Kırgızca Türkçe Deyimler Sözlüğü. Анонимный автор
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kırgızca Türkçe Deyimler Sözlüğü - Анонимный автор страница 15

Название: Kırgızca Türkçe Deyimler Sözlüğü

Автор: Анонимный автор

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6981-35-5

isbn:

СКАЧАТЬ ТҮШ-) [arkasından takılmak] bk. artınan saya tüş-.

      artınan topurak çaç- (АРТЫНАН ТОПУРАК ЧАЧ-) [arkasından toprak saçmak] “Yüzü öte olsun, tekrarı olmasın!” diye dilekte bulunarak ayin yapmak, yüzüne tükürmek; yüzünü şeytan görsün.

      artınan tüş- (АРТЫНАН ТҮШ-) [arkasından düşmek] bk. artınan saya tüş-.

      asa bayla- (АСА БАЙЛA-) [asarak bağlamak] Atı geminden yukarı doğru çekerek bağlamak, sıkı bağlamak: “Gülsarı gana akırında asa baylanıp, calgız kalgan.” -ÇA1. (Sonunda sadece Gülsarı, geminden yukarı bağlanmış olarak yalnız kaldı.)

      asa karıbayt (АСА КАРЫБАЙТ) [asa yaşlanmaz (asa, bir tür ağaç)] Baş sağlığı dilemek için hiçbir zaman geç değildir: “Asa karıbayt, altın çiribeyt.” -ML. (Altının her zaman değerli olması gibi, baş sağlığı dilemek için de hiçbir zaman geç değildir.)

      asan kaygı (АСАН КАЙГЫ) [kolay endişe] 1. Hassaslık, duygusallık, çabuk endişelenme: “Uruşarga coo kayda / Kocurabay kalıñar / Asan kaygı ne payda!” -SO (Savaşacak düşman nerede / Konuşmayı bırakın / Endişeden ne fayda!) 2. Devamlı düşünen, endişelenen, hassas, duygusal, çıtkırıldım.

      asan kaygı bol- (АСАН КАЙГЫ БОЛ-) [ kolay endişe olmak] Devamlı her şeyi düşünmek, kaygılanmak, endişelenmek.

      asıl tukum (АСЫЛ ТУКУМ) [asil tohum] İyi cins, saf kanlı: “Asıl tukum cılkı zootu dep atalçu.” -KA1. (İyi cins at ırkı denilirdi.)

      aska bel (АСКА БЕЛ) [kaya bel (bel, yüksek olmayan dağ geçidi)] Direk, dayanak, destek: “Eline askar bel bolsun.” -SB. (Halkına destek olsun.)

      askar too (АСКАР ТОО) [kayalık dağ] Dayanak, destek, direk.

      asman boyu tüyül- (АСМАН БОЮ ТYЙYЛ-) [gökyüzü boyu gerilmek] bk. asman-ayga tüyül-.

      asman melcigen (АСМАН МЕЛЖИГЕН) [gökyüzü(nü) direyen] Kocaman, uçsuz bucaksız, gökle kucaklaşan.

      asman-ayga tüyül- (АСМАН-АЙГА ТҮЙҮЛ-) [gökyüzü Ay’a (kadar) gerilmek] Kulak asmamak, kabul etmemek, razı olmamak, reddetmek, direnmek.

      asman-cerdi cañırt- (АСМАН-ЖЕРДИ ЖАҢЫРТ-) [gökyüzü yeri yankılatmak] Yeri göğü inletmek.

      asmandan cerge tüşö kalganday (АСМАНДАН ЖЕРГЕ ТYШӨ КАЛГАНДАЙ) [gökyüzündden yere inivermiş gibi] bk. asmandan tüşö kalganday.

      asmandan tüş- (АСМАНДАН ТYШ-) [gökyüzünden inmek] 1. Gökten zembille inmek, birden ortaya çıkmak. 2. Kolay elde edilmek, kolay bulunmak: “Asmandan tüşö kalgan cok eç nerse.” -AA1. (Hiçbir şey kolay elde edilmedi.)

      asmandan tüşö kalganday (АСМАНДАН ТҮШӨ КАЛГАНДАЙ) [gökyüzündden inivermiş gibi] 1. Gökten zembille inmiş gibi: “Men bolsom asmandan tüşö kalgansıp, uşunun baarın kayradan aytıp olturam.” -ÇA1. (Ben ise, sanki gökten zembille inmiş gibi bunların hepsini tekrar söylüyorum.) 2. Beklenmedik anda ortaya çıkmış gibi.

      asmandın başı (АСМАНДЫН БАШЫ) [gökyüzünün başı] Çok pahalı: “Benzindin baası asmandın başı.” (Benzin fiyatı çok yüksek.)

      asmandın başına çık- (АСМАНДЫН БАШЫНА ЧЫК-) [gökyüzünün başına çıkmak] 1. Yükselmek, yükseğe çıkmak. 2. Yükselmek, yüce duruma gelmek, yücelmek. 3. Yükselmek, fiyat artmak, fırlamak, göklere çıkmak: “Benzin mintip asmandın başına çıktı.” -KA2. (Benzin fiyatı çok arttı.)

      asmandın başında (АСМАНДЫН БАШЫНДА) [gökyüzünün başında] Göğün yedi kat üstünde, çok yüksekte.

      asmanga atıp çık- (АСМАНГА АТЫП ЧЫК-) [gökyüzüne fırlayıvermek] 1. Göğe doğru hızlı yükselmek. 2. Fışkırmak.

      asmanga kolu cetkendey (АСМАНГА КОЛУ ЖЕТКЕНДЕЙ) [gökyüzüne eli yetmiş gibi] bk. ayga kolu cetkendey.

      asmanıñdı taştap ciber (АСМАНЫҢДЫ ТАШТАП ЖИБЕР) [gökyüzünü bırakıver] Elinden geleni ardına koyma, istediğini yap: “Cölöp turgan asmanıñ bolso menin üstümö taştap ciber, ayanba, oşent!” -AU2. (Gücün varsa, elinden geleni ardına koyma, acıma, öyle yap!)

      astı menen (АСТЫ МЕНЕН) [altıyla] Önce, öncelikle: “Astı menen baarın tüşündürüp bereyin.” (Önce her şeyi anlatayım.)

      astına cıgıl- (АСТЫНА ЖЫГЫЛ-) [altına yıkılmak] bk. butuna cıgıl-.

      astına miñ koy ayda- (АСТЫНА МИҢ КОЙ АЙДА-) [altına bin koyun sürmek] bk. aldına miñ cılkı sal-.

      astına olpok, üstünö üpçü bol- (АСТЫНА ОЛПОК, ҮСТҮНӨ ҮПЧҮ БОЛ-) [altına minder, üzerine süs olmak] Dalkavukluk, yalakalık yapmak, ayağının altına paspas olmak; üstüne titremek; gözünün içine bakmak.

      astına tüş- (АCTЫНА ТҮШ-) [altına düşmek] bk. aldına tüş-.

      astınan kıya baspa- (АСТЫНАН КЫЯ БАСПA-) [altından keserek yürümemek] Çok fazla saygı göstermek, hürmet etmek, üzerine titremek, başının tacı etmek.

      astınan kıya ötpö- (АСТЫНАН КЫЯ ӨТПӨ-) [altından keserek geçmemek] bk. astınan kıya baspa-.

      astınan öt- (АCTЫНАН ӨТ-) [altından geçmek] bk. aldınan öt-.

      astın-üstün bol- (АСТЫН-ҮСТҮН БОЛ-) [alt üst olmak] Alt üst olmak, altı üstüne gelmek: “Cer astı- üstü bolo tüşkönsüdü maga.” -CK2. (Yer, alt üst olmuş gibi sezildi bana.)

      astın-üstün kıl- (АСТЫН-ҮСТҮН КЫЛ-) [alt üst etmek] Altını üstüne getirmek.

      astı-üstünö (АСТЫ-ҮСТҮНӨ ТҮШ-) [altı üzerine düşmek] bk. aldı-üstünö tüş-.

      astı-üstünö СКАЧАТЬ