17. Yüzyıl İngiltere Çay Seremonisi
Amerikan Çay Seremonisi’nin kökleri Amerika’nın Hollanda sömürgesi olduğu döneme kadar uzanır. Amerika Hollanda’nın kolonisiyken çay, gümüş filtrelerle, kaliteli porselen fincanlarda, demliklerde ve zarif çay kutularıyla servis edilirdi.
Temelde çay seremonileri, en iyi tadı bulmak için biçimlendirilmiş sıcak bir içecek hazırlama yöntemidir. Birleşik Krallık’taki en önemli bilim topluluklarından biri olan “The Royal Society”nin Kimya bölümündeki Dr. Andrew Stapley’in, suyun sıcaklığıyla suyu ısıtanın hareketlerinin uyum içinde olması gerektiğini içeren yöntemi, çay demlemenin ve çay yapraklarını kullanan bazı geleneksel seremonilerin kimyasına oldukça benzerdir
Bu konudaki tarihi belgeler arasında, 8. yüzyıldaki “Çay Klasikleri” monografı ve 12. yüzyıldaki “Çay İncelemesi” kitabı sayılabilir.
Kore Çay Seremonisi Darye olarak adlandırılır. Darye “Çay adabı” demektir. Korede binlerce yıldır uygulanan bu seremoninin temel elementi rahat ama resmi bir ortamda çayden neşe duymanın huzuru ve doğallığıdır. Çay seremonileri hızlı yaşam biçimine sahip günümüz Kore kültürü için rahatlama ve huzur yolu olarak önemli bir yere sahip.
Çay kültürünün belirgin bir etkiye sahip olduğu Fat’ta ise çay, çay üzerinde köpük yapmak için çok yüksekten dökülerek servis edilir. Genellikel oyma gümüş demliklerde demlenen çay kristal bardaklarda sunulur. Geleneksel olarak çay yoğun tad ve kokuda ve konstantre olarak semaverde demlenir. Demlendikten sonra çok şekerli ve nane ile kokulandırılarak servis
Asya kültürünün belirgin etkisi altındaki Rusya da büyük çay tüketicileri arasındadır. Bu etkinin en belirgin örneği ise çay içiminde kullanılan semaver tarzı Tibet demliğidir. Koyu Hint çayı ve siyah Çin çayı genellikle bitki ve meyve çaylarıyla karıştırılarak kullanılır.
6
Japon Çay Seremonisi
“Çay Yolu” olarak da bilinen bu seremoni, yeşil çayı toz haline getiren “matcha”nın seremonik sunumu ve hazırlanışını içeren Japon kültüründeki bir etkinliktir. Japonya’da chanoyu ya da sadō, chadō olarak da isimlendirilir. Çay seremonisinin deneyimlendiği durum ya da onun sunulduğu sanat “otemae” olarak bilinir. Çay seremonisinin gelişmesinde Zen Budizmi’nin çok büyük bir etkisi vardır.
Cha-no-yu’nun sözcük anlamı “çay için sıcak su”dur. Asıl kastedilen ise Japon çay seremonisidir. Geleneksel Japon kültürünün temsilcilerinden birinin cha-no-yu olduğu, chano-yu’nun özellikleri kavranmadan Japon kültürünün anlaşılamayacağı iddia edilmektedir.
Cha-no-yu’nun Japonya’ya yayılması açısından en elverişli ortam, Japonya’nın dış dünyaya kapandığı 17. yüzyıla denk gelir.
Cha-no-yu, Zen Budizmi’nin etkisi ile yeşil çay tozunun bazı geleneksel kurallar bütünü içinde hazırlanıp çay halinde servis edilip, bu çayın içilmesinden ibarettir. Sadō ve chadō ise “çay yolu/sanatı” demektir.
Japon Çay Seremonisi – Toshikata Mizuno
Cha-no-yu (Çay seremonisi) ya da Sadô (Çay yolu) Çin’den Japonya’ya geçmiştir ve 16. yüzyılda Zen ruhu temel alınarak Usta Sen-no-Rukyu tarafından mükemmel haline getirilmiştir.
13. yüzyılda Zen ustası Dogen Zenji Çhado’nun amacını şöyle özetler:
“Aklı boşaltmanın yolu kendini unutmaktır.
Kendini unutmanın yolu dünyayı uyandırmaktır.
Dünyadaki her şeyi uyandırmanın yolu aydınlanmış olmaktır.”
Çay seremonisinin altında yatan felsefe Zen Budizmi’nden evrilmiştir. Zen, Çince cha’nın karşılığıdır ki o da anlamı derin ruhani kavrayışa götüren meditasyon anlamındaki Sanskritçe dhyana kelimesinin eş anlamlısıdır. Hem çay hem de Zen bedeni ve aklı sıkı bir ruhani disipline dönüşecek potansiyele sahip bir farkındalığa ulaştırmak üzere eğitmeye vurgu yapar.
Çay Seremonisi Tarihi
Japonya’daki çayla ilgili ilk kayıt, 9. yüzyılda, Çin’den dönen Budist rahip Eichū’dan kalmıştır. Nihon Kōki’nin girişinde belirtildiğine göre Eichū, kişisel olarak sencha’yı (Japon yeşil çayı) hazırlamış ve 815 yılında, Karasaki gezisinde olan İmparator Saga’ya sunmuştur. 816’da, imparatorluk emriyle çay bitkisi, Japonya’nın Kinki bölgesinde ekilmeye başlanmıştır.
Eichū’nun zamanında Çin’de popüler olan çay şekli, kabuklu çaydır. (dancha) Bu tarz çay, çayın havanda öğütülüp bitkilerle ve tat veren şeylerle karıştırılmasıyla elde edilir.
Çay içme geleneği ilk olarak tıp alanında kullanılmış, insanların hoşuna gitmeye başlayınca da Çin’in her tarafına yayılmıştır. 9. yüzyılın başlarında, Çinli yazar Lu Yu, Çay Klasikleri kitabını yazmıştır. Bu kitap, çayın tarımına ve hazırlanmasına odaklanan bir eserdir. Lu Yu, başta Zen-Chan Okulu olmak üzere Budizm’den çok etkilenmiştir. Onun düşünceleri Japon Çay Seremonisi’nin gelişmesinde güçlü bir etki yapmıştır.
12. yüzyılın sonlarındaki çay hazırlama tarzına tencha denir. Bu tarz çay, toz haline getirilmiş matcha’nın bir kaseye konması, üzerine sıcak su eklenmesi ve çayla sıcak suyun birlikte karıştırılmasıyla elde edilir. Bu yöntem Japonlara, Çin’den dönen diğer bir rahip olan Eisai tarafından tanıtılmıştır. Eisai, Japonya’ya dönerken yanında çay üretebileceği en iyi kalitedeki çay tohumlarını getirmiştir.
Toz haline getirilmiş yeşil çay, ilk olarak Budist manastırlarındaki dini ritüellerde kullanıldı. 13. yüzyılda Kamakura Shogunate yönetimi sırasında çay ve lüks mallar savaşçılar arasında bir tür statü sembolü oldu. Bu durum, “Çay Tatma Partileri”ni doğurdu. Bu partilerde en iyi kalitedeki çayı (Eisai’nin Çin’den getirdiği tohumlardan elde edilen ve Kyoto’da ekilen) tahmin edebilen yarışmacılar çok büyük ödüller kazanabilirlerdi.
Japon tarihindeki diğer önemli dönemlerden birisi Muromachi Dönemi’ydi. Bu dönem, Kitayama kültürünün (Ki-tayama bunka) yükselişe geçtiği dönemdi. Kitayama kültürü, Ashikaga Yoshimitsu’nun ve onun yaşadığı Kyoto’nun kuzey tepelerinin (Kinkakuji) görkemli kültürel dünyasının etrafında şekillenmişti. Muromachi Dönemi’nin sonraki aşamasında ise Higashiyama kültürü yükselişe geçti. Bu kültür de Ashikaga Yoshimitsu’nun ve onun inzivaya çekildiği Kyoto’nun СКАЧАТЬ