Название: Hasan Mellah yahut Sır İçinde Esrar
Автор: Ахмет Мидхат
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6485-75-4
isbn:
Madam: “Lütfunuz sayesinde yeniden hayat bulmuş gibiyim efendim.”
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.
1
Taler: Venedik altını (e.n.) 8
2
Navlun: Deniz ve nehir yolu ile taşınan eşya için, taşıma hizmeti karşılığında gemi şirketine ödenen ücret. (e.n.) 19
3
Uskuna: Pruva direği kabasorta armalı, grandi direği sübye armalı olan iki direkli yelkenli gemi. (e.n.) 24
4
Zih: Gemi teknesine boydan boya çekilmiş, tahtadan veya madenden yapılmış pervaz. (e.n.)
5
Salta: Yakasız, iliksiz, kolları bolca bir tür kısa ceket. (ç.n.) 25
6
İki çifte sandal: İki kişi tarafından ve iki çift kürekle çekilen sandal. (e.n.) 26
7
Hüsn-i teveccüh: Saygı ile övme, takdir etme. (e.n.) 27
8
Müstahzar (çoğulu müstahzarat): Kullanıma hazır duruma getirilmiş, hazırlanmış. (e.n.) 32
9
Pirane: Yaşlılara yakışır şekilde, olgunca tavır. (e.n.) 34
10
Fermene: Türlü nakışlarla işlemeli, önü kavuşmayan, yeleğe benzeyen bir giysi. (e.n.) 53
11
Tafsil: Etraflı olarak bildirmek. (e.n.) 75
12
Maltız: Malta Adası’ndan olan, Maltalı. (e.n.) 76
13
Matlub: İstek, istenilen şey. (e.n.) 80
14
Nabedid: Görünmeyen, meydanda olmayan. (ç.n.) 86
15
Müşahhas: Şahıs haline girmiş, şahsiyeti belli olmuş. Şahıslanmış, teşhis edilmiş. (e.n.) 89
16
Muhtıra: Hatırlatmak veya hatırlamak için yazılan tezkere. (e.n.) 99
17
Pelas-puş: Eski abaya, çula bürünen, fakir. (e.n.) 103
18
Riayet: İyi karşılamak, ağırlamak, hürmet etmek. (e.n.) 112
19
Mağbut: Gıpta edilen, imrenilen. (e.n.) 126
20
Münselib: Kaçırılmış, kalmamış, kaldırılmış (Bu tabir; huzur, asayiş, emniyet ve rahat hakkında kullanılır.). (e.n.) 132
21
Mellah: Gemici, kaptan, denizci. (e.n.) 137
22
İşrap: Bir maksadı açıktan değil de, dolayısıyla gösterme. Kapalı surette anlatma. (e.n.) 140
23
Müstait: İstidadı olan, kabiliyetli, uyanık, anlayışlı, akıllı. (e.n.) 141
24
İstifasar: İfade isteme, sorma, sorup anlama. (e.n.) 143
25
Güneşin batışından üç saat sonra. (e.n.) 151
26
Eşmek: At hızlı gitmek. (e.n.) 152
27
Yakin: Şüphesiz, sağlam ve kati olarak bilmek. (e.n.) 153
28
Randa sereni: Geminin en gerisindeki yan yelkenin çekildiği direk. (e.n.) 154
29
Müftehir: Bir şeyi övünç bilerek onunla sevinen, övünen, iftihar eden. (e.n.) 156
30
Ümera: Yüksek rütbeli zabitler. (e.n.) 158
31
Mustalah: Istılahlı. Garip ve az kullanılır kelime ve terimlerle dolu olup pek anlaşılmayan. (e.n.) 171
32
Avara etmek: Bir teknenin yanaşmış olduğu bir СКАЧАТЬ