Название: Her Yol Mübah
Автор: Джек Марс
Издательство: Lukeman Literary Management Ltd
Жанр: Современные детективы
Серия: bir Luke Stone Gerilim Romanı
isbn: 9781632916419
isbn:
Luke yaklaştı ve ışığını tuttu. İri biriydi, güvenlik görevlisi üniformasına benzeyen bir şey giymişti. Luke bedenin yanına çömeldi. Yerde kara bir leke vardı, sanki bir arabanın motorundan akan yağ gibi. Bedenin kafası yana dönük, Luke’a doğru bakıyordu. Gözlerinin üstünde hiçbir şey kalmamıştı, alnında bir krater vardı adeta. Luke kafasının arkasına elini uzattı, çok daha küçük bir delik eline geliyordu. Kalın eldivenlere rağmen bulabilmişti.
“Ne var Luke?”
“Büyük bir erkek, 18-30 yaş arası, Arap, Persli, veya muhtemelen Akdeniz kökenli. Oldukça fazla kan var. Kafasının arkasında ve önünde, silahlı saldırıya uygun giriş ve çıkış yaraları var. Bir infaz gibi görünüyor. Belki başka bir görevli, belki de arkadaşlarıyla tartışmaya girmiş bir şüpheli olabilir.”
“Luke,” dedi, Newsam. “Alet kemerinde küçük bir parmak izi tarayıcısı mevcut. Onu çıkarıp adamdan parmak izi almaya çalış.”
“Bunun mümkün olduğunu sanmıyorum.” dedi, Luke.
“Hadi, adamım. Biliyorum eldivenler hantal ama tarayıcı tam nerede biliyorum, sana tarif edebilirim.”
Luke kamerasını adamın sağ eline doğrulttu. Parmakları kökünden yırtılarak sökülmüştü. Diğer eline göz attı. O da aynı haldeydi.
“Parmak izlerini de parmaklarla götürmüşler.” dedi.
5. Bölüm
Luke ve Don, kendi kıyafetlerini geri giymiş halde, NYPD terörle mücadeleden şık giyinen adamla birlikte hastane koridorundan hızla yürüyorlardı. Luke adamın ismini bile öğrenmemişti. Onu üç-parça olarak hatırlıyordu. Luke bu adama emirlerini vermek üzereydi. Bir şeyler olmasını istiyorlardı, bunun için onlar ile işbirliği içinde olmalılardı.
Luke idareyi eline alıyordu, hep yaptığı gibi. Don’a bir bakış attı, ve Don onaylarcasına kafasını salladı. Don bu yüzden onu getirmişti, idareyi alması için. Don her zaman söylerdi, Luke oyun kurucu olmak için doğmuştu.
“Her kata Geiger sayaçları istiyorum,” dedi, Luke. “İnsanların görebileceği yerlerden uzak tutun. Yerin altında, altı kat inene kadar hiç radyasyona rastlamadık, ama yukarı çıkmaya başlarsa binadaki herkesin hızlıca dışarıya çıkması şart.”
“Hastanede yaşam destek sistemine bağlı hastalar var.” dedi Üç-Parça. “Onların hareket etmesi zor.”
“Doğru. O yüzden şimdi bu lojistik sorununu planlayın.”
“Tamam.”
Luke devam etti. “Aşağıya tehlikeli madde elbiseli takım yollamamız gerekiyor. O ceset her ne kadar radyoaktivite bulaşmış olsa da oradan çıkarılmalı, ve bu son derece hızlı yapılmalı. Temizlik, biz cesedi çıkarana kadar bekleyebilir.”
“Anlaşıldı.” dedi Üç-Parça. “Kurşunla kaplanmış bir tabuta koyarız, ve radyasyon korumalı bir kamyonun içinde adli tabibe ulaştırırız.”
“Bu kimsenin haberi olmadan yapılabilir mi?”
“Tabii ki.”
“Diş kayıtları, DNA, yaralar, dövmeler, ve ameliyat izlerinden doğru —veya artık ne bulabilirsek, bir eşleşme bulmalıyız. Bu bilgilere ulaştığın anda bunları takımımıza, Trudy Wellington’a ulaştır. Onun sizinkilerin erişemediği bazı veri tabanlarına erişimi mevcut.”
Luke telefonunu çıkardı ve hızlı arama yoluyla birini aradı. Karşıdaki ilk çalışta telefonu açtı.
“Trudy, neredesin?”
“Swann’la birlikte Beşinci Cadde’de bizim araçlardan birinde arkada oturuyorum ve komuta merkezimize doğru yoldayım.”
“Dinle, burada…” Üç-Parça’ya baktı. “Senin ismin ne?”
“Kurt. Kurt Meyerson.”
“Burada NYPD’den Kurt Meyerson benimle. Terörle mücadele biriminden. Cesedi getirecekler. Diş, DNA ve diğer kayıtlarla ilgili onunla iletişime geçeceksin. Bu adamın ismini, yaşını, geldiği ülkeyi ve kökenini, tanıdığı insanları, her şeyi bilmek istiyorum. Son altı aydır nerelere gitmiş, neler yapıyormuş. Bütün bunlara dün ihtiyacım vardı.”
“Tamamdır, Luke.”
“Harika. Teşekkür ederim. Kurt’ü veriyorum, sana kendi telefon numarasını verecek.”
Luke telefonu Kurt’e verdi.
Üç adam birkaç çift kanatlı kapıdan hiç yavaşlamadan geçtiler. Kurt telefonu Luke’a geri verdi.
“Trudy? Hala orada mısın?”
“Hiç başka bir yerde olur muyum?”
Luke beğendi ve kafasını salladı. “Güzel. Bir şey daha. Hastanenin kameraları kapalıydı ama bu mahallenin her tarafında kameralar kayıt almış olmalı. Komuta merkezine döndüğünde, bizimkilerden birkaç kişiyi de al. Beş blok yarıçapında bulabildiğiniz her şeye erişmelerini sağla, mesela saat 20:00’den 01:00’e kadar bütün videoları çek. Bu süre içerisinde hastaneye yaklaşan bütün kargo araçlarını ve ticari araçları incelemek istiyorum. En önceliği küçük/hafif kargo araçlarına ve ticari araçlara ver, mesela ekmek arabaları, sosisli arabaları, veya ona benzer, diğerleri. Küçük, kullanışlı, kapalı, ve küçük boyutlu yük taşıyabilecek araçlar. Tırlar, otobüsler veya inşaat araçlarına daha az önem ver ama onları da atlama. Karavanlar, pikap araçlar ve cipler de en az önem taşıyan tip. Bu araçların kamera sistemine takıldığı haliyle, plakalarını, ve bu araçların kağıt üstündeki sahiplerini istiyorum. Eğer kuşku uyandırıcı bir şey bulursan, bu araçlar için araştırmanın çapını genişlet, ve nereye gittiğini bul.
“Luke,” dedi, “bunun için birkaç kişiden daha fazlasına ihtiyacım var.”
Luke iki saniyeliğine düşündü. “Tamam. Evde yatan birilerini uyandır, ÖMT karargahına gitmelerini sağla ve plaka bilgilerini yolla. Ruhsat bilgilerini oradan kontrol edebilirler.”
“Anladım.”
Telefonu kapattılar. Luke içinde bulunduğu ana geri döndü, ve yeni bir düşünce geldi aklına. Kurt Meyerson’a baktı.
“Tamam, Kurt. İşte en önemli şey. Hastanenin kapatılması lazım. Bu gece vardiyası olan işçiler toplanmalı ve yalnız başlarına tutulmalılar. İnsanlar konuşacaktır, bunu anlarım, ama bunu olabildiğince medyadan uzak tutmalı, ellerine düşmesine izin vermemeliyiz. Eğer bu medyaya malzeme olursa panik başlar, polise yüzbinlerce sahte ne olduğu belirsiz ihbar gelir ayrıca kötü adamlar bütün bu sorgulamanın gidişatını medyadan izleyebilir hale gelirler. Bunun olmasına izin veremeyiz.”
Bir çift kanatlı kapıyı daha iterek geçtiler ve hastanenin ana lobisine gelmişlerdi. Giriş salonunun СКАЧАТЬ