Tarzan’ın Hayvanları. Эдгар Райс Берроуз
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Tarzan’ın Hayvanları - Эдгар Райс Берроуз страница 5

Название: Tarzan’ın Hayvanları

Автор: Эдгар Райс Берроуз

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6486-42-3

isbn:

СКАЧАТЬ “Unutma, oğlun elimde. Eğer olur da işkence gören bir çocuğun acılı feryadını duyarsan bebeğin senin inatçılığın yüzünden acı çektiğini bilmek ve onun, senin bebeğin olduğunu düşünmek belki sana teselli olur.”

      “Bunu yapmayacaksın!” diye bağırdı genç kadın. “Yapamazsın! Bu denli şeytani, bu denli zalim olamazsın!”

      “Zalim olan ben değilim, sensin.” diye karşılık verdi. “Zira bebeğin ile bebeğinin zulümden emniyeti arasına azıcık bir paranın girmesine müsaade ediyorsun.”

      Nihayetinde Jane Clayton, yüklü miktarda bir çek yazıp Nikolas Rokoff’a verdi. Çekini alan adam, memnun memnun sırıtarak odadan ayrıldı.

      Ertesi gün Tarzan’ın hücresinin kapağı açıldı ve yukarı bakan Tarzan, kare şeklindeki girişin ışığında Paulvitch’in kafasını gördü.

      “Yukarı gel.” diye buyurdu Rus. “Ama aklında bulunsun, bana veya gemideki herhangi birine saldırmaya kalkışırsan anında kurşunu yersin.”

      Maymun adam kendini yukarı çekip güverteye çıktı. Etrafında yarım düzine kadar tüfekli ve tabancalı denizci, belli bir mesafede duruyorlardı. Karşısında duran Paulvitch’ti.

      Tarzan etrafa bakınıp Rokoff’u aradı, adamın gemide olduğundan emindi lakin görünürlerde yoktu.

      “Lort Greystoke.” diye başladı Rus. “Bay Rokoff’un planlarına mütemadiyen ve gereksiz yere müdahale ede ede sonunda kendinizi ve ailenizi bu talihsiz akıbete getirdiniz. Tüm bunların müsebbibi sadece sizsiniz. Tahmin edebileceğiniz üzere, bu seferi finanse etmek Bay Rokoff’a epey pahalıya mal oldu ve yegâne sebebi de siz olduğunuz için, tabii olarak masrafı sizin karşılamanızı bekliyor.”

      “Dahası size şunu söyleyebilirim ki hem karınızın ve çocuğunuzun başına nahoş hadiselerin gelmesine mâni olmak hem de kendi canınızı kurtarmak ve hürriyetinize kavuşmak için yapabileceğiniz tek şey, Bay Rokoff’un adil taleplerini yerine getirmek olacaktır.”

      “Ne kadar?” diye sordu Tarzan. “Ve anlaşmada üzerinize düşeni yapacağınıza dair ne tür bir teminatım olacak? Rokoff ve senin gibi iki düzenbaza itimat etmek için pek bir sebebim yok.”

      Rus kıpkırmızı oldu.

      “Hakaret edebilecek bir pozisyonda değilsiniz.” dedi. “Anlaşmamızı yerine getireceğimize dair benim sözümden başka bir teminatınız yok fakat talep ettiğimiz çeki yazmazsanız, işinizi hemen bitireceğimize dair teminatınız gözünüzün önünde duruyor.”

      “Zannettiğimden daha aptal değil iseniz, siz de fark etmişsinizdir ki şu dünyada hiçbir şey bizi, bu adamlara size ateş etme emri vermek kadar keyiflendiremez. Şimdiye kadar vermediysek sizi cezalandırmak için başka planlarımız olduğundandır. Ölümünüzle bu planların suya düşmesini istemeyiz.”

      “Sadece bir soruya cevap ver.” dedi Tarzan. “Oğlum bu gemide mi?”

      “Hayır.” diye karşılık verdi Alexis Paulvitch. “Oğlunuz başka bir yerde emniyette, bizim adil taleplerimize boyun eğmeyi kabul ettiğiniz sürece de öldürülmeyecek. Sizi öldürmemiz lazım gelirse bu durumda çocuğu öldürmenin bir âlemi kalmayacak zira siz ölünce çocuğu öldürerek cezalandıracağımız kimse kalmamış olacak. O zaman çocuk bizim için sadece mütemadi bir tehlike ve utanç kaynağı olacak. Yani sizin anlayacağınız, oğlunuzu kurtarmanızın tek yolu, sizden istediğimiz çeki yazmak suretiyle önce kendi hayatınızı kurtarmak.”

      “Pekâlâ.” diye karşılık verdi Tarzan zira Paulvitch’in yaptığı tehditleri yerine getirmelerini göze alamayacağını biliyordu ve taleplerine boyun eğmesi hâlinde, ufak da olsa oğlanı kurtarma şansı olabilirdi.

      Çeki imzalamasının ardından yaşamasına müsaade edeceklerine hiç ihtimal vermiyordu fakat onlara asla unutamayacakları bir mücadele yaşatmakta kararlıydı, hatta mümkünse ebediyete Paulvitch’i de beraberinde götürecekti. Üzüldüğü tek şey, Paulvitch’in yerinde Rokoff’un olmamasıydı.

      Cebinden çek defterini ve dolma kalemini çıkardı.

      “Ne kadar?” diye sordu.

      Paulvitch epey yüklü bir miktar söyledi. Tarzan gülümsememek için kendini zor tuttu.

      Açgözlülükleri yüzünden kendi kendilerini mahvedeceklerdi, en azından fidye hususunda. Kasten tereddüt eder gibi yaptı ve miktar üzerinde pazarlık etti lakin Paulvitch inatçıydı. En sonunda maymun adam, çekine bankadaki parasına karşılık gelenden daha büyük bir meblağ yazıp imzaladı.

      Kıymetsiz kâğıdı Rus’a vermek için döndüğünde gözü, tesadüfen Kincaid’in sancak tarafına kaydı. Geminin karadan birkaç yüz metre mesafede olduğunu görünce şaşırdı. Sık tropik orman, neredeyse suyun kıyısına kadar iniyordu ve arkasında da ormanla kaplı daha yüksek rakımlı topraklar uzanıyordu.

      Paulvitch, adamın baktığı yeri fark etmişti.

      “Burada azat edileceksiniz.” dedi.

      Tarzan’ın Rus’tan fiziksel olarak intikam alma planı anında uçup gitti. Gördüğü karanın, Afrika Ana Karası olduğu fikrindeydi ve onu oraya bırakırlarsa şüphesiz ki oradan nispeten kolay bir şekilde medeniyete dönebileceğini biliyordu.

      Paulvitch çeki aldı.

      “Kıyafetlerini çıkar.” dedi maymun adama. “Orada onlara ihtiyacın olmayacak.”

      Tarzan itiraz etti.

      Paulvitch silahlı denizcilere işaret etti. Bunun üzerine İngiliz, kıyafetlerini yavaş yavaş çıkardı.

      Bir filika indirdiler ve maymun adamı, hâlen silahlı adamların eşliğinde kıyıya götürdüler. Yarım saat sonra denizciler Kincaid’e geri döndüler ve gemi yavaş yavaş yoluna devam etti.

      Tarzan; dar sahil şeridinde durup uzaklaşan gemiyi seyrederken küpeşteye birinin yanaştığını ve dikkatini çekmek için yüksek sesle ona bağırdığını gördü.

      Maymun adam; kendisini kıyıya taşıyan küçük filika, buharlı gemiye geri dönmek üzereyken denizcilerden birinin kendisine verdiği notu okumak üzereydi fakat geminin güvertesinden seslenildiğini duyunca başını kaldırıp oraya baktı.

      Küçük bir çocuğu başının üzerinde yukarı kaldırarak onunla alay edercesine gülen siyah sakallı bir adam gördü. Tarzan, zaten uzaklaşmakta olan gemiye yüzmek için denize doğru koşacak oldu lakin böylesine pervasız bir hareketin bir işe yaramayacağını fark edip suyun kenarında durdu.

      Kincaid kıyıdan denize uzanan burnun ardında gözden kaybolana dek, Tarzan gözlerini gemiden ayırmadan orada dikildi.

      Arkasında kalan ormandan bir çift vahşi, kanlı göz, kıllı kaşların altından onu öfkeyle seyrediyordu.

      Ağaç tepelerindeki küçük maymunlar cıyaklayıp bağrışıyorlardı; uzaklardan, iç kısımda kalan ormandan ise bir leoparın çığlığı duyuluyordu.

      Fakat Greystoke Lordu John Clayton, СКАЧАТЬ