Kaharlı Altay. Jaksılık Samiytulı
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kaharlı Altay - Jaksılık Samiytulı страница 5

Название: Kaharlı Altay

Автор: Jaksılık Samiytulı

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6981-75-1

isbn:

СКАЧАТЬ Fakat defalarca saldırsalar da yeni silahlarla donanmış Osman Batur’un mücahitleri kimseyi yaklaştırmadı. İbrahimbay ve Bedelhan’ın Alayları beraber saldırıyı denedilerse de, önlerinde Fethullah’ın Bölüğü ölüme atıldıysa da hiçbir sonuç vermedi.

      Üçüncü gün şafak sökerken, Kapas ve Jantas bölükleri, nehrin karşı tarafına geçmeye çalıştı. Nehrin buzu erimişti. Şafak sökerken nehirde irili ufaklı buz parçaları yüzmeye başladı.

      Yiğitler, nehri atla geçmeyi uygun buldular. Büyük gocuklarını, kalın deri pantalonlarını çıkaran gençler, önlerine gelecek buzları iteklemek için birer uzun sopa alarak taş gibi soğuk buzlu nehre daldılar. Nehrin güneyine geçerek aşağı taraftan gelmekte olan Smirnov ve Nusipcan Alaylarına karşı güçlü bir savunma hattı oluşturdular. Hedefleri Kubı’nın kumluğuydu. Sabaha karşı Şekürti‘nin aşağısından nehri geçen Fethullah Bölüğü, Osman Batur mücahitlerinin doğusu için tehlike oluşturdu.

      Kapas Batur‘ın bölükleri, Nusiphan Alayını anında parçaladı ve kaçanlar, Smirnov Alayına katıldılar. Böylece Kubının Kumına gidilecek ilk yol açılmış oldu. Beklenen de buymuş, elleri atlarının dizgininde eşyaları yüklenmiş hazır bekleyen sivil kitleler, ihtiyar adam, kadın, çoluk çocuk hepsi anında hareket etti. Burıltogay Nehrinden başlayan beyaz kumluk arazide kendilerini düşman gözünden saklayacak büyük kayaları ve suların eskiden açtığı büyük arkları kullanarak acilen yola çıktılar.

      Sivil halkın kuşatmadan kurtulduğunu anlayan Sovyet Destekli Millî Ordu komutanları çok bozuldu. Sivil halkın göçünü takip etmektense, bütün nefretlerini Osman Batur mücahitlerine kusmak için emir üstüne emir yağdırdılar. Leskin, bizzat ön saflara geldi.

      Askerlere yöneltilen emir, son derece sertti:

      – Eğer ele geçirirseniz, Ziyakan‘ı bulduğunuz yerde doğrayın. Fakat Osman‘ı, mümkünse canlı yakalamaya çalışın.

      O günün sabahında Jantas yüzlükleri, Smirnov Alayında ön safta yol gösterici olarak bulunan Konkay Takımının önüne çıkarak çarpıştı. Yüksek kum tepelerinde, bele kadar gelen siperler kazarak önlerine seksevil6 dalları koyup, kurumuş iğde ağaçlarından siper hazırlayarak pusuya yatmış olan bu manga, açıktan kendisine saldıran Jantas yüzlüklerini yaklaştırmadı. İlk defa yapılan bu karşılaşmadan hiçbir sonuç çıkmadı.

      Jantas iyice canı sıkılmış, sinirlenmiş, hidddetlenmiş bir hâlde tir tir titrerken:

      – Şu yüksek kum tepesini gördünüz mü? Tam orada mavzerle ateş eden, Konkay’ın ta kendisi. Yanında çok adam yok. Belki altı yedi kişiler. Dikkat ediyor musunuz? Bu tepe, buranın en yüksek tepesi. Eğer orayı ele geçirirsek, onun aşağısındaki bütün Konkay Takımını paramparça edeceğiz. Böylece diğer yandaki Rus askerleri de bu tarafa geçemezler. Öyleyse, şu tepeyi almamız lâzım. Onun için ben, Konkay’ın tam sırtına kadar yalnız giderim. sipere atlar, girer ve doğruca Konkay’ın elindeki mavzeri kaparım. Oradakileri Konkay’la birlikte halleder, size tımak7ımı sallayarak işaret veririm.

      – Deli cesareti!

      – Ölümüne mi susadın? dedi, daha önce nice çarpışmalara girmiş arkadaşları.

      – Ihtimâl yok, ama tevekkül Allah’tan! diyerek onu göndermek istemeseler de, canları burunlarındaydı ve bıçak iyice kemiğe dayanmıştı. Hiddetten neredeyse patlayacak hâlde olan Jantas, hiçbirini dinlemedi.

      – Ben ölürsem, Şakabay8ın bir kadını, yine bir oğlan doğurur, diyerek gocuğunu çıkardı, ağırlıklarını üzerinden attı ve bir belaya hazırlanırcasına :

      – Siz, o tepeye doğru nefes aldırmadan ateşe devam edin! dedi.

      Jantas, anında kayboldu. Tüye kuyruk, jıngıl ve sekseviller9 onu saklamak için elbirliği etmiş gibiydi. Arkadaşları Konkay’ın sipere yattığı tepeyi hallaç pamuğu gibi atmaya başladılar.

      Et kaynatımı bir vakit geçtikten sonra, Konkay’ın siperlendiği tepeden sadece bir el mavzer sesi duyuldu; siperden yuvarlanarak kaçan iki kişi birbiri arkasından yere düştü. Hemen ardından da Jantas’ın tımakı havada göründü.

      Jantas’ın arkadaşları fırlayıp tepeye vardıklarında, dar siperin içine zar zor sıkışmış, elleri arkasından bağlanmış, yüzükoyun yerde yatan Konkay’ı ve ensesinde kartal gibi oturan Jantas’ı gördüler. O, düşmanın tam sırtından gizlice gelmiş, Konkay’ın tam ensesinden sipere atlamış, elindeki mavzeri çekmiş almış ve tetiğe basıvermiş. Konkay’ın askerleri şaşkınlıktan kurşuna karşı kurşun atmayı bile beceremeden kaçmışlar.

      Konkay’ı koşum takımı olmayan bir ata bindirdiler, ayağını atın karnından bağladılar ve arkaya doğru yönelttiler. Jantas, bu yüksek tepeye iki tane ağır pulemet getirip kurdu. Nehirden bu tarafta mevzilenen bütün düşman siperlerini temizledi. Bu tepelere mevzilenerek Smirnov Alayına karşı kuvvetli bir savunma hattı kurdu.

      Bu sırada başka cephelerdeki çarpışmalar da şiddetle devam ediyordu. Böyle yattıkları yerde çarpışıp durmayı faydasız bulan Osman Batur, savaş devam ederken, akşama doğru karanlık basar basmaz, belli etmeden bütün meydanı boşaltarak çekilip gitmeyi planladı. İkindi vakti civarında Keşapat, Manat, Nurkojay10 yüzlükleri nehri geçmiş ikiye ayrılmış, Smirnov Alayıyla Fethullah Alayına karşı savaşa devam ederken, Keles ve Jeksen yüzlüklerinin önünü açmak için bekliyorlardı.Tam bu sırada İbrahimbay Alayının üç taburu birden saldırdı ve Keles ile Jeksen yüzlüklerinin ara bağlantısını kesti. Keles askerleri savaşmadan nehrin öbür yakasına geri çekildiler.

      Osman Batur, Jeksen yüzlüğünün arasındaydı ve Jeksen’le beraber bir tepede oturuyorlardı. Onların yanında yedi sekiz kadar nişancı vardı.

      – Sen yüzlüğü geriye çekmeye başla! dedi Osman Batur Jeksen’e. “Ben, bunları engelleyeceğim.”

      Jeksen, genç olduğu için hürmetle:

      – Önce siz gidin, Batur Aga; burasını bana bırakın! dedi.

      – Yüzlüğün kaderi senin ellerinde. Çabuk toplan ve geri çekil! Burada, öyle korkulacak tehlike yok. Ama ben buradan ayrılırsam bütün askerlerin morali çöker. Tez atla! dedi Osman Batur. Kendisi savaş alanından giderse, savaşın genel gidişatının tersine döneceğini düşünüyordu..

      Jeksen’lerin geri çekilmeye başlamasından kısa süre sonra, Osman Batur’un yattığı tepenin arkasından kurşunlar yağmaya başladı. Osman Batur, bu tepelerin arkasından şaşırmadan gelebildiklerine bakarak, bunların Beskajı Mangası’nın olduğunu tahmin etti. Osman Batur yanındakilere:

      – Fırlayın, aşağıya eteklere doğru inelim; kaçarken vurmaya devam ederiz! diye bağırdı ve kendisi de sürüne yıkıla aksak ayağıyla koşmaya başladı.

      O kadar güçlü bir saldırıydı ki, her şey bir anda olup bitti. Osman Batur’un СКАЧАТЬ



<p>6</p>

Seksevül, Orta ve iç Asya’ya özgü bir bitki çeşididir.

<p>7</p>

Tımak, Kazakların geleneksel kalpağının adıdır.

<p>8</p>

Şakabay, Kazakların Orta Cüz- Kerey-Jantekey Boyunun bir alt boyudur.

<p>9</p>

Tüyekuyruk, jıngıl ve seksevül, hepsi de bitki adlarıdır.

<p>10</p>

Nurkojay Bahadır, Orta Cüz-Kerey-Jantekey-Şakabay Boyundandır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak İstanbul’da vefat etmiştir. Evlatları Türkiye’de ve Avrupa’da yaşamaktadırlar.