Tarzan’ın Dönüşü. Эдгар Райс Берроуз
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Tarzan’ın Dönüşü - Эдгар Райс Берроуз страница 4

Название: Tarzan’ın Dönüşü

Автор: Эдгар Райс Берроуз

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6486-43-0

isbn:

СКАЧАТЬ o an için boş olan bir noktasında duruyorlardı. Tarzan onları gördüğünde bir kadınla hararetli bir tartışma içerisindeydiler. Tarzan, kadının kıyafetlerinden zengin olduğunu; ince, şekilli bedeninden ise genç olduğunu anlamıştı lakin yüzünü örten tülden, yüz hatları seçilemiyordu.

      Adamlar kadının iki yanında duruyordu, sırtları Tarzan’a dönüktü. O yüzden adamlar onun varlığını sezemeden Tarzan, onlara bayağı yaklaşmıştı. Rokoff’un tehditkâr, kadının ise yalvarır gibi bir hâlinin olduğunu fark etti ama yabancı bir dilde konuştukları için, Tarzan sadece gördüklerinden yola çıkarak kadının korkmuş olduğunu tahmin edebiliyordu.

      Rokoff’un tavrında fiziksel şiddet tehdidi o denli barizdi ki maymun adam, ortamdaki tehlikeyi içgüdüsel olarak sezdi ve üçlünün arkasından geçerken bir anlığına duraksadı. Tam o sırada adam, kadının bileğini kabaca tuttuğu gibi büktü; kadına işkence yaparak ondan bir vaat koparmak ister gibiydi. Rokoff amacına ulaşsaydı, sonrasında ne olurdu bilemiyor, sadece tahmin yürütebiliyoruz; çünkü amacına ulaşamadı. Çelik gibi parmaklar adamın omzuna yapıştığı gibi onu arkasına döndürdü ve adam, geçen gün yoluna çıkan yabancının buz gibi gri gözleriyle yeniden karşılaştı.

      “Sapristi!”1 diye bağırdı hiddetlenen Rokoff. “Amacın ne senin? Bu kadar mı budalasın da Nikolas Rokoff’u yine böyle aşağılıyorsun?”

      “Bu, notunuza cevabımdır, mösyö.” dedi Tarzan, kısık bir sesle. Ardından adamı öyle bir kuvvetle itti ki Rokoff yerinden fırlayıp küpeşteye yapıştı.

      “Tanrı aşkına! Seni domuz, bunu canınla ödeyeceksin!” diye ciyakladı Rokoff ve ayağa fırlayıp Tarzan’ın üzerine yürürken bir yandan da arka cebindeki tabancayı çıkarmak için uzandı. Kadın korkudan sindi.

      “Nikolas!” diye bağırdı. “Yapma, sakın yapma. Çabuk, mösyö, hemen kaçın yoksa sizi öldürecek!” Fakat Tarzan kaçmak yerine adama karşılık vermek üzere ileri çıktı. “Kendinizi rezil etmeyin, mösyö.” dedi.

      Yabancının onu düşürdüğü bu hakir vaziyet sebebiyle öfkeden deliye dönen Rokoff, nihayet tabancasını çekmeyi başarmıştı. Durdu, tabancayı kaldırıp doğrudan Tarzan’ın göğsüne nişan aldı ve tetiği çekti. Neyse ki altıpatlar tabancanın horozu, haznenin mermi bulunmayan odacığına denk gelmişti. Maymun adamın eli, öfkeli bir piton gibi fırladı ve adamın kolunu büktü; tabanca fırlayıp geminin küpeştesine çarptı ve oradan da Atlas Okyanusu’na gömüldü.

      Bir an için iki adam öylece durup birbirlerine baktılar. Rokoff kendine gelmişti. İlk konuşan o oldu:“Mösyö ikidir kendisini alakadar etmeyen meselelere müdahale etmeyi kendine hak görüyor. Nikolas Rokoff’u aşağılamayı ikidir kendisine vazife biliyor. Mösyönün ilk hakaretini cehaletine verip hoş görmüştük ama bu sefer hoş görülmeyecek. Mösyö, Nikolas Rokoff’un kim olduğunu bilmiyorsa bu son küstahlığı sayesinde öğrenecek ve bir daha unutmayacak.”

      “Öğrendiğim ve unutmayacağım bir şey varsa o da korkak bir düzenbaz olduğunuzdur, mösyö.” diye karşılık verdi Tarzan. Sonra, adamın ona zarar verip vermediğini sormak üzere kadına döndü ama kadın gitmişti. Rokoff’a ve yanındaki adama göz ucuyla bile bakmadan dönüp güvertede yoluna devam etti.

      Tarzan, ortada ne tür bir komplo döndüğünü ya da ikilinin neyin peşinde olduğunu merak etmeden duramadı. İmdadına yetiştiği yüzü tüllü kadında da bir aşinalık vardı lakin yüzünü kapatan tülden, kadını daha önce görüp görmediğine emin olamıyordu. Kadında bilhassa dikkatini çeken şey, Rokoff’un yakaladığı elinin parmağındaki özel işçilik eseri olan yüzüktü. Bundan böyle karşılaştığı tüm kadınların parmaklarına dikkat etmeye karar verdi; belki bu şekilde Rokoff’un zulmettiği kadının kim olduğunu ve adamın ona tekrar rahatsızlık verip vermediğini öğrenebilirdi.

      Tarzan; güvertedeki sandalyesine gidip oturdu ve dört yıl önce ormanda, gözlerinin ilk kez kendisinden başka bir insan gördüğü o günden beri insanoğlunun defalarca şahit olduğu zalimliğini, bencilliğini ve kinini düşündü. Şahit olduğu ilk zalim siyahi Kulonga; ilk mazlumlar ise onun hızlı mızrağıyla can veren muazzam dişi maymun Kala ve onun ölümüyle bildiği tek anneden mahrum kalan genç Tarzan idi.

      Sıçan suratlı Snipes’ın King’i öldürüşünü, Profesör Porter ile yanındakilerin Arrow’un isyancılarınca terk edilişini, Mbonga köyünün siyahî savaşçıları ile kadınlarının esirlere yaptıkları işkenceleri, medeni dünya ile ilk tanışmasına vesile olan Batı Kıyısı Kolonisi’ndeki sivil ve askerî memurların adi kıskançlıklarını anımsadı.

      “Mon Dieu!” dedi kendi kendine. “Hepsi birbirinin aynısı. Dolandırıcılık, cinayet, yalan, kavga; üstelik de hepsi ormanın hayvanatının tenezzül dahi etmeyeceği şeylere sahip olmak, karaktersiz tiplerin efemine zevklerini doyuracak parayı elde etmek için. Körü körüne bağlı oldukları aptal gelenekler, onları bahtsız kaderlerinin kölesi yaparken; aksine onlar, tüm yaratılanların efendisi olduklarına, varoluşun yegâne gerçek zevklerinin tadını çıkardıklarına inanırlar. Ormanda, biri gelip de sizin eşinizi elinizden alırken bir kenara çekilip hiçbir şey yapmadan durmazsınız. Saçma bir dünya bu, budala bir dünya; Maymunların Tarzanı, ormanındaki hürriyetinden ve mutluluğundan vazgeçerek buraya gelmekle aptallık etti.”

      Orada otururken birden, arkasından bir çift gözün kendisini seyrettiğini hissetti ve içindeki yılların vahşi hayvan içgüdüsü, dışındaki zayıf medeniyet maskesini yırtıp ortaya çıktığında; Tarzan arkasına öyle bir süratle dönüverdi ki o ana kadar onu gizli gizli seyretmekte olan genç kadın, bakışlarını kaçırma fırsatı bulamadı ve doğrudan gözlerinin içine bakan maymun adamın sorgulayıcı gri gözleriyle karşı karşıya geldi. Bunun üzerine kadın bakışlarını yere indirdiğinde; Tarzan, kadının yan çevirdiği yüzünün hızla kızardığını fark etti.

      Bu pek medeni olmayan, küstahça davranışının neticesi karşısında kendi kendine gülümsedi; zira genç kadınla göz göze geldiğinde bakışlarını indirmesi gerekirken indirmemişti. Kadın oldukça gençti ve bir o kadar da güzeldi. Üstelik kadında öyle tanıdık bir şeyler vardı ki bu, onu daha önce nerede görmüş olabileceğini düşünmeye sevk etmişti Tarzan’ı. Tekrar sandalyesine yerleşti ve kısa bir süre sonra kadının ayağa kalktığını, güverteden ayrıldığını fark etti. Kadın önünden geçerken Tarzan, onun kim olduğuna dair merakını giderebilecek bir ipucu yakalama umuduyla dönüp onu seyretti.

      Umudu boşa da çıkmamıştı; zira kadın uzaklaşırken bir elini kaldırıp, ensesinden aşağı dalga dalga uzanan siyah saçlarına dokundu. Kendisini beğeniyle seyreden gözlerin farkında olduğuna işaret eden bu kadınlara has jest sayesinde Tarzan; kadının parmağında, kısa süre önce yüzü tülle örtülü kadının parmağında gördüğü aynı özel işçilikli yüzüğün olduğunu gördü.

      Demek ki Rokoff’un zulmettiği kadın, bu güzel kadındı. Tarzan, kadının kim olabileceğini ve böyle hoş bir kadının Rokoff gibi kaba saba bir Rus ile ne alakasının olabileceğini içten içe merak etti.

      O akşam yemekten sonra Tarzan güvertede yürüyüşe çıktı ve hava kararana kadar da üçüncü kaptanla sohbet ederek orada kaldı. Üçüncü kaptanın vazifesinin başına dönmesi gerekince de Tarzan СКАЧАТЬ



<p>1</p>

Fransızca şaşırma ünlemi; Yüce İsa. (ç.n.)