmaktır. Torbasına koyduğu şaman tohumlu toprakla Kostantiniy ‘ye sarayına gider kapıyı çalar. Orada misafir olur, gözlem yapar yiyip yutacağı ne var araştırır. Kiliseye gider orada ateşli bir tartışma yapılmaktadır. Kapital eline bir tuğla alır havaya kaldırır”, işte toprak su ateş birleşince ne güzel olmuş, neden tartışmayla vakit harcarsınız üretin, Baba oğul kutsal ruh üçü bir arada güzel oldu”der. Kilise yetkilileri “ evet güzel oldu “deyip Kapitali tebrik ederler. Toplanan piskoposların amacı yeni dinin figürünü belirlemek ve bir üçlü işaret tesbit etmektir. Kapitalin üçlü benzetmesi onlarda bir çağrışım yapar teslis işaretini oluştururlar. Kapital tuğlayı alır şaman tohumu serpilmiş toprağı koyduğu torbasına onu da koyar, yola çıkar Mısıra gider.
Eski roma ordusundan Persli bir askeri bulur. Tanrı Apollo’nun kızı Myra’yı sorar, Persli asker Myra’nın gece tanrısıyla savaştığını karanlığı yendiğini söyler. Tarih(25 aralıktır). Aynı güne denk gelen yıllarda Amon’ ra’nın annesi bu mağarada onu doğurmuş, Tanrının oğlu olarak saraya götürmüştür. Pers’li asker anlatmaya devam eder”aradan uzun yıllar geçer Myra’nın kutsadığı bu mağaraya soğuk bir gece çobanlar sığınır ateş yakıp ısınmak isterler, mağarada bir ışık yanmaktadır. Meryem oğlu İsa ‘yı doğurmuştur, (25 Aralık)” Persli asker hikayesini bitirir. Kapital hemen Mısır sarayına gider yetkililerle görüşür, onlara bir takvim yaprağı bırakır (25 Aralık), kutsal gece yazılıdır, sarayın hoşuna gider, kutlamalar yapar. Sonra bir kiliseye gider oraya da bir takvim yaprağı bırakır, (25 Aralık)yazmaktadır.
Kapital oğul planını çok beğenir, ata biner yola devam eder. Önüne kum çıkar deveye biner. Sıcak canını sıkar bunaltır, Finlandiya’ya gider. Çok soğuk bir hava üşümeye başlar bir evin bacasından evin içine iner, bacadan inen Kapital Tanrı ‘yı gören anne kız korkar, Kapital Tanrı onlara korkmalarına gerek olmadığını söyler. Dışarıda Ren geğiklerine koşulmuş arabasını gösterir. Torbasında şaman tohumu serpilmiş önce ısınan, sonra üşüyen, bacadan inerken nemlenen, tohumdan bir çam filizi yeşermiştir. Finli şaman aileye çam filizini verir ona iyi bakmalarını söyler. Finli şaman aile çam filizini kapıya diker. Kapital tanrı çam ağacına iyi bakarlarsa gelecek yıl oraya hediye bırakacağını söyler, Ren Geyiğine koşulmuş arabasına biner NEW YORK’a gider. Ağaca bir takvim yaprağı bırakmıştır, (25 Aralık).NEW YORK’ta mola verir. Şaman tohumu serpilmiş torbasında kiliseden aldığı tuğla, Finli kadının ocağında gizlice aldığı kül, içine birkaç dolar katarak otel odasında bir hamur yapar, artık kendine bir yardımcı yaratmış, oğlu Noel karşısındadır. Kapital Tanrı kendine bir çete kurar, başına da oğlu Noel’İ görevlendirir, çetesine bir isim koyar, Kapitalmilis gücü.
İleride başarılarını kutlamak için bir takvim yapar yortu bayramı. Her yıl aralık ayında on beş gün bayram tatili ilan eder. Doğu’nun ve batı’nın masallarından ve de topraklarından yarattığı oğlu Noel artık hazır, çetesi oluşmuştur. Üretip kazanılan parayı toplayacak hepsi onun olacaktır. Önce çam ağacı bıraktığı küçük kızdan yayılarak tüm çocuklar hediye için beklemeye başlar. Hediye hayali kuran çocuklar , çam fidanları ışıklı lambada ısınırken, Kapital tanrıya inanmış insanlar banka ve kredi kartlarından hediye siparişine başlar.
Noel sarhoşluğu geçtiğinde, kontrol edilen banka hesapları boşalmış bulunacaktır. Ne hediye ne yardım gelmiştir. Ayık olmayan kafalarda hatırlanmayan eğlenceler ve kime ne amaçla yapıldığı belli olmayan dualar, Kapital tanrının torbasında, yeni yıllara uçup gitmiştir.
(AYB Edebiyat Akademisi, Deneme Atölyesi 2018)
ÜZÜM VE İNSAN
İnsan mı önce yaratıldı yoksa üzüm mü tarihi bir kayıt yok. Üzümle dostluğumuz çok eskiye dayanır. Tadı kokusu öyle güzeldir ki vazgeçilmezimiz oldu. Besinimiz, kazancımız, ticaretimiz, zenginliğimiz, mutluluğumuz, bazen şifamız, bazen sarhoşluğumuz oldu. Önce yedik sonra şarap yaptık. Şarabın serüveni devam ederken, kurutmayı öğrendik. Tabi bir de üzüm yaprakları onlar da tenceremizdeki yerini aldı, onu da çok sevdik. Zayıf ince bir çubuktan meydana gelen salkımların bizi getirdiği nokta üzüm bağımlılığına doğru insanı sürükledi. İnsanlığın doğuşu Mezopotamya’dan yola çıkan üzüm ve insan dünyanın her yerine birlikte gittiler. İki sevgili gibi birçok medeniyetler kurdular ve gelişerek yol aldılar.
Kutsal kitaplar üzüm ve şaraptan bahseder. Mevlana mesnevisinde üzüm ve şaraba benzetmeler yapar, bu ikili birlikte tarif bulur. Üzüm şarabı, koruk hamlığı, olgunluk erdemi, sarhoşluk ilahi aşkı temsil eder. Mevlana bilir ki üzüm ve insan, her coğrafyada, bütün insanlık tarihinde tanınan bir ikilidir.
Ömer Hayyam rubaisinde, üzüm ve şaraptan bahseder:
Şarap sen benim günüm güneşimsin
Öyle bir dolsun ki seninle içim
Bir СКАЧАТЬ