Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 2. Şaban Mahmudoğlu Kalkan
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 2 - Şaban Mahmudoğlu Kalkan страница 15

Название: Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 2

Автор: Şaban Mahmudoğlu Kalkan

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6852-48-8

isbn:

СКАЧАТЬ GÜZEL

      Ne güzel bürünüşün

      Akşamları allara

      Telli uzun uçkurun

      Yaraşır şalvarına.

      Kül eden bir özlemle

      Düşmüşüm yollarına

      Tanrı nasip ederse

      Varacağım yanına.

      Nişan durağım benim

      Allı pullu gelinim

      Mutluluk bizim olsa

      Ulaşınca kapına.

      DELİORMAN

      Gelin gibi süslü hür Deliorman

      Sensiz gönlüm gözüm sensiz olamam

      N’olur ayrılmasın evlat anadan

      Huzur dirlik sen de ey güzel yuvam!

      Soyum sopum sana ezelden hayran

      Toprağın verimli, güneş sımsıcak (sıcacık).

      Erden ormanların dillere destan

      Ben sana vurgunum ey güzel bucak.

      Burada yaşamıma olamasın engel

      Kutsal bir varlıksın baba ocağım.

      Sen yaşam gücümsün en güzel emel

      Sarmaş dolaş olsam ana kucağım.

      İNSANLIK NERDE?

      Yılların kıyımcı, baskı kırbacı

      Şakladı çılgınca, yandı üstümde

      Sızarken gönlüme derin bir acı

      Sessizdim, çaresiz insanlık nerede?

      İnsaf merhamet yok, yok bu düzende

      Tekme yumruk kırbaç bedava işte

      Bu da az gelirse silahlar elde

      Çiğnendi onurum, insanlık nerede?

      Çökünce karanlık köyün üstüne

      Milisler gelirdi konuk yerine

      Evim dönüşürken bir cenk çölüne

      Tanrı’ ma sığındım, insanlık nerede?

1994 Kalova Razgrat

      YEŞİL GÖZLER ÜSTÜNE 64

      Yeşil gözlerinde büyü mü ne var

      Devrildi üstüme yeşil bir nazar

      Ortalıkta kuru soğuk, yerde kar

      Yazılacak tarihe aşk öykümüz.

      Bu ilk aşkım değil, ne de ilk şarkım

      Ama kış mevsimi bahar oldu

      Ben yeşil gözlerin içinde yanarken

      Dünya sınırsız bir sevgiyle doldu.

2000, Kalova Razgrat

      NO: 86 MEHMET HAMİT ÖZGÜR (1941-1996)

(Mehmet Hamidov)

      Mehmet Hamit 1941 yılında Razgrat ilinin Yerci Köy’ ünde (Gradina) orta halli bir çiftçi ailesinde dünyaya geldi. İlk ve orta okulu kendi köyünde okudu. Daha sonra Razgrat Türk Pedagoji okuluna yazıldı ve orasını bitirdi. İki yıl Razgrat bölgesinde öğretmenlik yaptıktan sonra askere alındı. Askerliğini topograf olarak yaptı. Terhis olunca kendi köyüne öğretmen tayin edildi. Uzun yıllar köyündeki Türk çocuklarına sınıf öğretmenliği yaptı. Bu zaman zarfında dışarıdan verdiği sınavlarla Sofya Devlet Üniversitesinin Türk Dili ve Edebiyat bölümünden mezun oldu. Türkçe’nin yasak kapsamına alınmasından sonra aynı okulda mürebbi olarak görevini sürdürdü.

      1985 başlatılan Bulgarlaştırma kampanyasına karşı çıktı. Vidin dolaylarına sürgün edildi. Sürgünden döndükten sonra öğretmenliği elinden alındı. Köy Kooperatifinde vasıfsız işçi statüsünde çalıştı.

      1989 yılında zorunlu göçe tabi tutularak Türkiye’ye gönderildi. İstanbul’a yerleşti. Birkaç yıl öğretmen olarak çalıştı. 1996 yılında İstanbul’da vefat etti.

      Evli ve iki çocuk babasıydı. Bulgarca ve Rusça biliyordu.

      Şiirlerinde çocukluğunu, aşkını, diyar sevgisini ve yarına olan inancını dile getirmektedir. Şiirleri yıllıklarda, merkez ve yerel Türkçe basında dağınık bir halde bulunmaktadır. Şiirlerinin çoğu Razgrat’ ta yayımlanan “Dostluk“ gazetesinde yayımlandı. Mehmet Hamit’ in makaleleri, deneme yazıları ve mizahi öyküleri de vardır.

      SEVDİĞİME 65

      Şu dağlarda yel olsam.

      Bahçelerde dal olsam

      Toprağına sel olsam

      Nede iyi hoş olur.

      Çayırlarda çil olsam

      Sevdiğime kul olsam

      Yanıp, yanıp kül olsam

      Nede iyi hoş olur.

1965 Gradina – Razgrat

      SANA 66

      Elbet döneceksin bir gün bana sen

      Kuzeyin baharını yazını özleyip’ de

      Yuvalarına dönen göçebe kuşlar misali

      Süzüleceksin önüme, hala

      Koklamaya doyamadığım küçümencik

      Erguvan dalcığı ile…

      Hatırlarsın,

      Hatırlamamak olur mu?

      Erguvan rengine benzetirdim gözlerini

      Şakrak, şakrak gülerdin sevincinden

      Neşe saçardın ölü sessizliğe

      İçime dolardı gülüşün.

      Gönlüm bir hoş oluyordu…

      Belki yine kıracaksın

      Günahsız erguvan dalcığını…

      Bende günahsızdım

      Belki onun için kırılmışım.

      Bırak!

      Zahmet etme !

      Ko bu defa erguvan dalcığını

      Başkası kırsın.

      O zaman belki ben kırılmam.

      HEPİMİZ 67

      Bir pecer var,

      Karanlıkları kovar

      Aydınlıklarıyla,

      Gecenin geç vakitlerinde bile.

      Bir insan var pencerenin ötesindeTam karşısında

      Yazı masasının….

      Kovalar durur uykusunu,

      Kalemiyle СКАЧАТЬ



<p>64</p>

Şiir, özel olarak Şaban Kalkan’a, 7 Kasım 2000 tarihinde gönderildi.

<p>65</p>

“1965 Bıraktığı Şiirler”, Derleme,Sofya, Narodna Prosveta Yayınevi, 1966

<p>66</p>

“Yeni Işık”, Sanat eki”, Çağdaş “ – Sofya, 1966, Sayı N : 17 (35)

<p>67</p>

“ Yeni Işık”, Gazete, Sanat eki “Çağdaş”, Sofya, 1966, N : 15 (33)