Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 1. Şaban Mahmudoğlu Kalkan
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 1 - Şaban Mahmudoğlu Kalkan страница 14

Название: Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 1

Автор: Şaban Mahmudoğlu Kalkan

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6852-48-8

isbn:

СКАЧАТЬ yalvarış düştü ne çare

      Yeter açma pencereyi

      Seni duyan olur

      Sana göz koyan olur

      Çek perdeyi.

1978

      AYRILIK 60

      Ürkek geyikler misali

      Günlerce benden kaçıyorsun

      San ki bir daha hiç dönmeyecekmişsin.

      İtersen dönme.

      Ne söylesem benim için

      Bir de senin için

      Hepsi boşuna.

      Biliyorum

      Bir gün olacak da

      Sen de anlayacaksın

      Yanardağlar gibi hiç aralıksız

      Yanıp kül olduğunu…

      Merhemini ben de değil

      Başka birisinde arayacaksın.

      Zannımca anlayacaksın

      Ki mesut olsan da

      İlk sevginin ateşi ile ısınacaksın.

      Ama ne ettinse bana ettin

      Bırakıp beni gittin

      Kanadı kırık bir güvercin gibi sokaklarda…

      Yoksa kalbinden O da silmişti beni artık

      Her nasılsa.

      Yine sana götürdü beni tüm yollar

      Tomurcuklar çatlarken dal ucunda.

1978

      ELVERİR BUNCA YIL 61

      Elverir bunca yıl ayrılığın elemi

      Sensiz rengi solan bir bahar içimde

      Ne yapsam bu sevda gitmiyor senden öte

      Artık dayanamam kapını çalmaktır niyetim önce.

      Işıl, ışıl bir geceyi kovalarken gündüzler gene

      Yıldızlar da düşmüş o an bekleyişten yere

      Seni candan sevmiştim kıymetini bilmedim, niye?

      Sevmeyenlerin yürek nesine…?

1978

      SÖYLE NİYE? 62

      Söyle niye?

      Söz verirsin o saatte varacağım diye

      Hala da gelirsin, incir gibi Vildan’ ım

      N’oldu haberini alamadım?

      İçime dinmeyen bir sancı indirdin

      Karlı sokaklarda gözlerken yolunu

      Islak ayaklarım soğuklamış

      Şimdi merhemini bile bulamaz doktorlar..

      Merhamet umuyorum

      Yol boyunda ki taşlardan, ağaçlardan

      İster inan, ister inanma…

      Bir iki değil bu aşk dansını oynadığın…

      Elbet bir gün gelir de

      Anlarsın suçun sende olduğunu

      Baharda akasyalar açarken…

      Ben sana söylemiştim ya

      Kazanlık diyarından

      Al, sarı, kırmızı güller getireceğimi

      Ne yazık ki, elimde soldu koklamadan güller.

1978

      NO: 85 ALİ MUSTAFA BONCUK (1941)

(Ali Mustafov Boncukov)

      Ali Mustafa Boncuk Razgrat iline bağlı Kalova (Dyankova) köyünde fakir bir çiftçi ailesinde doğdu. İlk ve orta okulu doğduğu köyde okudu. Liseyi Razgrat’ta bitirdi. Birkaç yıl otobüslerde şoför muavinliği yaptıktan sonra Sofya Devlet Üniversitesi’nin Türkoloji Bölümünü kazandı. Oradan mezun oldu. Uzun yıllar Razgrat köylerinde Türkçe öğretmeni, Türkçe yasak kapsamına alınınca eğitmen olarak görev yaptı.

      Rejimin baskılarına baş eğmedi, isminin değiştirilmesine karşı koydu. Görevinden uzaklaştırıldı. Mesleğine uygun olmayan bir çok işte çalıştı. Ailece sürekli baskı altında tutuldu. Şiirlerinin Türkçe yayınlanması yasak edildi. Bütün bu sindirme çabalarına rağmen Ali Boncuk Türkçe şiir yazmaktan vazgeçmedi.

      11 Kasım 1989 yılında Jivkov rejimi iktidardan indirildi, ülkede demokratik rüzgarlar esmeye başladı. Bu değişim sonucu Ali Mustafa Boncuk sevdiği öğretmenlik mesleğine döndü. Şimdi köyünde Türkçe öğretmeni olarak çalışmaktadır. Ali Mustafa Boncuk evli ve üç çocuk babasıdır. Bulgarca ve Rusça biliyor.

      Ali Boncuk şiiri lise yıllarında sevdi ve ilk şiirlerini de o yıllarda yazdı. O, kısa, ölçülü ve serbest vezinli şiirler yazdı. Şiirleri sıcak ve duygu yüklüdür, ruhları okşar ve düşündürür. Şiirlerinde Deliorman insanın sevincini ve kederini dile getirir. İsim değiştirme ve göç ile ilgili olan şiirleri Türkçe okul kitaplarında da yer almaktadır.

      Şiirlerini baskı ve yasaklar yüzünden kitaplaştıramadı. Gazete ve dergi sayfalarında dağınık bir şekilde yer almaktadırlar.

      ADIM 63

      Lekesiydi utancıydı yüzümün

      Bana silahla verilen adım

      Gizli bir kurt gibi üzüntü

      Her gün emerdi ömrümü hayatımın.

      O dehşet gün perişandı halim

      Tükendi, kesildi tüm hislerim

      İleri değil, döndü geri, geri

      Açık denizde yol alan yelkenlerim.

      O dehşet gün birden bire üstüme

      Sanki asırlık dağlar yıkıldı

      Kurşunlanan ezanlı adım

      Kalbime gömülüp Ali kaldı.

1992 Kalova – Razgzat

      YURDUM

      Doğan günün eşiğinde

      Umut dolu bir evrensin

      Seni seven gönüllerde

      Tükenmeyen bir güvensin.

      Ünlü çoban kavalında

      Çalınan bir içli ezgi

      Yaz yağmuru ovalarda

      Tanrımızdan gelen sevgi.

      Yurdum bizim ön sokakta

      Söylenen bir özlü türkü

      Sayfa, sayfa betiklerde

      Okuduğum şanlı öykü.

      ISSIZ EV

      Bu evin sahibi nerede?

      Cıvıl cıvıldı bu ev mutlu seslerle

      Şimdi yerde tozlu yırtık СКАЧАТЬ



<p>60</p>

“Çağdaş Rodop Türk Şiiri Antolojisi”, Antoloji, Niyazi H.Bahtiyar, İstanbul 1998

<p>61</p>

“Çağdaş Rodop Türk Şiiri Antolojisi”, Antoloji, Niyazi H. Bahtiyar, İstanbul 1998

<p>62</p>

“Çağdaş Rodop Türk Şiiri Antolojisi” Antoloji, Niyazi H.Bahtiyar, İstanbul 1998

<p>63</p>

Şiirler, Ali Boncuk’un arşivinden, 02 Ekim 1999 tarihinde alınmıştır.