Amanhor masalı böyle bitiriyor. Dinleyenler masalı uzatmasını istiyorlar. Gerçekle uyuşmasa, masallar uzun yaşamıyorlar. Masalın gerçek tarafı ise dinleyenleri dertlerinden uzaklaştırmak için söylenediği.
Amanrhor kul-karavaşa şimdi bu haberleri söylemekle onlara: “Siz şimdi de anlayamıyorsunuz, Tatarhanın bütün zalimliğine dayanıp duruyorsunuz, ne eziyetler etse de siz onacevap vermiyorsunuz: köpeklerine dalatsa da, yatırıp sırtınıza örme iplerlevursa da, siz dayanıp duruyorsunuz. Tatarhan ise gittikçe başınıza biniyor, sizi akılsızlardan sayıp, çilenizden yiyor. Şeref haysiyet gerek Tatarhan gibi zalimi dünyadan yok etmeye. Tatarhan sizden akıllı mı? Akıllı ise ağaçlardaki kuş yuvalarını bozdurup, yumurtalarını kırdırmıydı?! Bu işe çiftçileri grup-grup edip çalıştırıyor. Daha da olmasa iki kişi yetmiyor mu?! Yok, öyle değil. Tatarhanın aklı böyle çalışıyur: “Ben vilayetin hanı olduktan sonra, yerdeki adamlara nasılsa, havadaki kuşların da benim hükmümün geçmesi gerekir”, diye söylemeyi seviyor.
Amanhor ile kul-karavaş şimdi yürekden yakınlaşmış, ona kendi adamları gibi bakıyorlar.Amanhor da çiftçilerden kendisini ayrı görmüyor, kendisini onlarla eşit kabül ediyor.
Uyan, kardeşim, uyan, sırdaşım,
Uyuma bak, çaresine, öz başının!
Miskin olup böyle durmakolmaz,
Gösterhalka, yüreğinin yarasın!
Yüreklerde okdağlamış yara var,
O yarayı sağ etmeye çarevar.
Al koluna tüfeğini-okunu,
Hansaraya gazaplanıp koşa var.
Amanhor Hanın buyruğundan kurtulamadı.Hansaraya döndüğünde, ona yeni emirler tebliğ edilmiş. Böyle her türlü gel-git işleriyle uğraşarak zaman çabuk geçiyor. Yaz da bitip, güz gelmiş.
Ekimayının üçüncü günü idi. Tatarhanın yılkısından bir iyi at da eğerleyip, Amanhor, Absiyahkente vergi toplamaya gitmek için hazırlanmış. Anası ve kızkardeşi ile de vedalaşıp, Amanhor sabah gün ağarmadan yola düşüyor.
O Absiyahkente gelip girdiğinde akşamın geç vakti olmuş. Çoğu pencerelerden ışıklar gözükmüyor. İnsanların bazıları yatmış, bazıları henüz yatmamışlar. Büyük meydanda hayli yürüse de, Amanhor hiç kimse ile karşılamıyor. Onun misafir olacağı bu kentde tanışı-bilişi de yok. Amanhor sonunda idare binasını arayıp bulmak için yola koyuluyor.
Hayli uzakta pencerelerinden güçlü lamba ışıkları görünen bir ev görüyor. “Bu mescit olsa gerek”, diye, Aman-horun aklına geliyor. O atını durdurup dinliyor, evin içindekilerin sesleri işitiliyor. Amanhor atdan hafifçe sıyrılıp inmiş, durmuş. Ok sadağınıdüzeltip, üzenginin başını direğe de bağylayıp, büyük evin kapısının önüne geldiğinde, “Medeniyet evi” diye yazıldığını görüp farkediyor. Aman-hor uzun süre düşünüp beklemeden, itip kapıyı açıp selam veriyor. Öğretmenler ve öğrenciler Amanhorun selamını da alıp, işlerine devam etmişler. Amanhor da kendisine gösterilen yere de oturmuş, Öğrencilerin önünde arab ve fars dilinde kitapları görmüş ve: “Bu kent ilmi bakımdan bizim düzlükde şimdi öne çıkmış yurtlardan olsa gerek”, deyip düşünmüş. O medniyet evinin haberi böyle. İlk olarak, medeniyet evine niçin S. Pootskiy’in adını vermişler?
Rus yöneticilerden Aleksey Mihayloviçin saray muallimi Bay Pootskiy 1664’üncü yılin sonlarına doğru Svyatoy krest denen beklik kalede olup, oraları gezip Absiyahkente gelip, Kazak kentlerine varıp, bir aydan fazla bu bölgelerde dolaşıp, ilmi bakımdan okumak hakkında adamlara çok demeçler-nasihatler verip gitmiş. Sonra, Absiyah halkı rus kazaklar ile bir olup, medeniyet evini açıyorlar. Ona S. Pootskiy’in adını koyuyorlar. Bu evde akşamları muallimler öğrencilere Arapdan, Farsdan, Türk dillerden ders veriyorlardı.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.
1
Bu kitabı demek anlamında.
2
Önceki ahvelin hakkındaki eski kitaplardan alınan demek anlamında.
3
Kitap dört bölümden ouşuyor demek anlamında.
4
Ata yurdumun, ana elimin.
5
Önceki zamanlarda şimdiki Asterhan şehrine böyle deniyormuş.
6
Savdöğer.
7
Mahammat Efendi tarihi bakımdan gerçek olan bir kişi.O, bütün ömürünü se ferlerde, seyhatlerde ve halkların çoğunun yaşamını, kılığını, adetlerini öğrenip yazıya aktararak geçiren yazar, şairdir. Onun değerli bulunan pek çok kitapları Türk, Arab, Fars yazarlar tarafından büyük hürmetle hatırlanmaktadır.
8
Tatarhan’ın hanlığı 16ncı yüz yılın başlarında kurulmuştur. Onun hanlığı Kuma nehrinden başlayıp, sınırları Terek nehri boyunca genişlemiştir. Kuma nehrinden başlayıpdeniz kıyısınca Derbent’e kadar çoğunlukla önceki kavimleri yaşadığı topraklardır.
9
Kul-Karavaş: Erkek-Kadın serbest olmayan çalışanlar
10
Kasaba. Kafkasyada yaşayan türk kökenli halklar yerleşim yerlerini adlandırmada Kent’i kasaba yurt’u köy için kullanıyorlar
11
СКАЧАТЬ