Название: Kardeşlerin Yemini
Автор: Морган Райс
Издательство: Lukeman Literary Management Ltd
Жанр: Героическая фантастика
Серия: Felsefe Yüzüğü
isbn: 9781632916693
isbn:
Godfrey, Merek'e durması için bağırmak üzereyken bir ses ondan önce davranarak havayı kesti:
"Hayır!" diye emretti sert ses.
Godfrey, Ario'nun Merek'in yanı başında ona küçümseyerek baktığını gördü.
"Onu öldürme!" diye emretti Ario.
Merek kaşlarını çattı.
"Ölü adamlar konuşamaz," dedi Merek. "Eğer bırakırsam hepimiz ölürüz."
"Umurumda değil," dedi Ario, "sana bir şey yapmadı. Öldürülmeyecek."
Merek karşı koyarak yavaşça ayaklarının üzerinde doğruldu ve Ario'ya baktı. Yüz yüze duruyorlardı.
"Benim yarım kadarsın çocuk," diye tersledi Merek, "elimde de bir hançer var. Beni tahrik etme."
"Senin yarın kadar olabilirim," diye sakince cevapladı Ario, "ama senden iki kat hızlıyım. Bana davranırsan senden hançerini alır sen daha savuramadan boğazını keserim."
Godfrey bu konuşmadan en çok Ario böylesine sakin kalabildiği için etkileniyordu. Bu gerçek üstüydü. Gözlerini kırpmamıştı, tek bir kası bile hareket etmiyordu ve sanki dünyanın en sakin konuşmasını yapıyor gibiydi. Kelimeleri çok ikna ediciydi.
Merek de aynı şekilde düşünmüş olmalıydı ki hareket etmedi. Godfrey buna bir son vermesi gerektiğini biliyordu. Hem de hemen.
"Düşman burada değil," dedi Godfrey, aceleyle öne koşup Merek'in bileğini indirerek. "Orada. Birbirimizle savaşırsak hiç şansımız olmaz."
Neyse ki Merek bileğini indirmesine izin verdi ve hançeri kınına soktu.
"Acele edin," diye ekledi Godfrey. "Hepiniz. Kıyafetlerini çıkarın ve üstünüze giyin. Artık Finlileriz."
Hepsi Finlilerin kıyafetlerini çıkarıp parlak kırmızı cübbe ve başlıklarını kuşandılar.
"Bu çok gülünç," dedi Akorth.
Godfrey onu inceledi ve göbeğinin cübbeden taştığını ayrıca kollarının uzun kaldığını gördü, cübbe kısa gelmiş, bileklerini açıkta bırakmıştı.
Merek kıs kıs gülüyordu.
"Bir bira fazla içmişsin," dedi.
"Bunu giymem!" diye çıkıştı Akorth.
"Bir moda gösterisinde değiliz," dedi Godfrey. "Fark edilmeyi mi tercih ederdin?"
Akorth, homurdandı ama şikayetinden vazgeçti.
Godfrey orada durup düşmanlarla çevrili bu barbar şehirde karşısında kırmızı cübbeleriyle duran beşine baktı. Şanslarının en iyi ihtimalle çok düşük olduğunu biliyordu.
"Şimdi ne yapıyoruz?" diye sordu Akorth.
Godfrey döndü ve şehir dışına uzanan arka sokağın en sonuna baktı. Zamanın geldiğini artık biliyordu.
"Volusia'da neler varmış gidip bakalım."
BEŞİNCİ BÖLÜM
Thor, arkasında oturan Reece, Selese, Elden, Indra, Matus ve O'Connor ile birlikte küçük kayığın önündeydi. Kimse kürek çekmiyordu, gizemli bir rüzgar ve akıntı tüm çabalarını boşa çıkarıyordu Thor, onları gitmeleri gereken yere götüreceğini biliyordu, ne kadar kürek çekerlerse çeksinler bunun bir faydası olmazdı. Thor omzunun üstünden geri bakarken, Ölüler Ülke'sinin girişini işaretleyen koca siyah kayalardan gittikçe uzaklaştıklarını görünce rahatlamış hissetti. Artık önüne bakıp Guwayne'i bulma ve hayatında yeni bir bölüme başlama vaktiydi.
Thor arkasına bakınca bir de Selese'in kayıkta, Reece'in yanında oturup elini tuttuğunu gördü; kabul etmeliydi ki bu manzara huzurunu kaçırıyordu. Thor yaşayanların arasına döndüğünü ve en iyi arkadaşının mutlu olduğunu görmekten memnundu ancak kabul etmeliydi ki bu ona garip bir his veriyordu. Bir zamanlar ölen Selese yeniden hayata döndürülmüştü. Olayların normal gidişatını bir şekilde değiştirdiklerini hissediyordu. Selese'i incelerken onun şeffaf, dünyaya ait olmayan havasını fark etti. Şimdi gerçekten ete kemiğe bürünmüş halde burada olsa da onu ölü biri gibi görmekten kendini alamıyordu. Kendine rağmen Selese'in aralarına temelli dönüp dönmediğini, tekrar ölüler diyarına dönmeden önce burada ne kadar zamanı olduğunu merak etmekten kendini alamadı.
Reece ise bunu kesinlikle böyle görmüyordu. Aşkıyla tamamen erimiş haldeydi, Thor'un arkadaşı kim bilir ne zamandır böyle neşeli değildi. Thor bunu anlıyordu elbette: neticede yanlış seçimleri düzeltmeyi, geçmiş hataları tamir etmeyi, bir daha asla göremeyeceğini düşündüğün birini yeniden görmeyi kim istemezdi? Reece elini sıkıca kavrayıp gözlerine baktı, yüzünü okşayıp onu öptü.
Thor, diğerlerinin de kendilerini kaybettiklerini, sanki cehennemin derinliklerinde, zihinlerinden kolay kolay silemeyecekleri bir yerde bulunmuşlar gibi görünüyorlardı. İki örümcek ağı asılı dururken onları da hissediyor, zihninde çakan resimlerden kurtuluyordu. Herkes Conven'ın yasını tutarken ağır bir kasvet havası hakimdi. Özellikle Thor zihninde onu gerçekten durdurmak için yapabileceği bir şey var mıydı diye düşünmeden edemiyordu. Denize bakıp gri ufku, sonsuz okyanusu incelerken Conven'ın bu kararı nasıl verdiğini merak ediyordu. Kardeşi için tuttuğu derin yası anlıyordu fakat Thor kendi için asla böyle bir karar veremezdi. Thor, Conven'ın kaybından dolayı bir parça kederli olduğunu hissediyordu, onun varlığını hep bilirdi sanki Lejyon'un ilk gününden beri o hep yanındaydı. Thor onu hapishanede ziyaret ettiğini, hayata tanıması gereken ikinci şanstan bahsettiğini, onu neşelendirmek ve yaslı havasından onu çekip çıkarıp geri getirmek için verdiği tüm çabaları hatırladı.
Fakat ne yapmış olursa olsun Conven'ı asla geri getiremediğini fark etti. Conven'ın iyi tarafı her zaman kardeşi olmuştu. Thor, diğerleri ayrıldığında ve bir tek o kaldığında Conven'ın yüzündeki ifadeyi hatırladı. Pişmanlık ifadesi değildi bu, salt keyifti. Thor onun mutlu olduğunu hissetmişti. Kendinin de çok fazla pişmanlık hissetmemesi gerektiğini biliyordu. Conven kendi kararını vermişti ve bu dünyaya gelen bir çok insanın yaptığından daha fazlasını yapmıştı. Neticede Thor onunla yeniden karşılaşacaklarını biliyordu. Aslında belki, öldüğünde onu Conven karşılardı. Thor'a göre Ölüm hepsi için geliyordu. Belki bugün veya yarın değil ama bir gün.
Thor bu hüzünlü düşünceleri kafasından silmeye çalışıp önüne baktı ve kendini her yönden seğiren dalgalarla dolu okyanusa bakmaya ve Guwayne'den bir iz bulmaya zorladı. Onu burada, açık denizde bulmaya çalışmanın pek mümkün olmadığını biliyordu ama yine de Thor umutlanmıştı yepyeni bir iyimserlikle dolmuştu. En azından şimdi Guwayne'in hayatta olduğunu biliyordu ve bu duyması gereken tek şeydi. Hiç bir şey için onu aramaktan vazgeçmeyecekti.
"Bu СКАЧАТЬ