Kızılderili masalları. W. T. Larned
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kızılderili masalları - W. T. Larned страница 7

Название: Kızılderili masalları

Автор: W. T. Larned

Издательство: Maya Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-8068-21-4

isbn:

СКАЧАТЬ Ne var ki yaşlı adamın başına bir talihsizlik geldi. Kafasına sıkıca bağladığı ve gece gündüz çıkarmadığı hazinesinin başlığını kaybetti. Sihirli bir başlığı olduğunu duyan bir Kızılderili kabilesi günlerden bir gün onu ziyaret ederek şeflerinin kızının çok hasta olduğunu ve onu iyileştirebilecek tek bir şey olduğunu söylediler: Hazinesinin sihirli başlığını görmek. Büyücü elçilerden şüphe etmedi ama kızı yanına getirmeleri için onları ikna etmeye çalıştı. Kızın yerinden kalkamadığını söylediler. Bunun üzerine yaşlı adam, içinden hiç gelmese de başlığını çıkarıp Şef’e gönderdi. Gerçekte bütün bu hasta kız hikâyesi bir uydurmaydı. Başlığı ele geçirince ihtiyar adamla dalga geçtiler. Kuşların gagalaması ve gelip geçen yabancıların alay etmesi için başlığı bir direğe taktılar. Yaşlı adam başlığı geri alacak kadar güçlü değildi ama günün birinde genç bir savaşçının ona yardım edeceği söylenmişti kendisine. Kızıl Kuğu, Düşen Yapraklar Dolunayı’nda7 bu cesur adamı aramaya gider, görevi başarırsa onun eşi olacağına dair de ant içmişti. Torunum, pek çok delikanlı Kızıl Kuğu’nun peşinden gitti ama başarısız oldu. Yine de senin daha şanslı olduğunu düşünüyorum. Kızıl Kuğu’nun çadırına gittiğinde büyücü sana her şey hakkında sorular soracak. Ona hayallerinden bahset, koruyucu ruhlarının senin için yaptıklarını anlat. O zaman senden hazinesinin başlığını geri getirmeni isteyecek, başlığı nasıl bulacağını ve onu kaçıran kötü insanları cezalandırmak için ne yapman gerektiğini söyleyecek.”

      Derin Ses, böyle güzel bir kızla evlenme şansının olduğunu duyunca çok sevindi. Ertesi gün neşe içinde ormanda oradan oraya koşturdu. Başarısız olabileceği düşüncesi aklından bile geçmiyordu. Akşama doğru derin inleme sesleri duydu. Bunların Kızıl Kuğu’nun çadırından geldiğini düşündü.

      Çok geçmeden güzel bir çadıra geldi. İçeri girince çadırın ortasında oturan büyücüyü gördü. Yaşlı adam, iki eliyle başını tutmuş acı içinde inliyordu.

      Yaşlı adam akşam yemeğini hazırladı. Kimsenin Kızıl Kuğu’yu görmesine ve hatta çadırda olup olmadığını bilmesine bile izin verilmiyordu. Ama Derin Ses, odayı bölen bir perde olduğunu fark etti. Ayrıca perdenin arkasından kanat çırpışına benzer sesler duydu.

      Heyecanlanmamış, sakin kalmayı başarmıştı. Yaşlı adamın sorularına sabırla ve dürüstlükle cevap verdi. Ona rüyalarını anlattıkça büyücü başını sallayıp “Hayır, o değil,” dedi her seferinde. Öyle ki Derin Ses, artık ona bir şey anlatamayacağını düşünmeye başlamıştı. Ne var ki Kızıl Kuğu’dan vazgeçmeye niyeti yoktu. Bu yüzden, diğerlerinden çok farklı bir rüyayı hatırladı. Hemen rüyasını anlatmaya başladı.

      Delikanlı rüyasını anlatmayı daha bitirmemişti ki büyücü bir anda heyecanlanıvermişti. “İşte bu, işte bu!” diye haykırdı, “Sayende yaşayacağım! Bir delikanlının ağzından duymak istediklerim bunlardı. Şimdi gidip başlığımı getirecek misin?”

      “Evet,” dedi Derin Ses, “Yarından sonraki gün, gece şahini ötünce başını evin kapısından çıkar. Elimde başlıkla geldiğimi göreceksin. Eve girmeden önce başlığını eskisi gibi başına yerleştireceğim. Bana verdiğin sihirli yemek sayesinde şeklimi değiştirme gücüne sahibim artık. Bu yüzden gece şahini olarak geleceğim ve başarılı olduğumu haber vermek için öteceğim. Topuzunuzu hazırlayın, geldiğim zaman kullanmam gerekebilir.”

      Derin Ses, konuşmaya başladığında neler diyeceğini bilmiyordu ama büyücü ona baktıkça, kelimeler dilinden dökülmeye başladı. Ondan önce bu maceraya atılmış diğer delikanlılara dair işittiği hikâyeler ve büyücünün o gece ona anlattıklarından sonra Derin Ses, başlayacağı görev için endişeliydi. Erkenden uyanıp kendisine gösterilen yöne doğru yola çıktı.

      Uzakta başlığı gördüğünde yakınında kimselerin olmadığını düşünmüştü ama yaklaşınca başlığın çevresini saranların bir ağaçtaki yapraklar kadar çok olduğunu gördü. Bu kadar çok insanın arasından öylece geçemeyeceğini anlayınca kendini bir sinekkuşuna çevirip başlığa iyice yaklaştı ama bir okun isabet etmesinden korktuğu için dokunmadı.

      Başlık, uzun bir direğe bağlanmıştı ve kimseye fark ettirmeden onu oradan hiçbir kuş alamazdı. Bu yüzden Derin Ses, kendini karahindiba çiçeğine çevirip başlığın içine girdi. Gümüş parmaklarını iplerin altına ve arasına yerleştirip ipleri çözdü, sonra yavaşça başlığı kaldırdı. Böylesi küçük bir varlık için çok ağırdı bu başlık.

      Aşağıdaki kalabalık başlığın hareket ettiğini görünce bağırışıp peşinden koşturdular. Peşinden giderken bir yandan da başlığı ok yağmuruna tutuyorlardı. Okları engelleyen rüzgâr, ters yöne esmeye başlayınca Derin Ses zaman kazanarak kuş şeklini aldı. Bir gece şahininin bedenine bürünmüş olarak büyücünün evine doğru hızla uçarken işaret olarak belirlediği gibi ötmekteydi.

      Yaşlı adam sesi duyup dışarı baktı. Derin Ses, adamın yanına uçup başlığı adamın başına doğru bıraktı. Sonra tekrar eski haline dönerek büyücünün çadırın hemen dışına koyduğu topuzu aldı ve güçlü bir darbeyle başlığı adamın kafasına sıkıca çaktı. Yalnız bu vuruş sonrası ihtiyar adam bayılmıştı. Adam kendine gelince Derin Ses gerçekten çok şaşırmıştı; çünkü karşısında yaşlı bir adam değil, ona şu sözleri söyleyen yakışıklı ve genç bir savaşçı duruyordu: “Cesaretin ve iyi kalpliliğinle bana gençliğimi ve gücümü yeniden kazandırdığın için sana minnettarım dostum.

      Derin Ses’ten misafiri olmasını istedi. Günlerce birlikte avlandılar ve dost oldular. Nihayet Derin Ses, ağabeylerinin yanına dönmek istedi. O zaman genç büyücü, arkadaşına hediyeler verdi. Kar gibi beyaz buffalo kürkleri ve geyik derisinin yanında, hangi ülkede olursa olsun varlıklı bir adam olmasına yetecek, taşıyamayacağı kadar çok sayıda kıymetli kemerler armağan etti.

      Orada kaldığı süre boyunca Kızıl Kuğu’dan hiç laf açılmamıştı. O gün, birlikte son pipolarını tüttürürken genç büyücü Derin Ses’e, “Kardeşim, hazinemin başlığını getiren kişiye verilecek ödülü biliyorsun. Sana ömür boyu yetecek kadar kıymetli eşya verdim ve şimdi de en büyük armağanı vereceğim,” dedi.

      Bu sözlerin üzerine Kızıl Kuğu ortaya çıktı.

      “Onu yanına al,” dedi büyücü, “Kızıl Kuğu benim kız kardeşimdir. Onu eşin olarak al.”

      Böylece Derin Ses ve Kızıl Kuğu birlikte yola çıktılar. Derin Ses’in geldiği yoldan dönüyorlardı. Yol üzerinde diğer iki yaşlı büyücüye uğrayıp onların kızlarını da ağabeylerine eş olmaları için yanlarına aldılar. Kızıl Kuğu, güzellik ve sevimlilikte hepsinden üstündü. Onun kızları ve kızlarının kızları, kabilenin gördüğü en güzel kadınlar olarak bilinegeldiler.

      Eğilmiş Kayalar

      Bir Niagara Hikâyesi

      Eğilmiş Söğüt, güzel kadınlarıyla bilinen bir kabiledeki en alımlı kızdı. Pek çok talibi vardı СКАЧАТЬ



<p>7</p>

Kızılderililer, Ekim ayında görülen dolunaya bu adı verirler. Bir diğer adı da “Avcı Dolunayı”dır. (e.n.)