Peygamberler Tarihi ve Hz. Muhammed’in Hayatı. Ahmet Cevdet Paşa
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Peygamberler Tarihi ve Hz. Muhammed’in Hayatı - Ahmet Cevdet Paşa страница 4

Название: Peygamberler Tarihi ve Hz. Muhammed’in Hayatı

Автор: Ahmet Cevdet Paşa

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6865-45-7

isbn:

СКАЧАТЬ bölgeyi mamur ettiler ve güzel binalar yaptılar fakat doğru yoldan saptılar, putlara taptılar.

      Cenabı Hak, onlara Hud Aleyhisselam’ı gönderdi. İçlerinden pek az kimse iman etti. Geri kalanlar ise şirk ve sapıklık içinde kaldı. Allah Teâlâ Hazretleri, onları şiddetli bir rüzgâr ile helaka uğrattı. Hazreti Hud ile ona iman edenler bir yere çekilip kurtuldular.

      Hz. Salih (a.s.)’ın Kıssası

      Ad kavminden sonra Şam ile Hicaz arasında Hicr denilen yerde Semûd kavmi ortaya çıktı. Onlar da dağları deldiler, taşları oydular, gayet muhkem evler yaptılar fakat onlar da Hak yolundan saptılar. Cenabı Hak, onlara Salih Aleyhisselam’ı gönderdi. O da kavmine büyük mucizeler gösterdi. İçlerinden pek az kimse iman etti. Diğerleri iman etmeyip küfür ve sapıklık içinde kaldılar.

      Sonunda gökten bir kuvvetli ses geldi, tamamı helak oldu. Hazreti Salih ile ona iman edenler, Mekke’ye varıp orada ibadet ile meşgul oldular.

      Hz. İbrahim (a.s.)’ın Kıssası

      Nuh Aleyhisselam’ın çocukları önce Irak bölgesine yerleşmişler ve Fırat nehrine yakın bir yerde Babil şehrini kurmuşlardı.

      Sonra içlerinden bir grup ayrılarak, Dicle kenarında ve şimdi Musul dediğimiz şehrin karşı yakasında Ninova şehrini kurmuşlardır.

      Babil’in kadim ahalisi olan Nabt kavmi Süryani diliyle konuşurdu. Babil’i başkent yapıp oradan her tarafa hükmederlerdi.

      Sonra Ninova’da ortaya çıkan Asur devleti galip geldi. Ninova’yı başkent yaptı ve Babil de oraya tabi oldu.

      Daha sonra Babil’de Keldani kavmi kuvvet bulmuş ve Nabt kavminin ilim ve bilgisine vâris olmuştur.

      Babil ahalisi arasında Sâbie dini ortaya çıkmıştı ki yıldızlara taparlardı. Cenabı Hak onlara İbrahim Aleyhisselam’ı gönderdi ve ona yirmi sahife indirdi. Hz. İbrahim, kavmini tevhide davet etti. İnanmadıkları gibi, Babil Hükümdarı Nemrûd, onu ateşe attı. Allah onu korudu, ateş onu yakmadı. İbrahim Aleyhisselam selamete erdi. Bazıları bu mucizeyi görüp ona iman etti.

      Hazreti İbrahim, müminler ile beraber Şam bölgesine Hicret etti ve Mısır’a gitti. Sonra Kenan iline geldi, orada yerleşti.

      Hz. Lut (a.s.)’ın Kıssası

      Hz. İbrahim’in kardeşinin oğlu olan Lut Aleyhisselam, onunla beraber Babil bölgesinden Şam tarafına geçmişti. Sodom bölgesine peygamber olarak gönderildi.

      Bu bölgenin halkı ise küfür ve fücûr içinde bir halk idi. Yolsuzluk içinde, hiçbir kavmin yapmadığı fuhşiyâtı icra ederlerdi. Hz. Lut, onları doğru yola davet etti, kendisini dinlemediler. Onlara çok nasihatlerde bulundu fakat kabul etmediler. Cenabı Hak da onların başına taş yağdırdı. Depremlerle köylerinin altını üstüne getirdi.

      Tamamı helak oldu. Yalnız Lut Aleyhisselam, aile fertleriyle geceleyin içlerinden çıkıp kurtuldu.

      Hz. İsmail (a.s.) ve Hz. İshak (a.s.)’ın Kıssaları

      Hz. İbrahim’in hanımı Sare, çocuk doğuramadı. Hacer adlı cariyeyi kocasına verdi. Ondan İsmail Aleyhisselam doğdu. Bundan dolayı Sare, fazlasıyla kederlendi. Cenabı Hak da ona merhamet ve inayet etti. İhtiyarlık vaktinde İshak Aleyhisselam’ı doğurdu. Sonra Hacer ile oğlu İsmail’i kıskandı ve “Bu diyardan uzak olsunlar.” diye ayak diretti. Hz. İbrahim Aleyhisselam çaresiz kaldı. Hemen Hacer ile İsmail’i aldı ve Mekke’ye götürüp orada bıraktı. Cürhüm kabileleri o zaman Mekke civarında idiler.

      Hazreti İsmail, onlarla yakınlaştı ve onlardan kız aldı. Hazreti İsmail’in on iki evladı oldu. Bu münasebetle Cürhüm kabilelerinden bazıları gelip Mekke’de yerleşmişlerdir. Ondan sonra Cenabı Hakk’ın emri ile Hz. İbrahim, Mekke’ye gitti ve Hz. İsmail ile birlikte Kâbe-i Mükerreme’yi yeniden inşa ettiler.

      İsmail Aleyhisselam, Yemen kabilelerine ve Amâlika’ya peygamber oldu ki o vakit Amâlika kabileleri, Arap Yarımadası’nın Şam tarafında yaşıyorlardı. Sonra Hazreti İsmail’in oğulları ve torunları çoğaldı ve etrafa yayıldı. Nereye gittilerse galip oldular ve Amâlika kabilelerini o bölgeden sürüp çıkardılar.

      Hazreti İbrahim vefat edince yerine İshak Aleyhisselam geçti. Hz. İshak’ın iki oğlu oldu. Biri Ays ve diğeri Yakub idi. Ayrıca amcası İsmail Aleyhisselam’ın kızını aldı ve ondan birçok evladı oldu. Onlar da çoğaldılar ve Şam tarafına sahip oldular.

      Hz. Yakub ise babası İshak Aleyhisselam’ın vefatıyla birlikte onun yerine geçti. Peygamber oldu ve babasının yurdu olan Kenan ilinde kaldı. Onun da bu bölgede evlat ve torunları çoğaldı.

      Yakub Aleyhisselam’ın lakabı İsrail idi. Onun için oğullarına ve torunlarına Beni İsrail denildi.

      Hz. Yakub (a.s.) ve Hz. Yusuf (a.s.)’ın Kıssaları

      Hz. Yakub’un on iki oğlu var idi. İçlerinden Yusuf’u hepsinden fazla severdi. Yusuf, bir rüya görüp babasına anlattı, “Gördüm ki on bir yıldız, güneş ve ay, bana secde ediyorlar.” dedi.

      Yakub Aleyhisselam anladı ki on bir yıldız, on bir kardeşine işarettir. Cenabı Hak, onu kardeşlerine üstün kılacaktır.

      “Oğulcağızım gördüğün rüyayı kardeşlerine söyleme. Zira şeytan, insana düşmandır. Olur ki kardeşlerine vesvese verir ve kalplerine kıskanma düşürür, sonra sana bir hile düşünürler. Cenabı Hak, sana nübüvvet ve büyük devlet verecek.” dedi ve Yusuf’a bir kat daha fazla sevgi gösterdi.

      Yusuf’un büyük kardeşleri ise ona haset ettiler ve hile ile onu kıra götürüp, bir kuyuya attılar. Onu bırakıp, eve geri döndüler ve “Yusuf’u kurt yedi.” diye babalarına yalan söylediler. Sonra içlerinden birisi, Yusuf’a yemek götürdü. Bir de görsün ki kuyu başına bir kervan gelmiş, Yusuf, kuyudan çıkarılmış. Dönüp diğer kardeşlerine haber verdi. Hemen oraya gittiler, “Bu bizim kölemiz idi kaçtı.” diyerek pazarlık ettiler. Çok ucuz ücret ile Yusuf’u sattılar. Yusuf, o zaman on sekiz yaşında idi. Kardeşlerinden korkup sustu ve Allah’a tevekkül ederek kervana katılıp gitti. Kervan meğer Mısır’a gidiyormuş. Yusuf da beraberce Mısır’a ulaştı. Aziz, yani Mısır Meliki’nin Maliye Bakanı, onu satın aldı.

      Yusuf’un güzellikte eşi benzeri yoktu. Olgunluk ve düşüncede yaşıtlarına göre daha üstün idi. Yüzünde nurlu bir parlaklık vardı. Bir büyük zat olacağı yüzünden, gözünden belli oluyordu.

      Aziz’in çocukları olmuyordu. Yusuf’un tavır ve gidişatını beğendi ve ona sevgi besledi. Hatta ona ikram ve itibar etmesi için Zeliha’nın haremine gönderdi. Sonra Yusuf bir iftiraya uğradı. Hiç suçu yok iken zindana konuldu. Yusuf’la beraber rastgele iki köle daha zindana girdi. Birisi Mısır Hükümdarı’nın şerbetçisi ve diğeri ekmekçisi idi. Birer rüya görmüşler, anlamlarını Yusuf’a sormuşlardı. Yusuf, biraz vaaz ve nasihat etti, onları tevhide çağırdıktan sonra, “Ey zindan arkadaşlarım, biriniz çıkıp efendisine şerbetçi olacak ve diğeriniz asılacak. İşte rüyalarınızın tabiri budur.” demiş ve şerbetçiye, “Efendinin yanında beni yâd et.” СКАЧАТЬ