Cehennem O'Dur. Lambert Timothy James
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Cehennem O'Dur - Lambert Timothy James страница 3

Название: Cehennem O'Dur

Автор: Lambert Timothy James

Издательство: Tektime S.r.l.s.

Жанр: Политика, политология

Серия:

isbn: 9788873048138

isbn:

СКАЧАТЬ dolaşmak yoga yapmak kadar huzur verici. Otantik Peru halk müziklerinin ritimleri ve Moğol müzik enstrümanlarına bir pop starın harap olmuş ve alışılmadık çarpıklıktaki zımbırtılarından çok daha candan bağlıyım. Benim için, bir deneyim olmayı bırakıp bir sanat biçimine dönüşen tüm ifade şekilleri manevi aurasını kaybediyor. Bu kitap bir deneyim, size var olduklarını hatırlatmak için televizyon programlarında gösterilenler gibi artistik akrobatik bir egzersiz değil.

      Marksist bir büyücü veya Ferdinand Lassalle'in cisimleşmiş hali olmam bahanesiyle uzun bir çay salonları ve barlar listesinden aforoz edildim. Kamuoyu, Karl Marx’ın kitabı Das Kapital’in akut paranoyasını temel alan antikapitalist cesaret ile ekonomik bir statüko araştırmasını yanlış biçimde bağdaştırdı. Bana inanmıyorsanız, kapitalizmin veya Ä°slam ülkelerindeki ekonominin en kötü yönlerini ortaya çıkarmayı deneyin ve bam, toplum sizi sosyalist etiketi yapıştırarak sürgün edecek. Yine de, kapitalizme karşı sarsılmaz yeni bir alternatife götürecek bir konuşma yalnızca, Marx’ın reenkarnasyonla tekrar ortaya çıkmasından korkmuş bakışları üzerinize çekecek. Çağımızın kapitalizm tanrıları arasındaki rahatsız edici horoz dövüşü hakkında ne diyebiliriz? Ekonomik eşitsizliklerle ilgili konuşmaların özünden giderek uzaklaşan soytarıların gösterileri sizin midenizi de benimki kadar bulandırıyor olmalı. Öfkem bir tsunamiye dönüşebilir ama hayatımızda iddiasız da olsa önemi kanıtlanmış olaylar var. Nairobi Kenya’da bulunan Uluslararası Kenyatta Havaalanında’ki bir mola sırasında, Birleşik Devletler’e dönmek için uçağımın kalkışını beklerken bana ileride ne olmak istediğim soruldu. Adam masamın diğer tarafında oturuyordu. Yetmişine yakın görünüyordu. Hatlarından ve aksanından Ruandalı olduğunu tahmin edebiliyordum, Birleşmiş Milletler’in ve diğer sivil toplum izleme kuruluşlarının çok sayıdaki raporuyla, doğduğum ülkedeki siyasi ve toplumsal korkuların arkasındaki beyin olmakla suçlanan olan ülke. Ruanda’nın sadist haydut çetelerine nasıl mali ve askeri destek sağladığı ve buna karşılık Ruanda’nın, Kongo’nun doğal kaynaklarını doğrudan yağmaladığı maden kaynakları ticaretinde dolaylı olarak bir takas merkezine dönüştüğü konusunda bilgilendirildikten sonraki öfkemi anlayabilirsiniz.

      O gün bir soru aklıma takılmıştı ; dünyanın sadece bunun çok fazla olduğunu söylemesi için Demokratik Kongo Cumhuriyetinin daha kaç nefes ve hayatı kaybetmesi gerekiyordu ? Sorusuna hırçın bir tonla, basitçe ve çekinmeden cevap verdim : « Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin kâbusuna bir son vereceğim. » Gülmesine engel olmaya çalışarak bana Kongo için çözümümün ne olacağını sordu. Her şeyden öte, doğduğum ülke yarım yüzyıldan uzun süredir ekonomik ve toplumsal bir karmaşadan geçiyordu. Ä°lk başta fikirlerimi neşeyle formülleştirdim. Gözlüklerini çıkardı ve planımı derinleştirmemi istedi. Konuştukça daha aptal ve saf göründüğümü söylememin lüzumu yok. Nihayetinde, bunları daha önce ayrıntılı bir şekilde hiç düşünmediğimden görüşlerimi açıkça ifade etmeyi başaramadım. Tasarımın tamamı derinlemesine bir araştırmayı sağlayamazdı. Gündelik konuşma küçük düşürücü bir deneyime dönüşmüştü ve bu beni gösterişsiz biri haline getirmişti.

      Bu kitap, yüzyıldan uzun süredir kaçışın kralları ve matematikçiler tarafından tekel haline getirilen ekonomi dallarından ortaya çıktı. Bildiğimiz tüm kötü yönlerinden dolayı, iktisatçılar çalışmanın klasik değeri olan Kutsal Kâse’yi milyonlarca küçük parçaya indirgedi ve teorik temellerini insanlık ile gerçek dünya seviyesine taşıdı. Ardından, pansuman gibi aptalca varsayımları kullanarak bazı parçaları tekrar bir araya getirme zahmetine katlandılar. Karantinaya alınan Marksist Fred Moseley’in, küresel ekonomik sistemin hâkim işleyişte kalanları ödüllendirmeye yönelik tarzda inşa edildiğine dair suçlamalarında bir haklılık payı var. Bu erdemli adam ekonominin, Massachusetts’teki South Hudley ormanlarında saklanarak ün ve zenginlikten mahrum kalan Shoichi Yokoi’si.

      Bir gün eski yoldaşlarının kendisini aramaya geleceğine ve birlikte kapitalizme karşı son bir saldırı gerçekleştireceklerine ciddi biçimde inanıyordu. Yazık ki sadece teorileri doğru çıkmadığı için ortodoksluğu suçlamak etkili bir pazar için klasik bir vizyon kurmaya veya bizi vaat edilen topraklara götürmeye yeterli olmayacak.

      Bu kitaba anne Vincent’a kişisel bir notla başladım. O, Kenya’da Nairobi’nin merkezinde karımla beraber rastladığım, oğlunu tek başına yetiştirmiş genç bir kız. Bir an geldiğinde, polisleri uzaklaştırmak için Vincent’ı kollarımda tutmam gerekti. Kenya’daki turist şöhretim Vincent ve annesini polisten gelebilecek her türlü zarardan korumuştu. Nairobi şehri, eşitsizliklere karşı savaş açmak yerine yoksulluğu suç haline getiren bir düzenleme geçirmişti. Bu modern çağ ırkçılığı, baskı görenler ve baskıcılar aynı ten rengine sahip olduğundan uluslararası toplumun dikkatini çekmiyordu. Çok sayıdaki diğer şehirde de aynı çılgın yaklaşım benimsenmişti ve çizdikleri çizgi ırksal tartışmaları meydana çıkarmadığı sürece endişelenmiyorlardı.

      Ã‡ocukluğum boyunca sosyo-politik-ekonomik uyumsuzlukların doğanın kanunları tarafından benimsetildiği düşüncesini kafama sokmuşlardı; birilerinin, zenginlerin uşağı olması için yoksul olması gerekiyordu! 90’lı yıllarda iç savaş boyunca, zengin Kongolular Batı’ya sığınmaya çalışmıştı. Göz açıp kapayıncaya kadar bu ailelerin çoğunun alışık oldukları lüks hayat tarzını nasıl kaybettiklerine şahit olmuştum. Yaklaşık yirmi yıl sürgünde yaşadıktan sonra en güçlü generaller ve eski başkanın akrabaları bile sefaletin felç etmesiyle yavaş yavaş tükenmişti. Bu kadar çok sayıdaki baron ve eski resim destekçisinin sürünerek evlerine dönmesi ve yeni asalak sisteme faal biçimde yatırım yapması şaşırtıcı değil. Güney Afrikalı bilge bir arkadaşım bu dönüşümü açıklamak için bir doğa kanununa atıfta bulunuyor : « Bir kez yılanlık yapan her zaman yılandır ! »

      Bu kişisel şahitliğim, insanların da tıpkı milletler gibi, şansları dönene kadar, kendileriyle daha fazla ilgilendiklerine dair bunaltıcı bir evrensel gerçekliğini göstermeye yarıyor. Bu, Amerikalılar hayallerindeki çitleri olan eve ulaşamadıklarını СКАЧАТЬ