Zer Mi? Hiç Mi?. Yavuz Nufel
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Zer Mi? Hiç Mi? - Yavuz Nufel страница 7

Название: Zer Mi? Hiç Mi?

Автор: Yavuz Nufel

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6853-92-8

isbn:

СКАЧАТЬ kalk

      sen de bağır, sen de çağır

      her taraf yanıyor cayır cayır

      “Erkekler ağlamaz” dersin

      ama

      ağlamak istiyorsan ağla

      vallahi kimseye söylemem baba

      gözlerine toz dolmuş

      silsene baba

      baba

      babaaaa

      babaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa

      17-8-1999 İstanbul

      arzu

      bir deprem

      bir deprem daha gerek

      düşmeli ağından

      bin yıllık örümcek

      ve

      o deprem ki

      düzenin döndürdüğü çarkı

      insanlar arasındaki farkı

      yere serecek

      silip süpürecek

      kan emici vampirin

      sırtlanın ve engereğin

      bir teki kalmayıncaya dek

      sürecek

      bugün

      Adapazarı’nda, Kocaeli’nde

      Bolu’da, Gölcük’te

      Yalova’da, İstanbul’da

      anasız-babasız kalan

      ve

      ağlayan bebek

      işte o gün

      işte o depremle gülecek

      Neyzen Tevfik’in anısına

      uyup modasına Lale Devri’nin

      yemek-içmek, zevk almak

      işi olamaz şairin

      yüreğinde ve omuzlarında

      taşımalı sorumluluğunu

      zulmün

      açlığın ve fakirliğin

      kaparsa kulağını

      takarsa at gözlüğünü

      görmezse

      İstanbul’da tinerci

      Ankara’da dilenci

      oğlunun yaşıtlarını

      doyurmak için karnını

      çöpten ekmek toplayanı

      ve

      hain diyorsa haykırana

      değil “şair”

      “insan” bile demezler adama

      güya sanat adına

      sızmak için

      yârin yüreğinden bacak arasına

      yazılan şiirin

      s.çarım mısralarına

      en azından

      hem sakala, hem bıyığa

      tükürmeli

      şair dediğin şair

      bakıyorum da

      günümüzde dizeler

      bir karış yarığa dair

      anılar

      “Aslına uygundur”

      ibaresi düşülmemiş

      ve noterden tasdiksiz

      yılların bile

      unutturamadığı

      yaşanmışlıkların

      fotokopisi bende kalan

      çelik kasasında yüreğimin

      saklıyorum

      şifresi “sen”

      sahte olmadıklarını

      ikimiz de iyi

      hem de

      çok iyi

      biliyoruz

      biliyoruz değil mi

      Necip Fazıl Usta’nın anısına

      ey, dizelerinde “Ustalarım”ın

      yedi tepeli şehir

      doğuruyor musun yoksa

      yüzlerce bu tümsek nedir

      bir araya gelmeyen

      iki yakanda

      insan yutan iki dev

      Zincirlikuyu, Karacaahmet

      meçhule gidenlere

      bir garip ev

      asırlarca sessiz

      ve

      ebedi sakinleri

      binlerce kabrin

      havası, suyu

      siz yaşarken de böyle miydi

      bu devasa şehrin

      kalıyor mu orada da

      yapanın yaptığı yanına kâr

      yoksa iskeletlerinize

      sadece dolap mıdır

      naaşlarınızın girdiği mezar

      cevap verin bir zahmet

      sabrın sonu değil amma

      kabrin sonu mudur selamet

      babam, duyduğunuzu söyler

      hoca adamdır, bilir

      o halde

      bu ölüm suskunluğu nedendir

      kiminiz, sığamıyordunuz dünya’ya

      şimdi dar gelmiyor mu kabir

      kiminiz, yediniz-içtiniz

      hiç göçmeyecek gibiydiniz

      kiminiz, ikindi günü kadar

      bir gün bile görmediniz

      nasılsınız, iyi misiniz

      biz mi ölüyüz

      siz mi dirisiniz

      avlanır mı cennet kuşları

      kolay yolunur mu kanatları

      var mı kuştüyünden olan

      yatakları, yorganları

      mezar taşlarına yansıdığı gibiyse

      oradaki rahatınız/ biz hâlâ.

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного СКАЧАТЬ