Название: İhtiyar Dost
Автор: Halid Ziya Uşaklıgil
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6485-72-3
isbn:
“Yedi kere dokuz ne eder?”
Birden atıldım:
“Altmış iki!”
Kahkahasını rahatça salıverdi:
“Mümkün değil, zavallı çocuğum!” Ben hâlâ onun çocuğu sanını taşırım. “Yanılıyorsun.”
İhtiyar dost, gözlerinin sürekli genç kalan parıltılarında yaramaz bir anlamla ekledi:
“İki tekten bir çift çıkar ama toplam yapılınca, çarpma yapılınca tersine gene tek kalır…”
Hemen düzelttim:
“Evet, hakkınız var: Altmış üç… İyi ama beni de katılmaya çağırdığınız bu hesap işlemleri ne oluyor?”
Gözlerimi kâğıda atmıştım. Baştan başa sayılarla doluydu. Sonra kalabalıktan uzak tutulan bir köşeciğine de sanırım, yapılan çarpmaların, çıkarmaların sonucu yazılıyordu.
“Sen bizim Sağır Osman’ı sever misin?”
“Pek çok.”
Sağır Osman ihtiyar dostumun kendisinden daha yaşlı ve sanırım bu evde daha eski bir adamıydı ki hem aşçısı hem hizmetçisi hem bahçıvanı ve özellikle vekilharcıydı. Onun adı duygusallık zamanlarında Hacı Osman, öfke zamanlarında Sağır Osman’dı. Anlaşılan bugünün infial havası esiyordu.
“İşte onun için uğraşıyorum.” dedi. “Sen de bilirsin ya bu adamın bütün varlığı bu evin ekmeğinden başka bir şey değilken o bu evden herhâlde daha zengindir. Gerçi bu evden daha zengin olmak büyük bir anlam taşımaz; ama örneğin şimdi beni silkeleyip sarssalar üstümden bin kuruş zor dökülür. O bütün bu benim döküntülerimden oluşmuş bulunduğu hâlde…”
“Devenin silkintisi kediye yük olur.”
“Yararlı bir yük olsa yüreğim yanmaz. Biriktirir, biriktirir, çömleklere doldurup topraklara mı gömer, yün çoraplara tıkıp minderlere mi sokar, ne yapar bilmem! Sonra bir gün onları çıkarır, elinde bir kâğıtla gelir.
Bu ya bilinemez hangi bilinmeyen bir yabancı ülke kentinin piyango bileti ya da anlaşılamaz hangi bilinmeyen bir yerin maden tahvilidir. Gözlerinde bir umut ışığı parıldar. Ona şu kadar yüz binde bir ihtimalin binlerce liralık ikramiyelerini vadeden bir hayal göstermişlerdir ve o da hemen inanmıştır, götürüp paralarını oraya yatırmıştır. Ferahlık ve rahatlık içinde üç ay beş ay bekler; umudunun yaldızlı ve tatlı düşleri içinde rahat rahat uyur…
Ben onu uzaktan, sonucu önceden bilen güvenli gözlerle izlerim. Yavaş yavaş omuzlarının çöküşünden, sırtının kamburlaşmasından anlarım ki altın düşleri sisleniyor… Ve bana bir gün itiraf eder: ‘Sinyor bu sefer aldandı…’ ”
“Sinyor kim oluyor?”
“Ay, sinyoru bilmez misin? Hoş ben de tamamıyla bilmem ya… Bir nasır hekimi, ağrılara, sızılara da bakar, saçkıran da tedavi eder; sanırım daha başka önemli hastalıklara da çare bulur. Vaktiyle bir Felemenk yük gemisinde hem hizmet işleri görür, hem de berberlik yaparmış. İstanbul’a bir uğrayışında buraya hayran kalmış. O vakitten beri buradadır, köyümüzde oturur, burada ve İstanbul’da müşterileri vardır; müşterileri ve müritleri…
Ve bunlar arasında Sağır Osman!
İşte Sağır Osman şimdiye kadar bana en azından belki on sefer ‘Sinyor bu sefer de aldandı…’ nakaratı ile geldi. Hiçbir sefer sinyorun aldanmadığına da rastlamadım. Ama hep gene Osman sinyora gider…
Bilir misin çocuğum? Bu garip bir zihniyettir. Ben diyorum ki eğer bu zihniyet olmasaydı bakıcılar, falcılar nasıl geçinirlerdi? İşte yüzyıllardan beri insanlar hep onlara aldandıkları hâlde gene de hep onlara koşarlar. Bir süreden beri kendi kendime yemin ettim: Şu Osman’ın parası benden kazanılmış, benden alınmış -dikkat buyurunuz ki çalınmış demiyorum- bir paradır. Bunun üzerinde bir babalık hakkım, bir ona sahip çıkmak görevim vardır. Şu parayı yararlı bir şeye yönelteyim…
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.
1
Maraz: Hastalık. (e.n.)
2
Yazarın ifadesi. (e.n.)
3
Yazarın ifadesi, “borç bildim” yerine “borç sandım”.
4
İtminan: İnanma, güvenme. (e.n.)
5
Shake hand (İngilizce): El sıkma, el sıkış. (e.n.)
6
Halid Ziya, hayatının ikinci yarısının büyük bölümünü Yeşilköy’de geçirmiştir. Gerek hatıralarında gerek birçok yazısında, buradan söz ederken yalnızca “köy” demekle yetinir. (e.n.)
7
İstikraz: İç borçlanma. (e.n.)