İçimizdeki Şeytan. Сабахаттин Али
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу İçimizdeki Şeytan - Сабахаттин Али страница 17

Название: İçimizdeki Şeytan

Автор: Сабахаттин Али

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-605-121-935-6

isbn:

СКАЧАТЬ inanıyorum ki, üç buçuk günlük ömrümüzü kendimize zehir etmemek için ne mazideki hayatımıza ve kaçırdığımız fırsatlara ne de istikbalin olmayacak hülyalarına kulak asmayarak bugünümüze hapsolup yaşamalıyız. Her hadisenin insanı eğlendirecek bir tarafı vardır. Ay başında bakkal, verdiğimiz paradan memnun olmayıp kapıya dayanınca bizim hanım sinir nöbetlerine tutulur, hâlbuki ben bunda bile hoş taraflar bulurum. Bakkalın kapı aralığında nasıl hiddetle kasketini çıkarıp tekrar giydiğini, İstanbul şivesine uydurmaya çalıştığı dilinin nasıl dolaşıp anlaşılmaz hâle geldiğini seyreder ve düşüncelere dalarım. Hayatta hiçbir şey bizim arzumuza tabi değildir. Gerçi bu bir felaket, lakin hilkat bize bu felaketi hafifletecek bir vasıta da vermiş: Etrafı çeşm-i ibretle20 temaşa kabiliyeti… Bazen çocuklara kitap parası kalmaz… En büyüğü dayatıyor, gırtlağıma basıyor, ona vermeye mecbur oluyorum, fakat ötekilerin dördü de kız, ellerinden ağlamaktan başka bir şey gelmiyor. Ben onları karşıma oturtur, kitap dedikleri şeyin lüzumsuzluğuna dair vaaz ederim. Dersleri zihninize nakşedin, derim, sonra benim bile ciddi kastetmediğim bu laflara onların nasıl inanarak kulak verdiklerini gördükçe hem gülesim hem ağlayasım gelir. Bu dairede de böyle: Birkaç kurnaz ve işbilirin yanında bir sürü de Allah’ın mübarek koyunları var… Yaşamak ve yeryüzünde üç adımlık bir yer işgal etmekle mühim bir iş yaptıklarını zannederler. Kimisi gençliğine mağrurdur kimisi ihtiyarlığına ve tecrübesizliğine dayanıp böbürlenir kimisi eskiden neydim diye övünür kimisi ileride neler olacağını ihsas ederek21 itibar kazanmak ister. Hepsi birden mahiyetini asla anlamadıkları bu değirmenin içinde yuvarlanıp giderler ve kâinatın mihverinin kendilerinden geçtiğini vehmederler. Kimisinin de ihtiyarlıktan çenesi düşmüştür, benim gibi gevezelik edip durur.”

      Ömer onunla konuşmaktan garip bir zevk alıyordu. Hiçbir şeye inanmamak hususunda mutabık gibiydiler. Yalnız Hafız Efendi, belki de yaşadığı senelerin tesiriyle, Ömer’in içini şekilsiz bir surette dolduran ihtiraslardan da kurtulmuştu. Bugünkü hâlin devamından başka bir şey istemiyordu. Ara sıra, Ömer’i hayrete düşüren bir tabiilikle ve hiç küçülmeden, hiç ezilmeden, genç adamdan bir lira borç ister ve Ömer ondan borç isteyince de tereddüt bile etmeden cebinde ne varsa çıkarır verirdi. Böyle zamanlarda çok kere Ömer ondan çoluk çocuğunun ekmek parasını almış gibi bir hisle ayrılırdı.

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

      1

      Hikmet-i vücut: Bir şeyin var olmasının hikmet ve amacı. (e.n.)

      2

      Tufeyli: Asalak. (e.n.)

      3

      Mükâleme: Karşılıklı konuşma. (e.n.)

      4

      Mübahase: Bir konu hakkında iki veya daha çok kişinin karşılıklı konuşması. (e.n.)

      5

      Müptedi: Bir şeyi öğrenmeye yeni başlayan, acemi. (e.n.)

      6

      Muhtelit: Karma. (e.n.)

      7

      İnzibat meclisi: Disiplin kurulu. (e.n.)

      8

      Muvakkat tart: Geçici uzaklaştırma. (e.n.)

      9

      Muaşaka: Birbirini karşılıklı sevme, sevişme, âşıktaşlık. (e.n.)

      10

      Emval-i metruke: Sahipleri olmayan, sahipleri kaybolmuş, sahipsiz mallar. Terk edilmiş mallar. (e.n.)

      11

      Tefekkürat: Düşünceler. (e.n.)

      12

      Kari: Okuyucu. (e.n.)

      13

      Süluk etmek: Bir işe girmek. (e.n.)

      14

      İllet: Neden, sebep. (e.n.)

      15

      Leyli: Yatılı. (e.n.)

      16

      Muvazi: Paralel, koşut. (e.n.)

      17

      Maişet: Geçim, geçinme. (e.n.)

      18

      Maada: Başka. (e.n.)

      19

      Mekteb-i idadi: Lise. (e.n.)

      20

      Çeşm-i ibret: İbret gözü. (e.n.)

      21

      İhsas etmek: Sezdirmek. (e.n.)

/9j/4AAQSkZJRgABAQEASABIAAD/2wBDAAMCAgICAgMCAgIDAwMDBAYEBAQEBAgGBgUGCQgKCgkICQkKDA8MCgsOCwkJDRENDg8QEBEQCgwSExIQEw8QEBD/2wBDAQMDAwQDBAgEBAgQCwkLEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBD/wgARCAGwASwDAREAAhEBAxEB/8QAHQABAQABBQEBAAAAAAAAAAAAAAEHAgQFBggDCf/EABoBAQEBAQEBAQAAAAAAAAAAAAABAgMEBQb/2gAMAwEAAhADEAAAAc0+n4wgIClKsIghSgEUEgNRSAhCgoURIARKo1FUhdJEA1FBCEBVJVqQgIUq0GkiAagUHzPosSEBQtQpIQA1KKRIQoKpCjSgFKtQaSAprX5oKVaRIpIUpQRdIQUoBFESgpSEBClKFhpTUCAhSlBCEBSnyXGGe2zmumzr2m88v7825KUiQgKUAEIClXSlKVSQhAUq0JoXDGPRifn6+mOnBp9DPebt9Yzv08PJ65724GoqiESAGoLSISrCAhUqgoh СКАЧАТЬ


<p>20</p>

Çeşm-i ibret: İbret gözü. (e.n.)

<p>21</p>

İhsas etmek: Sezdirmek. (e.n.)