Название: Her Yol Mübah
Автор: Джек Марс
Издательство: Lukeman Literary Management Ltd
Жанр: Современные детективы
Серия: bir Luke Stone Gerilim Romanı
isbn: 9781632916419
isbn:
Omuz silkti. “Ken Bryant’ın izlerini önceden polis veri tabanından bu cihaza yüklemiştim. Bir eşleşme olursa birkaç saniye içinde öğreneceğiz. Bu arada, çok belirgin boğazlanma ve bağlanma izleri, ve şişkinlik var. Beden hala biraz sıcak. Ölüm sertliği gelmiş, ama tam olarak değil. Parmaklar maviye dönüyor. Bence hastanedeki güvenlik görevlileri gibi bağlanarak ve boğularak, aşağı yukarı 8 ila 12 saat önce öldürülmüş.”
Luke’a doğru baktı. Gözleri parlıyordu. “Eğer şüphelinin pantolonunu benim için indirmek istersen, rektal ısı ölçümü yapabilirim, zaman ne kadar kesin olursa o kadar iyi.”
Luke gülümsedi ve başını salladı. “Hayır, teşekkürler. Sekiz ile on iki saat gayet iyi. Sadece şunu bilmek isterim: o mu?”
Ed tarayıcıya baktı. “Bryant? Evet. Bu o.”
Luke telefonun çıkardı ve Trudy’yi aradı. Hattın diğer ucunda, telefon çaldı. Birinci, ikinci ve üçüncü kere çaldı. Luke apartmanın bunaltıcı ve sıkıcı solukluğuna, kasvetine bakındı. Oturma odasının mobilyaları eskiydi ve döşemeleri yırtıktı, dolgu malzemesi kanepenin kollarından fırlıyordu. Eski püskü bir kilim yerde uzanıyordu, boş yiyecek kutuları ve plastik çatal bıçaklar masanın üstüne yayılmıştı. Kalın ve siyah perdeler pencerelere sabitlenmişti.
Trudy’nin sesi geldi, keskin, müzik gibiydi. “Luke,” dedi. “Ne kadar oldu? Yarım saat?”
“Kayıp hademe ile ilgili konuşmak istiyorum.”
“Ken Bryant,” dedi Trudy.
“Evet. O artık kayıp değil. Newsam ve ben onun dairesindeyiz. Kimliğini belirledik. Sekiz ila on iki saat önce ölmüş. Güvenlik görevlileri gibi, boğularak.”
“Tamam.” dedi.
“Bu adamın banka hesaplarına erişmeni istiyorum. Muhtemelen işyerinden gelen direkt bir havale var. Oradan başla ve araştırmaya devam et.”
“Hmm, bunun için bir mahkeme emrine ihtiyacım var.”
Luke duraksadı. Çekingenliğini anlıyordu. Trudy iyi bir memurdu. Genç ve hırslıydı. Kuralları çiğnemek umut vaat eden birçok kariyeri yok etmişti. Ama her zaman değil. Bazen de kuralları çiğnemek çok adımlı terfilere yaramıştı. Her şey hangi kuralları hiçe saydığınıza, ve sonucun ne olduğuna bağlıdır.
“Swann seninle birlikte mi?” dedi Luke.
“Evet.”
“O zaman mahkeme kararına ihtiyacın yok.”
Trudy cevap vermedi.
“Trudy?”
“Buradayım.”
“Bu kararı mahkemeden istemek için yeterli zamanımız yok. Tehlikede olan hayatlar var.”
“Bryant bu dosyada bir şüpheli mi?”
“Dosyayla alakası olan önemli biri, muhtemel bir şüpheli. Her neyse, o ölü. Haklarını ihlal ettiğimiz doğru olamaz.”
“Bu senden gelen bir emir mi, Luke?”
“Bu doğrudan bir emirdir.” dedi. “Bu benim sorumluluğumda. Hatta daha da ileri gidip, işinin buna bağlı olduğunu söylüyorum. Ya dediğimi yaparsın ya da disiplin sürecini başlatırım. Anlaşıldı mı?”
Bir çocuk gibi aksi ve öfkeli şekilde söyledi. “Peki.”
“Güzel. Hesaba girdiğinde, sıradışı bir hareket için bakın. Oraya ait olmayan bir para. Yatırılan veya çekilen yüksek miktarlarda para. Banka havaleleri. Yatırım veya birikim hesapları, bunlara bak. Burada hademelik yapan eski bir hükümlüden bahsediyoruz. Çok parası olmamalı. Eğer varsa, nereden geldiğini bilmek istiyorum.
“Tamam, Luke.”
Duraksadı. “O plakalar ne durumda?”
“Olabildiğince hızlı gidiyoruz.” dedi Trudy. “Beşinci Cadde, 96. ve 94. Sokak ve mahallenin diğer birkaç yerindeki kameraların gece kayıtlarına eriştik. 196 aracı takibe aldık, bunların 46’sı öncelikli. Ana merkezimiz 15 dakika içerisinde ilk raporu elime ulaştıracak.”
Luke saatine baktı. Zaman daralıyordu. “Tamam, iyi iş. Olabildiğince hızlı şekilde orada olmaya çalışacağız.”
“Luke?”
“Evet.”
“Bütün haberler bundan bahsediyor. 3 adet canlı yayın var, hepsini buradan görebiliyorum. Hepsi de başı çekiyor.”
Başını salladı. “Tahmin etmiştim.”
Devam etti. “Vali sabah 6’da bir basın toplantısı planladı. Herkese evde kalmasını söyleyecek gibi.”
“Herkes?”
“Gereksiz personelin Manhattan’dan uzak durmasını istiyor. Bütün ofis çalışanları. Temizlikçiler, market çalışanları. Bütün öğrenci ve öğretmenler. Yani beş milyon kişinin bugünü tatil ilan etmesini tavsiye edecek.”
Luke ağzını eliyle kapattı. Bir nefes aldı. “Böylesi etik olur,” dedi. “New York’taki herkes evde kalırsa, teröristler Philadelphia’yı vurabilirler.”
8. Bölüm
Saat 05:45
Baltimore, Maryland – Fort McHenry Tüneli’nin Güneyi
Eldrick, panelvandan on metre uzakta, tek başına duruyordu. Yine kusmuştu. Artık sadece kuru kuru öğürüyor ve kan geliyordu. Kan onu oldukça rahatsız etti. Hala başı dönüyordu, hala ateşi vardı ve kıpkırmızıydı, ama midesi boşaldığı içindir ki bulantısı çoğunlukla geçmişti. En iyi şey, panelvandan çıkmış olmasıydı.
O kirli ufukta bir yerde, gökyüzü aydınlanmaya başlamış, soluk, hastalıklı bir sarı renk almıştı. Yeryüzü hala karanlıktı. Deniz kenarındaki kasvetli, tenha bir otoparkta park etmişlerdi. Yirmi kat üstlerinden bir anayol geçiyordu. Yakında, terkedilmiş, çift bacalı ve tuğladan yapılmış endüstriyel bir bina vardı. Camları kırılmıştı, bu boşluklar ölü gözler gibiydi. Etrafı dikenlerle çevrili bu binanın çitlerinde, her on metrede bir yazı asılmıştı: UZAK DUR. Tel çitte gözle görülür bir delik vardı. Binanın çevresindeki alan fazlasıyla uzamış çalı ve çimlerle kaplıydı.
Ezatullah ve Momo’yu izledi. Ezatullah, aracın üstüne yapıştırılmış Dun-Rite Çamaşır Servisi yazan mıknatıslı araç baskısını söktü, suyun kenarına gitti ve kenara attı. Geri döndü ve aynısını öbür taraftaki için yaptı. Eldrick o yazıların çıkabildiğini hiç düşünmemişti. Bu sırada, Momo aracın önüne diz çöktü ve bir tornavidayla plakasını çıkarıp başka bir plakayla değiştirdi. Bir süre sonra, arka tarafa geçti ve oradaki plakaya da aynısını yaptı.
Ezatullah СКАЧАТЬ