Название: Nutuk
Автор: Мустафа Кемаль Ататюрк
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6862-56-2
isbn:
Efendiler, İstanbul hükûmeti ile haberleşmeyi kestiğimiz 12 Eylül 1919 tarihinden sonra Ferit Paşa kabinesinin düştüğü tarihe kadar değişik tarihlerde tekrar Padişah’a, yabancı devlet temsilcilerine, İstanbul Belediyesine ve bütün basına çeşitli muhtıra ve beyannameler yazıldı (Ves. 97).
Padişah’ın Beyannamesi
20 Eylül 1919 tarihli, Sadrazam Damat Ferit imzalı bir umumi tebliğ ile Padişah’ın da bir beyannamesinin yayımlandığını hatırlayacaksınız (Ves. 98). Bu beyannamenin dikkate değer noktalarını tekrar hatırlatmak isterim. Bu noktaları sıra ile işaret edeceğim:
1- Hükûmetin takip ettiği siyaset neticesinde İzmir’de meydana gelen facialar Avrupa devletleri ve medeni milletlerin dikkatini çekti ve lehimizde sevgisini uyandırdı.
2- Bir hususi heyet yerinde tarafsız olarak soruşturmaya başladı. Hakkımız medeniyet dünyasının gözleri önünde ortaya serilmektedir.
3- Millî birliğimizi bozacak hiçbir karar ve teklif olmadı.
4- Bazı kimseler tarafından sözde halk ile hükûmet arasında anlaşmazlık olduğu ilan ediliyor.
5- Bu durum, kanuni şartlar içinde bir an önce yapılmasını arzu ettiğimiz seçimleri de geri bıraktırıyor ve barışın yaklaşmakta bulunduğu bir sırada, varlığı mutlaka gerekli olan Meclisimebusanın toplanmasını da geciktirecektir.
6- Bugün vatandaşlarımdan beklediğim, hükûmetin emirlerine tamamıyla uymaktır.
7- Büyük devletlerin hak verici duyguları Avrupa ve Amerika umumi efkârının ölçülü davranışı durumumuzu ve haysiyetimizi koruyacak bir barışa yakında kavuşmak ümidimi kuvvetlendirmektedir.
Yüksek malumlarıdır ki bu beyannamenin yayımlanması bizim, memleketle İstanbul hükûmeti arasında haberleşme ve münasebetleri kestiğimiz ve bu noktada ısrar etmekte bulunduğumuz günlerde oluyor. Herhâlde verdiğimiz talimat ve umumi emirlere uyulduğu takdirde, beyannamenin hiçbir taraftan alınmaması ve millete okutturulmaması gerekli idi. Hâlbuki şimdi arz edeceğim bir telgraftan, karar ve tebliğlerimize uyulmayarak ve görüşümüze büsbütün aykırı olarak bu beyannamenin bazı taraflardan alındığı anlaşıldı.
Trabzon Mevki Komutanına,
Yüce Padişah hazretlerinin milletine karşı yayımlamak lütfunda bulundukları beyannamelerinin derhâl memurlar ve şehir halkına duyurulması gereklidir. Böylece, şimdiki hain hükûmetin, melek huylu Padişah’ımız Efendi’mizi ne kadar küstahça bir cüretle hâlâ aldatmakta olduklarını anlamayanlar kaldıysa, tamamen bilip anlasınlar. Millet ve memleketi için kutlu yüreklerinin ne kadar büyük bir sevgi ve esirgeyişle dolu olduğunu gösteren bu beyannamede, en açık bir surette göze çarpan husus, kabinenin haince hareketi hakkında Hilafet makamına millet tarafından arz olunan şikâyet yazısının hâlâ kendisine ulaşmamış olmasıdır. Çünkü millet ve vatana karşı bizzat kabine üyelerinin yönelttiği ihaneti bilmiş olsalardı, bu hainleri bir dakika bile mevkilerinde tutmayacaklarına kutlu beyannamedeki ifadenin samimiyeti en büyük şahittir. Bu hainler, bu hakikati bildikleri için Halife’miz Efendi’mizi doğrudan doğruya milletle temasa getirmiyorlar. Bunun için millete düşen vazife, şanlı Padişah’ına sonsuz sevgi ve bağlılığını durmaksızın tekrarlar ve gösterirken bütün millet ve ordunun, ayrılmaz bir bütün hâlinde, söz götürmez haklarını, millet hayatını ve memleketi kurtarmaya çalıştıkları fakat bu hain kabinenin, bağlılık belirten bu meşru hareketi, Padişah’ımız Efendi’mizden gizledikleri, büsbütün ters bir şekilde gösterdikleri hakikatini, dün karar verildiği üzere, Hilafet makamına vasıtasız arz etmek ve duyurmaktır. Erzurum halkının bu yolda yazacakları telgraf sureti oraya bildirilecektir.
Kazım Karabekir Paşa, bu telgrafını şöyle bir notla bize de bildiriyordu:
Bu konuda yüksek düşünceleriniz var mı? Bu kutlu beyanname milletin Padişah’ına karşı hakikati bildirmesine yeniden bir fırsat vermiştir ki Erzurum halkı, kabinenin bütün cinayetlerini tekrar etmek suretiyle yeniden Padişah’a maruzatta СКАЧАТЬ