Kazakları Ruslaştırma Siyasetinin Bilinmeyen Yönleri. Mekemtas Mırzahmetulı
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kazakları Ruslaştırma Siyasetinin Bilinmeyen Yönleri - Mekemtas Mırzahmetulı страница 7

Название: Kazakları Ruslaştırma Siyasetinin Bilinmeyen Yönleri

Автор: Mekemtas Mırzahmetulı

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6853-01-0

isbn:

СКАЧАТЬ bu amaç için maddi kaynak ayırdığını ifade etmiştir.

      RSDRP’nin (Rus Sosyal-Demokratik İşçi Partisi) X. Kurultay kararnamesinde şu şekilde belirtilmektedir: “Rus olmayan sömürge halklarına uygulanan siyaset toprak sahibi burjuvalar tarafından devlet düzeyinde gerçekleştirmektedir. Halkın günlük konuşma dillerini yok etmek, kültürlerini bozmak, halkı cahilleştirmek ve Ruslaştırmak hedeflenmiştir.”12

      Yukarıda verilen belge Rus İmparatorluğu’nun gayrı Rus halkları Ruslaştırma sürecinde şiddete dayalı politikasını kanıtlamaktadır. Çarlık Hükümeti, misyoner kadrosunun eğitim-öğretimi araç olarak kullanması konusuna ağırlık vermiştir. Bu nedenle 1797’de Kazan İlahiyat Akademisi açılmış ve özel kararname ile ‘Göç Merkezi’ ve ‘Ruslaştırma Bürosu’ kurulmuştur. İmparatorluğun gayrı Rus halklarını Hristiyanlaştırması ve Ruslarla birleştirmesi büyük önem teşkil etmiştir. Çarlık Hükümeti bu halkları anadillerinden koparma ve inandıkları dinden uzaklaştırma yöntemiyle Ruslaştırma politikasını yürütmüştür. Bu amaçla 1869’da Moskova’da bu ideolojik görevi üstlenmek için özel bir misyonerlik cemiyeti kurulmuştur. Çarlık Hükümeti sürecin zor taraflarını iyi bildiği için farklı dillerde konuşan halkları Ruslarla asimile etme aşamasında şiddete başvurmanın yanı sıra, sömürgeleştirmede daha güvenilir bir yöntem uygulayarak Rus köylülerini asimile edilen topraklara yeniden yerleştirme yönünde karar almıştır. Bu karara bağlı olarak 1868’de ‘Göç Komitesi’ kurulmuş ve misyoner kadroları oluşturulmuştur. Benzer bir durum ‘Yabancı İşler Bürosu’ adı altında 1824’te ABD’de de hayata geçirilmiştir. Ruslaştırma politikasının Göç Komitesi’nin faaliyetleriyle bağlantılı olarak sürdürülmesi amaçlandığı için ‘Ruslaştırma Meclisi’ kurulmuş ve yürütülen politikayla ilgili tüm yetkiler bu meclise aktarılmıştır.

      Rus İmparatorluğu’nun gayrı Rus halkları sömürgeleştirme sürecindeki en etkin ve kanıtlanmış yöntemi yerleştirme usulüdür. Rus olmayan halkların arasına Rus köylülerini yerleştirme yöntemiyle yıllar sonra göçmenlerin sayısının arttırılması hedeflenmiştir. Dolayısıyla mevcut soruna yönelik hayata geçirilen Ruslaştırma politikası son derece önemlidir. Bu yöntem sadece gayrı Rus halkları Ruslaştırmak için değil aynı zamanda Hristiyanlaştırmak için de kullanılmıştır.13 Kazak topraklarında bu siyasi uygulamayı yerel özellikleri göz önünde bulundurarak dikkatle ve özenle çalışan valiler gerçekleştirmiştir. Bu konu Çarlık Hükümeti’nin bütün ayrıntıları düşünerek uyguladığı politikalardan biridir. Hatta dekabrist temsilcisi P. İ. Pestel bu politikayı desteklemiş ve yazısında “Bir halk diğer bütün halkları hizaya getirmeli ve Rusya’da yaşayan herkes Rus olmalıdır.” şeklinde ifade etmiştir.14

      Misyonerler kendi eserlerinde ‘ulusların ve milletlerin birleşip kaynaşması’ kavramını uygulama konusuna dikkat çekmiştir. Kişilik kültü ve duraklama dönemlerinde bile bu kavram Sovyet basınında ve medyada sıkça kullanılmıştır. Fakat asıl sorun bu korkunç kavramın gerçek anlamının hiç kimse tarafından incelenmemiş ve açığa çıkarılmamış olmasıdır. İdeoloji sorunlarını denetleyen, SBKP Merkez Komitesi sekreteri M. İ. Suslov, bütün gücünü SSCB’ye bağlı cumhuriyetlerdeki halkların kültürünü ve dillerini yok etmek için kullanmıştır. Bu konuyla ilgili olarak Politbüro üyesi Şelest: “Suslov ulusların dil ve kültürlerinin hızlı bir şekilde birleşmesi konusunda ısrar ediyordu.” şeklinde ifade etmiştir.15 Sonuç olarak Çarlık Hükümeti gayrı Rus halklara uyguladıkları asimilasyon politikasını gizlice sürdürmeye devam etmiştir. Suslov’un desteğiyle bu terim enternasyonalizm sloganı altında ikinci kez hayat bulmuştur. S. Baruzdin konuyu şu şekilde eleştirir: “… Ulusları zorla birleştirme politikası Stalin döneminden itibaren başlamıştı. Onun bunu isteyip istemediğini bilmiyorum fakat yapılan işler Ruslaştırmaya yönelikti.”16 Yazarın bu cümleleri Kazak edebiyatı tarihindeki göstermelik anlayışı açık bir biçimde göstermektedir. Türkistan Eğitimcilerinin 20. Yıldönümü Semineri anısına yazılan raporda: “Rus devletinin ilk amacı halkların Ruslaştırılması, diğer amaçları ise Kazakların Ruslar ile birleştirilerek ortak bir kamu sisteminin oluşturulmasıdır.” ifadeleri dile getirilmiştir.17

      Rus İmparatorluğu ve Eğitim Bakanlığı’nın diğer hedefi misyonerlerin rahatlıkla faaliyetlerini sürdürebileceği bir alan olarak gördükleri karma okulların açılmasıdır. Bu faaliyet Ekim devrimine kadar devam etmiştir. Karma okullar ve aynı tip eğitim-öğretim kurumları sömürge halkların Ruslaştırılmasında etkin araçlardan biri olmuştur. Çarlık Hükümeti bu okulları gayrı Rus halkların iyi eğitim almaları için değil yeni uzmanlar hazırlamak ve bu insanları sosyo-politik talepler doğrultusunda kullanmak amacıyla açmıştır. Eğitim Bakanlığı benzer okullara ‘çok gizli’ ibaresi adı altında misyonerlik faaliyetlerinin sürdürülmesini emreden talimatlar vermiştir. Bu talimatlarda: “Rus İktidarının taşra bölgelerindeki halk eğitimi, misyonerlik faaliyetleridir. Misyonerlik, savaşan tarafın asla planlarını açıklamadığı ruhsal savaş türüdür.” şeklinde belirtilmiştir. Diğer bir deyişle işgal altında tutulan halkın şüphe duymaması için, misyonerlik faaliyeti eğitim başlığı altında gizli bir ortamda gerçekleştirilmiştir. Okul, öğrenciler için bir paravan aracı görmekteydi ve bu paravanın ardında halkı kendi köklerine yabancılaştırmaya yönelik faaliyetler yürütülüyordu. Bu sebeple sözde öğretmenler ilk aşamada henüz olgunlaşmamış çocukları ele almaya çaba göstermiştir. Dışarıdan bakıldığında onları kendi taraflarına çekmek daha kolay görünüyordu.

      Çarlık idaresindeki memurlar, Kazak topraklarındaki karma okullarda Öğretmen Seminerleri adı altında misyonerlik faaliyetlerini sürdürmek maksadıyla çalışmalarına devam etmiştir. Kazaklar Rus İmparatorluğu’na katıldıktan sonra, benzer okullar farklı Orta Asya halkları arasında da hızla açılmaya başlamıştır. Faaliyetler yönergelerde yer alan belirli kurallar çerçevesinde uygulanmıştır. Yönergede yer alan: “Türkistan’da Ruslaştırma politikası Rus okulları aracılığıyla yapılmalıdır.” ibaresi Millî Eğitim Bakanlığı’nın 1906 tarihli resmî belgesinde yer almaktadır. Bu uygulama devlet politikası düzeyine ulaşmıştır. Bu nedenle Türkistan’ın ilk valisi Kaufman,18 Eğitim Bakanı’na yazdığı 8 Aralık 1880 tarihli mektubunda Kazakları İslam inancının güçlü olduğu komşu halklardan ayırıp Rus alfabesiyle eğitim veren okullar aracılığıyla asimilasyonu hızlandırmayı teklif etmiştir. Valinin bu arzusu Çar tarafından desteklenmiş ve 28 Ocak 1881’de belgelenerek onaylanmıştır.

      Sömürge altında olan gayrı Rus halkların aşamalı olarak gerçekleştirilen Hristiyanlaştırma vasıtasıyla Ruslaştırılmasında, Çarlık Hükümeti’nin Kazak halkının asırlardır kullandığı Arap alfabesini kullanımdan kaldırması, uygulanan başlıca yöntemlerdendir. Arap alfabesinin Kiril alfabesiyle değiştirilmesi politikasında Kazak halkının millî ve geleneksel köklerinden koparılıp, millî bilinci yok edilip, ruhsuz ve itaatkâr kölelere dönüştürülme faaliyeti yatmaktadır. Tarihten de bilindiği gibi, sömürge güçleri yeni bölgeleri ele geçirirken öncelikli olarak halkın tarihsel hafızasıyla bağlantılı olarak dil, din, kültür, edebiyat ve coğrafi adları değiştirme yoluna girmiştir. Bu şekilde sömürge halklarının manevi açıdan baskı altında СКАЧАТЬ



<p>12</p>

Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin (SPKP) kongre kararname ve hükümleri ve Merkez Komite’nin genel toplantıları, 1985, bölüm I, s. 595.

<p>13</p>

Voşçin, V. (1914). Oçerki novogo Turkestana. Sankt-Peterburg, s.77.

<p>14</p>

Russkaya Pravda (1906), Sankt-Peterburg. 77.

<p>15</p>

Argumentı i faktı. (1989). № 2, 5-6.

<p>16</p>

Drujba narodov. (1988). № 12, 226)

<p>17</p>

Ostroumov N. P. (1904). Otçet Turkestanskoy uçitelskoy seminarii za XXV let yeyo suşçestvovaniya. Taşkent, 25.

<p>18</p>

ÇN: Konstantin Petroviç Von Kaufman 1867-1882 yılları arasında Türkistan Genel Valiliğinin ilk valisi olara hizmet etmiştir. Çarlık Rusyasının Türkistan’daki pek çok politikasının temelini atmıştır.