Kırgın. Tölögön Kasımbekov
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kırgın - Tölögön Kasımbekov страница 8

Название: Kırgın

Автор: Tölögön Kasımbekov

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6852-17-4

isbn:

СКАЧАТЬ derelerden gelen tertemiz suyla her ektiğin yetişir, diktiğin de yeşillenir” diye hayret etti.

      “Onlar bizi kabul edecekler mi” diye düşündü birisi. “Kim kabul etmeyecek ki kahramanın kendisi çağırıyorsa” dedi birsi güvenli bir sesle. Bir ihtiyar “kim bilir?” diye şüphelendi.

      Çok düşündüler ve sonunda tüm mevsim boyunca eski paltosunu üzerinden hiç çıkarmayan ihtiyar başta olmak üzere üç yüz kişi evlerini toplayıp Sarı Özön’e doğru koyuldular.

      Daha hiçbir şey ekilmemişti tarlaya ve yer de dümdüzdü. Her köye ayrı arazi ayırarak hızlı bir şekilde halkı yerleştirdi Baytik kahraman.

      5

      “Oyy dediler boş boş oturan iki yerli, yöneticileri seçmek için Ruslar yeni bir yöntem bulmuşlar.”

      O nasılmış?

      “Yeni yasa çıkaracakmış. Halk seçecekmiş”

      “Bizim yasalara ne olacak?” Halk bunları hiç seçmedi, bunlar babasından kalan kamçıyı kimseye vermiyorlar, kendi mülkiyetleri gibi davranıyorlar!”. “Kim anlatıyor sana bu boş şeyleri?” “Bilmiyorum, dün pazara üç koyunumu götürmüştüm, orada herkes konuşuyordu.”

      “Her kabileden isteyen “ben olacağım” diye aday olabilirmiş, sonra halk beğendiğini seçecekmiş.”

      “Ben, ben olacağım diye aday olabilirim desem olur mu?”

      “Ha-ha… oho ho… eğer halk seçerse ne yapacaksın halka han mı olacaksın?”

      “Eğer böyle bir düşüncen varsa korkma sen!” Yöneticiler konuşmayabilir, büyük makama ulaştıktan sonra ismin kahraman olacak osuruğun mis gibi kokacak.”

      Tabi halk bir şeyler işittiği için bunu kendi aralarında konuşuyorlar. Birkaç gün önce kaymakam halkın tüm kabilelerinden kendine “temsilci” seçip büyük bir toplantı yapmıştı. Orada yakın gelecekte halka “nahiye müdürlüğü” denilen yönetici, onun kapsamında yerli halkın geleneğine ve dinine uygun olarak iç işlerini yürüten “bey”, köy başkanlarına “köy muhtarı” denilen yeni hizmetlerin oluşturulacağını ve bunlar halk tarafından seçileceğini de duyurmuştu.

      “Herkes hazırlansın, eskiden beri ağa olan da halk içinde saygıya layık olan da aday olarak kendisini göstersinler. Nasıl olsa herkes aynı şartlarda seçilecek” diye pekiştirilmişti.

      “Halkı insan yerine koymak bu demek işte?”

      “Bizi kendileri gibi eşit görüyorlar Ruslar!” diye hayret ediyorlardı ve bundan memnun olmayan da kalmamıştı.

      Rusya’nın yönetme işine kimse karışamazdı. Ülkesinde tüm yerleri ve hatta hem batı hem de doğu sömürge ülkelerinin halklarından sadece Hazreti Hükümdar kime nasıl değer ve kime nasıl hizmet vereceğine bir tek kendisi bilirdi kendisi seçerdi.

      Bu durum ise Çin ve İran sınırlarındaki Türkistan grupları için yöneticileri halkın kendisi seçmesi büyük bir hediye olmuştur! Eskiden beri unutulmuş geleneğine, akıl geleneğine, artık özel duruma geçen dini kavramlarına uygun olup, birlik içinde yaşasın demek mi bu? Öyleyse Allah versin!

      “İyi bu neden olmasın. Akıllı olsa halkı düşünse” diye Şabdan bunun iyi olduğunu düşündü. Ama halkın bir kısmında da olumsuz görüşler vardı. Eski kırgınlıklar intikama dönüşmüştü ve bunlar da yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Onun için pek açık olmasa da halk kendi arasında “kardeş” denenlere ters bakmaya başlamıştı. Eskiden Tagay ve hatta dünkü Tınay ve Atake kahramanlar “kendi çocuklarından saklanmış” diyen grup, artık ayrılmaya başlamıştı.

      “Neden? dedi birisi, Oyrot gelse de onlar han, Sart gelse de onlar han, şimdi Rus gelse yine onlar han mı olacak?”

      “Evet, dedi diğeri onu destekleyerek, yöneticiliği bunlara babası mı satın almış yoksa anası mı doğurmuş?”

      “İşte! Böyle olmayacak şimdi!” dediler. İşte Ruslar da bizim elimize yöneticilik geçecek zamanda karşımıza geldi! Neden onlardan korkacağız ki?”

      Burası nahiye müdürlüğü seçilecek küçük yer değil burası eski sol kanattan çıkan Er Eşim’in zamanında “Saruu Bagış”tan kalan yer.

      “Madem onları yıkıyoruz, ona göre kurtlarını düşürelim!” dedi fakir Savala, yuvalarını yıkmak kolay, birer birer yıkacağız!

      “Bu iyi bir fikir” dediler aynı fikirde anlaştılar.

      “Hım demeden edemediler bunu duyan adaletler(jüri). Bitin başa çıkması bu işte!”

      “Kurt” dediği dünkü kahraman kardeşi Şabdan, Nahiye müdürlüğüne “boluş”15olarak layık görülüyordu. Ağabeyinin hiç makamı olmadı bu zamana kadar. Nahiye müdürü de olmaya heveslenmiyor. Sadece bu bölgedekiler değil, tüm halk ve Rus efendileri bile ona değer veriyor ve saygın bir yeri var. Eğer ona doğru yönelirsek o zaman nahiye müdürü olacaktır. Burada bir fikir var. Köpekten kurt çıkarsa eğer o yine köpektir.

      Aday gösterme zamanı da geldi. Halk içinde artık sakin bir hayat yoktu. İşte küçüğü büyüğünden çekinmeden büyüğü de küçüğüne bakmadan köy içindeki durum kavgaya ve dövüşmeye dönüştü. Bunun hepsini Şabdan kahraman görmüyor değildi. Üstelik Jeti-Suu efendisine dilekçenin gönderildiğini de işitmişti.

      Böyle bir durum sadece Şabdan kahramanın köyünde olmuyordu. Yok, tüm Kırgızlar’da, çöldeki göçebe Kazaklar’da, şehirlerde oturan Sartlar ’da demek ki Türkistan halkında da bu durum kaynıyordu!

      Bu halkta yönetici böyle kurallarla seçilmeden, kısa zamanda mı ya da yıllar boyunca ismi herkese duyulan, herkesçe tanınan, akıllı, dürüst, halkına saldırmaz denilen ve halk güvenine giren kendiliğinden yönetici oluyordu.

      Doğru yolu seçip adaletli iş yürütüp halkından para almadan halkının kölesi olduğu gerçektir.

      “Hep böyle adaletli mi çalıştı hepsi?” Halkını boş sözlerle aldatan, kendi çıkarı için halkın başında duran, istediği gibi yönetenlerle doldu. Halk kendisi onu kabul edip sonra ona karşı bir şey yapamıyordu.

      Ama böylece neye ulaştı ki onlar? Sonunda halk onlara hiç önem vermedi, makallarla(atasözü) kılıçtan da keskin darbe alıyorlardı. Sonra halkın güvenini yitirip dayanamadan kaçıp yabancı yerlerde barınak aradılar ve yalvardılar.

      Şimdi halk ne yapacak? Kaymakama göre “değerlendirme” ve “seçme” ölçüsü de değişti. Kabike beraberlik bağlantısına, adayın bizzat değerine göre değil “nahiye müdürünü”, “köy heyetini”, “köy muhtarını” tüm halkın seçmesi “oylama” olarak daha da genişletildi. Tamam, “tüm halka” denilsin, tüm halk özgürce seçimi yaparsa o halka saygı duyan, onları düşünen ve herkese eşit davranan yöneticiler çıkabilir.

      Ama bu yöntem СКАЧАТЬ



<p>15</p>

Bir bölgenin yöneticisi