Sağlıklı Bebeğin İlk 1000 Günü. Dr. Vincent Ho
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Sağlıklı Bebeğin İlk 1000 Günü - Dr. Vincent Ho страница 3

Название: Sağlıklı Bebeğin İlk 1000 Günü

Автор: Dr. Vincent Ho

Издательство: Notos Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-605-73437-0-3

isbn:

СКАЧАТЬ neden olan IgE antikorunun çok fazla olacağı anlamına gelir. Ve bu da alerji riskinin artması demektir.

      Birçok biliminsanı alerjilerin bağışıklık sistemimizde çok fazla Th2 aktivitesi olmasının bir sonucu olduğuna inanıyor. Araştırmacılar, dengeyi geri getirmenin, yani alerjilerin görülme sıklığını azaltmaya yardımcı olması umuduyla, bağışıklık sisteminde Th1 yanıtını tekrar artırmanın yollarını arıyor. Ama bu tür müdahalelerin insanlar üzerinde denenebilir olması için daha çok araştırma yapılması gerekiyor.

Hijyen hipotezindeki sorunlar

      Hijyen hipotezi konunun büyük bir kısmını çok düzgün bir şekilde açıklıyor ama yine de akla yatmayan birkaç şey var ve alerjilerin artışına getirdiği açıklamanın eksik oluşu dünya genelinde eleştirildi. Fazla Th2 aktivitesi çocukların pek çoğunda zamanla düzene girer ama bazı çocuklarda yetişkinlikte bile yükselmeye devam eder. Dolayısıyla dünya genelinde alerjilerde görülen artışın nedenleri, yalnızca yaşamın erken dönemlerinde mikroplara daha az maruz kalınmasıyla ya da Th1-Th2 dengesizliğinden doğan sorunlara açıklanamayacak kadar karmaşıktır.

      Hijyen hipotezi, Danimarka, Finlandiya ve Birleşik Krallık’ta yapılan geniş çaplı araştırmaların sonuçlarına göre çocukluk döneminde geçirilen viral enfeksiyonlar ve alerji hastalıkları arasında bir ilişki bulunmamasıyla birlikte daha da zora girdi. Hastalığa neden olan mikroplara maruz kalmanın alerjileri önlediğini söylemek mümkün değil. Doğrusu, çocukluk dönemi viral hastalıklarına maruz kalmak aile öyküsünde astım olan çocuklarda bu rahatsızlığın gelişmesi riskini artırır.

      Birçok mikrobiyolog ve araştırmacı “hijyen” teriminin kullanılmasının halk için yanıltıcı olduğu konusunda hemfikir. Hijyen hipotezi kişisel temizliği azaltmanız gerektiğini savunmaz – duş almayı ve ellerinizi yıkamayı bırakmanız için bir bahane değildir! Yine de bakterilerimizin nereden geldiğini bilmek, nasıl yayıldığından ve bize yararlı mı yoksa zararlı mı olduğundan haberdar olmak önemlidir.

“Eski dostlar” teorisi

      2003 yılında Profesör Graham Rook ve Londra Üniversitesi Akademisi’nden (UCL) meslektaşları bilim çevrelerinde ses getiren yeni bir teori ortaya attı. Özünde yaptıkları, Profesör Rook’un şefkat dolu bir ifadeyle “eski dostlar” olarak isimlendirdiği, insanlığın evrimi süresince bizimle olmuş zararsız bakterilere erken yaşlarda ve düzenli olarak maruz kalmanın bağışıklık sisteminin tehditlere karşı vereceği yanıtı geliştirdiğini iddia ederek, hijyen hipotezini farklı şekilde ifade etmekti. Bir başka deyişle, çocuklarımızın sağlıklı bir bağışıklık sistemine sahip olabilmesi için doğal ortamda çok çeşitli bakteri, mantar ve (bizi hasta etmeyecek türden) diğer bakterilere maruz kalmaları gerekir. “Eski dostlar”la ahbaplığımızın bir sonucu olarak, bağışıklık sistemi normal şekilde çalışmayı ve hangi bakterilerin dost, hangilerinin düşman olduğunu doğru bir şekilde belirlemeyi öğrenir.

      Gelişmiş ülkelerde doğal olarak bakteri barındıran ortamlarda bulunma olasılığı eskiye oranla çok daha düşük. Her zamankinden daha temiz ortamlarda bulunuyor, daha temiz gıda ve su tüketiyoruz. Ama yine de alerjilerdeki artışın sebebi yalnızca hijyenik yaşam koşullarımızdan ibaret değil. Antibiyotiklerin yaygın kullanımı, sezaryen doğumların dünya genelinde artması, emzirme oranlarının ve açık havada, yeşil alanlarda geçirilen zamanın azalmış olması, aynı zamanda “eski dostlarımız” olan mikroplarla daha az haşır neşir olduğumuz anlamına gelir.

Alerjiler genetik midir?

      Tüm alerjilerden bir tek genin sorumlu olması pek olası değildir. Bununla birlikte alerji söz konusu olduğunda genetik miras son derece önemli. Journal of Allergy and Clinical Immunology: In Practice dergisinde yakın zamanda yayımlanan bir araştırmada, 80 çift ikiz kardeşte gıda alerjisine yönelik risk faktörleri araştırıldı. Araştırmada egzamanın anlamlı bir risk faktörü olduğu ortaya çıktı ama genetik faktörlerin gıda alerjilerinde önemli bir faktör olduğu sonucuna da varıldı. Alerji gelişmesine yönelik bu genetik eğilime atopi denir.

      Araştırmacılar, alerjisi olan bir ağabey ya da ablanız varsa sizde de alerji gelişmesi olasılığının yüzde 33,3 olduğunu keşfetti. Ebeveynlerinizden biri alerjikse bu olasılık yüzde 50’ye yükseliyor. Her iki ebeveyniniz de alerjikse sizde de gelecekte alerji gelişmesi olasılığı şaşırtıcı şekilde yüzde 80’e ulaşır.

Th2 aktivitesi, yenidoğanlar ve atopi

      Th1 inflamatuar yanıtı düşük riskini beraberinde getirir. Hamilelik sürecinde bu riski azaltmak için hamile bir kadının vücudunda Th1’e karşı koymak üzere Th2 seviyelerinin yükseldiği gözlemlenir. Bu nedenle bebekler vücutlarında Th1 ve Th2 arasındaki denge Th2 yönünde “bozulmuş” şekilde, annelerinden miras bir dengesizlikle dünyaya gelir. Ama erken yaşta iyi bakterilere maruz kalmanın bu ağır Th2 yanıtını bastırdığı düşünülüyor.

      Doğumdan sonra birçok bebekte Th2 yanıtı hızla azalır ve hiçbir alerji semptomu görülmez. Bazı bebeklerde yüksek Th2 yanıtı birkaç yıl daha devam etse de daha sonra sakinler. Ama araştırmalar genetik olarak alerji riski yüksek olan bebeklerde de daha fazla Th2 yanıtı olduğunu ortaya koydu. Yüksek Th2 yanıtı çocukluk yılları boyunca devam etme eğilimi gösterir ve bu, çocukların vücutlarında herhangi bir alerjik reaksiyon karşısında daha fazla IgE üretimine neden olabilir. Bu da anafilaksi gibi ciddi alerjik reaksiyonlar gösterme olasılıklarının daha yüksek olduğu anlamına gelir.

      Ayrıca ailesinde alerji öyküsü olan çocuklar alerjenlere az maruz kaldığında, diğer çocuklarda olduğunun aksine, vücutlarında yeterince immün toleransı (alerjene yanıt vermeme durumu) gelişmez. İmmün toleransı olmadığı için bu çocuklarda alerji gelişmesi riski çok daha yüksek olur.

      Ama DNA kader değil. Yalnızca genetik riskin yüksek oluşu bir çocuğun alerjilerle dolu bir yaşam süreceği anlamına gelmez. Sizde ya da çocuğunuzun diğer biyolojik ebeveyninde doğrulanmış bir alerji varsa, istatistiksel olarak çocuğunuzda da alerji gelişmesi riski yüksektir. Buna rağmen çocuğunuzun böyle bir riski olduğunu biliyorsanız, başa çıkmak ya da riski azaltmak için bazı şeyler yapmanız mümkün.

      Çocuğunuzdaki alerjiler için bilinen risk faktörleri

      Biyolojik ebeveynlerden ya da kardeşlerden birinin geçmişinde saman nezlesi, astım, egzama, gıda alerjisi bulunması ya da bunları halihazırda yaşıyor olmaları.

      Bebeğinizin şiddetli egzama geçirmiş olması

Çevresel faktörler

      Yaşadığımız çevre ile alerjilerdeki artış arasında düşündüğümüzden daha fazla ilişki olabilir. Kentleşmiş modern yaşamın içinde pestisitler, çözücüler ve havayı kirleten zararlı maddelere her zamankinden çok daha fazla maruz kalıyoruz. Bu zararlı maddelerin pek çoğunun Th1 yanıtını azalttığını ve Th2 bağışıklık yanıtını (alerjik reaksiyon) geliştirdiğini biliyoruz.

      Vücut için Th1 ve Th2 hücrelerinin dengede olması gerekir. Sigara dumanı Th1 aktivitesini azaltır. Çocuklarda astım dahil her tür alerji gelişmesi riskinin artışıyla sigaranın doğrudan ilişkili olmasına şaşırmamak gerekir. Dizel egzoz partiküllerine maruz kalanlarda, alerji gelişmesi riskinin artışına neden olan Th2 hormonal mesaj hücresi üretimi daha fazla görülür.

      Pek çok plastik üründe çevreye salınabilen ftalatlar ve plastiği daha esnek hale getiren bisfenol-A (BPA) bileşeni bulunur. Ftalatların СКАЧАТЬ