Dede Korkut`tan Çocuklara Seçme Hikâyeler. Неизвестный автор
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Dede Korkut`tan Çocuklara Seçme Hikâyeler - Неизвестный автор страница 2

Название: Dede Korkut`tan Çocuklara Seçme Hikâyeler

Автор: Неизвестный автор

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6865-11-2

isbn:

СКАЧАТЬ Han, benim ne eksikliğimi gördü; gördüyse kılıcımdan mı gördü, soframdan mı gördü? Benden aşağı kimseleri ak otağa, kızıl otağa kondurdu, benim suçum ne oldu ki beni kara otağa kondurdu?”

      Dediler ki:

      “Han’ım, bugün Bayındır Han’dan buyruk şöyledir ki oğlu kızı olmayanı Allahuteala hor görmüştür, biz de hoş görmeyiz.” demiştir.

      Dirse Han yerinden kalktı ve:

      “Kalkın yiğitlerim yerinizden doğrulun, bu bana yapılan kara ayıp ya bendendir ya hatundandır.” dedi.

      Dirse Han evine geldi. Seslenip hatununa söyler, görelim, bakalım Han’ım ne söyler:

      Beri gel başımın bahtı, evimin tahtı

      Evden çıkıp yürüdüğünde selvi boylum

      Topuğunda döklüm döklüm kara saçlım

      Kurulu yaya benzer çatma kaşlım

      Çift badem sığmayan dar ağızlım

      Kavunum, yemişim, düveleğim 2

       Görüyor musun neler oldu?

      Bayındır Han, kalkarak yerinden doğrulmuş ve buyruk vermiş: “Bir yere ak otağ, bir yere kızıl otağ, bir yere kara otağ diktirmiş; oğulluyu ak otağa, kızlıyı kızıl otağa, oğlu kızı olmayanı kara otağa kondurun, kara keçeyi altına döşeyin, kara koyun yahnisinden önüne getirin, yerse yesin, yemezse kalksın gitsin. Her kim ki; oğlu kızı olmayan, Allahuteala ona beddua etmiştir, biz de onu hoş görmeyiz.” demiş. Ben varınca gelip beni karşıladılar ve kara otağa kondurdular, kara keçeyi altıma döşediler, kara koyun yahnisinden önüme getirdiler. “Oğlu kızı olmayanı Allahuteala hoş görmemiştir, biz de hoş görmeyiz, bunu böyle bil.” dediler. Senden midir, benden midir, Allahuteala bize bir topaç gibi oğul vermez nedendir, dedi ve devam etti:

      Han kızı yerimden kalkayım mı?

      Yakan ile boğazından tutayım mı?

      Kaba ökçemin altına atayım mı?

      Kara çelik öz kılıcımı elime alayım mı?

      Öz gövdenden başını keseyim mi?

      Can tatlılığını sana bildireyim mi?

      Alca kanını yeryüzüne dökeyim mi?

      Han kızı sebebi nedir söyle bana

      Müthiş gazap ederim şimdi sana

      Bu sözlerden sonra Dirse Han’ın hatunu söylemiş, görelim ne söylemiş:

      “Hey Dirse Han, bana gazap etme, incinip acı sözler söyleme. Yerinden kalk, alaca çadırını yeryüzüne diktir. Attan aygır, deveden erkek deve, koyundan koç kes. İç Oğuz’un, Dış Oğuz’un beylerini başına topla. Aç görsen doyur, çıplak görsen donat, borçluyu borcundan kurtar, tepe gibi et yığ, göl gibi kımız sağdır, büyük ziyafet ver, dilek dile, olur ki bir ağzı dualının hayır duası ile Allah, bize topaç gibi bir çocuk verir.” dedi.

      Dirse Han, hatununun sözü ile büyük bir ziyafet verdi, dilek diledi. Attan aygır, deveden erkek deve, koyundan koç kestirdi. İç Oğuz, Dış Oğuz beylerini başına topladı. Aç görse doyurdu, çıplak görse donattı. Borçluyu borcundan kurtardı. Tepe gibi et yığdı, göl gibi kımız sağdırdı. El kaldırdılar, dilek dilediler. Bir ağzı dualının hayır duası ile Allahuteala onların dileklerini kabul etti ve hatun, hamile kaldı. Bir zaman sonra bir oğlan doğurdu. Oğlancığını dadılara verdi, baktırdı.

      At ayağı çabuk, ozan dili çevik olur. Her omurgası olan gelişir, kaburgası olan büyür. Oğlan, on beş yaşına girdi. Oğlanın babası, Bayındır Han’ın ordusuna karıştı.

      Meğer Hanım, Bayındır Han’ın bir boğası, bir de erkek devesi vardı. O boğa sert taşa boynuz vursa un gibi öğütürdü. Bir yazın, bir de güzün boğa ile erkek deveyi güreştirirlerdi. Bayındır Han, Kudretli Oğuz beyleriyle de bu dövüşü seyreder, eğlenirdi.

      Meğer Sultan’ım, gene bir yaz, boğayı saraydan çıkardılar. Üç kişi sağ yanından, üç kişi sol yanından demir zincir ile boğayı tutmuşlardı. Gelip meydanın ortasına boğayı koyverdiler. Meğer Sultan’ım, Dirse Han’ın oğlancığı, üç arkadaşıyla meydanda aşık oynuyordu. Boğayı koyverdiler, oğlancıklara kaç, dediler.

      O üç oğlan kaçtı. Dirse Han’ın oğlancığı kaçmadı, ak meydanın ortasında bakınıp duruyordu. Boğa da oğlana doğru sürdü geldi. Diledi ki oğlanı helak etsin. Oğlan yumruğu ile boğanın alnına kıyasıya tutup vurdu, boğa geri geri gitti sonra tekrar oğlana doğru sürdü geldi. Oğlan, yine boğanın alnına yumruğu ile sertçe vurdu. Oğlan, bu sefer boğanın alnına yumruğunu dayadı ve onu sürerek meydanın başına kadar çıkardı. Boğa ile oğlan, bir süre daha çekiştiler. Boğanın iki kürek kemiğinin üstüne köpük bağlandı. Ne oğlan yener, ne boğa yener… Oğlan içinden: “Bir dama direk vururlar, o dama destek olur, ben bunun alnına niye destek olup duruyorum ki!” diye düşündü. Boğanın alnından yumruğunu çekip yolundan savuldu. Boğa ayakları üstünde duramadı, tepesinin üstüne düştü yıkıldı. Oğlan bıçağına davrandı, boğanın başını kesti. Oğuz beyleri gelip oğlanın başına toplandılar. Ona:

      “Aferin.” dediler, “Dede Korkut gelsin, bu oğlana ad koysun, beraberine alıp babasına varsın, babasından oğlana beylik istesin, taht alıversin.”

      Çağırdılar, Dede Korkut geldi. Oğlanı alıp babasına vardı. Dede Korkut oğlanın babasına söylemiş, görelim Han’ım, ne söylemiş:

        Hey Dirse Han, beylik ver bu oğlana

        Taht ver erdemlidir

        Boynu uzun büyük cins at ver bu oğlana

        Biner olsun hünerlidir

        Ağıllardan on bin koyun ver bu oğlana

        Etlik olsun hünerlidir

        Develerden kızıl deve ver bu oğlana

        Yük taşıyıcı olsun hünerlidir

        Altın başlı otağ ver bu oğlana

        Gölge olsun erdemlidir

        Omuzu kuşlu cübbe elbise ver bu oğlana

        Giyer olsun hünerlidir

      Mademki bu oğlan Bayındır Han’ın ak meydanında cenk edip bir boğa öldürmüştür; senin oğlunun adı Boğaç olsun, adını ben verdim, yaşını Allah versin.

      Dirse Han da oğlana, hem beylik verdi hem de taht verdi.

      Oğlan tahta çıktı, babasının kırk yiğidini anmaz oldu. O kırk yiğit haset eylediler, birbirlerine şöyle söylediler:

      “Gelin, oğlanı babasına çekiştirelim, olur ki onu öldürür, gene bizim izzetimiz, hürmetimiz, onun babasının yanında hoş olur, ziyade olur.”

      Vardı, bu kırk yiğidin yirmisi bir yana, yirmisi de bir yana ayrıldı. Önce yirmisi, Dirse Han’a şu haberi getirdi:

      “Görüyor СКАЧАТЬ



<p>2</p>

Düvelek: Güzel kokan küçük kavun.