Türkistan'da Büyük İsyan 1916. Baktıbek Maksütov
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Türkistan'da Büyük İsyan 1916 - Baktıbek Maksütov страница 5

Название: Türkistan'da Büyük İsyan 1916

Автор: Baktıbek Maksütov

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6853-71-3

isbn:

СКАЧАТЬ ekip biçtiği yerlere boş yere “Taştak” (Taşlık), “Korumduu” (Çoraklı) diye ad verilmemiş olmalı. Mesela, Isıkgöl’deki Carkınbayev Köyü (adı değiştirilen yerlerden biridir…) sulama suyundan da istediği kadar faydalanma imkânına sahip değildi. Bir başka deyişle, su Kırgızlara ancak muhacirlerden (Rus yerleşimciler) arttığında veya sadece pazar günleri verilirdi.

      Çarlık yönetimi Kırgızların topraklarını zorla almalarının çeşitli yollarını buldular. Verimi yüksek ve sulak yerler hazineye bırakılacak bahanesiyle ellerinden alınıp muhacirlere kiralanmıştır. Belli bir zaman geçtikten sonra muhacirler o toprakları sahiplendiler ve o toprakları eski (asıl) sahiplerine yeniden kiralaya verdiler, kurnazlıkla gelir elde ettiler. Yerli halkı çok ezdiler, fakirleştirip sonunda kendilerine kâhya veya dilenci kıldılar.

      “Çarlığın sömürge siyasetinin en büyük zararı, Kazak ve Kırgız halkının nüfusunun yavaş yavaş azalmasına sebep olmasıdır. 1902-1913 yılları arasında Kazak ve Kırgız halkının nüfusu yaklaşık olarak % 8 – 9 oranında azaldığı anlaşılıyor, bunun yanı sıra Tarancıların ve Dunganların da nüfusunun epey azaldığı görülmüş, ancak muhacirlerin nüfusu ise %10 artmıştır.”5

      “Çarlık yönetiminin başka bir taraftarı ve Duma üyesi A. L. Tregubov’un neler yazdığını bir okuyalım:

      “Cetisuu gibi bereketli bölgede çok iyi topraklarımız olmasına rağmen başka yerlere göç ettirilmesi, çözümsüz bir sorun olarak karşımıza çıkan Rus çiftçilerinin o yerleri bile beğenmeyip yerleşmemelerinden dolayı Allah huzurunda büyük bir günah işlenmiş olması insanlara karşı da ayıp sayılmaz mı!6

      Birilerinin ekmeğini kazandığı, hayatını idame ettirmeye katkı sağlayan toprakları zalimce ellerinden çekip almanın Allah’ın da razı olmayacağı, insanlık dışı, rezil ve utanılacak bir iş olduğunu anlamayan Duma üyesi A. L. Tregubov’un bunlara aklı yetmiyorsa eyvallah!

      “Kuropatkin, Çar’a 1917’de savaş ihtiyaçlarını karşılamak için Türkistan’dan gönderilen malların ve malzemelerin miktarıyla ilgili verdiği raporda şunları yazmıştır:

      Savaş ihtiyaçları için Türkistan’dan 40.889.244 pud7 pamuk, 38.004 arşın keçe, 3109 pud pamuk yağı, 299 pud sabun, 300 bin pud hazır et, 473.928 pud balık, 70.000 yılkı, 12.799 deve, 13.441 inek gönderildi.8

      Kırgızlar, tâ Avusturya-Almanya Savaşı başladığında Çarlık ordusunun savaşta zafere ulaşması için elinden gelen yardımı hiç esirgememiştir. Böyle bir durum Cetisuu bölgesi Garnizon Komutanı Vekili A. İ. Alekseyev’in II. Nikolay’a 1916’daki isyan hakkında 4 Mart 1917’de yazdığı raporda şunları yazdığı görülüyor:

      “… Bütün yerli halk (tuzemler), savaş ihtiyaçlarını karşılamak için gönüllü ve cömertçe aynî ve nakdî olarak yardım etmişlerdir. 1914-1915 yıllarındaki savaşa bizzat katılmak için de gönüllüler yeterli sayıda idi. İhtiyat askerlerinin ve savaşa çağrılan askerlerin ailelerine başta tarla işlerinde olmak üzere her konuda Kırgız toplumu samimiyetle yardımcı olmaya çalıştı. Bunların dışında karşı gelmeksizin gönüllü olarak yöneticilerin bütün taleplerini yerine getiriyorlar. Bu taleplerin başında yer alan askerler için çadır, keçe ve çul veriyorlar, ayrıca vergilerini de tam ve eksiksiz veriyorlardı.”9

      Muhacir Ruslar yüzünden asırlarca sahip oldukları meraları daralmış ezelden beri hayatının temel kaynağı olan beslediği hayvanlara yem yetmediğinden, hayat seviyesi kötüleşmişti. Bir taraftan vergilerin, diğer taraftan yönetimin adamlarıyla yerli ağaların eziyetinden sıkboğaz edilip canlarına tak ettirildiği bir dönemde, savaşın devam ettiği bir sırada at koşumlarını hazırlama, çeşitli eşyaları temin etme, gıda maddesi bulmaya, ölmeyecek kadar da olsa geçinmeye çalışan bîçare halk ayakta artık duramayacak hâle getirmişti. Yönetimdekilere olan nefret duyguları içten içe kaynıyordu, memnuniyetsizlikler sınırsız idi. Beyaz Çarın (Rusya İmparatorluğunun) asker alımıyla ilgili fermanı âdeta yağ küleğine ot basılmış gibi oldu. Kırgız ve Kazaklar Beyaz Çarın zulmüne dayanamayarak kendilerini öldürmeye kadar varmış, çocukları için, hürriyet için kendilerini ateşe ya da akarsuya atmaktan çekinmez hâle gelmişlerdi.

      Topraklarından edilen Kırgızlar, nesillerinin tükenmemesi için kendilerini feda ederek güçlü iktidara karşı büyük isyana kalkıştı.

      Sizin de farkına vardığınız gibi Kırgız halkının asırlarca kanını döküp canını vererek koruduğu kutsal toprakları kendi babasından miras kalmış gibi bölenlerin zalimce ağlatıp inleterek, tavuk gibi ciyaklatıp zorla ellerinden çekip aldıklar. Allah’tan korkmadan apaçık, zulüm yoluyla ve âdeta bir yırtıcı hayvan gibi utanmadan insanların asabını bozarak rencide edici bir anlayış ve fikirde olmaları, yüzsüzlüğün, nadanlığın, onursuzluğun en son haddi değil midir?!

      Kendi hayatlarını zorluklar içinde geçirmelerine, yoklukla boğuşmalarına, hastalıkların yaygınlaşmasına, atalarından kendilerine miras kalan topraklarında muhacirler tarafından itilip kakılmasına, toprağından, suyundan, malından ayrılmasına rağmen Türkistan’da yaşayan yerli halk yukarıda bahsedilen yardımları sadece savaş ihtiyaçlarını karşılamak için vermişlerdir.

      Eski Frunze bölgesindeki Kızılasker beldesine bağlı Cogorku Arçalı köyündeki yüksek sosyalizm kolhozunda yaşayanların (eski adıyla Küntuu halkı) Dalbay Satayev gibi şahsiyetlerin hatıralarına yer verelim:

      “… Tarihî şahsiyet Baytik’in adını koydukları Baytik-Pavlovski adlı büyük bir köyü, Alaarça deresinin başına, dağın dibine, göç yoluna engel olacak biçimde kondurmaları sonucunda eskiden beri orada yerleşmiş olan Küntuu, Kanay, Monoldor gibi küçük boyları kovmuşlardır. Bay-tik – Pavlovsk oraya kurulduktan sonra çevrede yaşayanlar çeşitli bahanelerle, yok yere Kırgızların malına veya insanlarına yakalayıp zarar verdiler. Dağa, ovaya göçenlere büyük engel çıkarırlardı. Sadece bunlar değil, araziye su dağıtıcılığı yapan Bekkoco Mamayev’i Kırgızların arazisine suyu koy verdin diye kazmayla başına vurarak öldürdüler. Bunun dışında Baytik-Pavlovski’nin zengin Rusları o köyün halkından Toktokeyev ailesinin merada otlanan koyun sürüsünü yağmaladılar. Bu tür zararlarla hayvancılığımız gerilemiş ve susuz kalmış olan halk hizmetkârlığa düşmüştür. Böyle eza çekilen bir dönemde 1914 yılında Rusya Almanlarla savaşmaya başladığında savaşın ağır vergilerini bizim halkımıza daha fazla yüklemiştir. Mesela; halkın elinden aygır, at, keçe, kocuk, çorap, börk vb. çok almışlardır. O yokluk yıllarında 1916 yılının Haziran ayının başında Çarlık yönetiminden Kırgız halkından zorunlu asker alınmasıyla ilgili buyruk duyuldu…10

      Eski Tiyanşan bölgesindeki Kulanak ilçesine bağlı Kulanak kolhozunun reisi Soke Kazabolotov’un (1879’da Kulanak Köyünde doğmuştur) söyledikleri:

      “…1893 yılının Haziran ayında bizim köye (Kulanak’a) dört kadastrocu memur geldi. Buğday, arpa vb. ekin ekilen yerlerin Rus muhacirlere verileceği haberi halk arasında yayıldı. Çok vakit geçmeden 1905 yılında 7 hane Rus muhacir geldi. Onlar ilk olarak kendilerine bölünüp СКАЧАТЬ



<p>5</p>

T. Rıskulov, “1916-cıldagı kazaktar menen kırgızdardın kötörülüşü cönündö”, Ala-Too” curnalı, 1991-cıl, No 8, 48-b.

<p>6</p>

C. Abdrakmanovdun kitebinen. Ürkün, Bişkek, 1993, 13-b.

<p>7</p>

Pud: Ruslarda eski bir ağırlık ölçüsü birimi. 1 pud 16,3805 gr.

<p>8</p>

T. Rıskulovdun “1916-cıldagı kazaktar menen kırgızdardın kötörülüşü cönündö” degen kitebinen.

<p>9</p>

TsGVİA, F. Glavnıy ştab. Aziatskaya cast, 1917 g. Ll 18-14. Podlinnik.

<p>10</p>

Kırgız Respublikasının UİAsının Koomduk ilimder bölümünün fondu. inv. No 1519(9), 9-10-bb.