Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nden Seçmeler. Evliya Çelebi
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nden Seçmeler - Evliya Çelebi страница 5

Название: Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nden Seçmeler

Автор: Evliya Çelebi

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-605-121-599-0

isbn:

СКАЧАТЬ 1044

      O sırada Revan fethinin müjdesi gelip10 bütün halkın geceleri yürüyüş gecesi, gündüzleri bayram günü oldu. Yedi gün, yedi gece Hüseyin Baykara fasılları11 yapıldı.

      Saray Burnu’ndan Yedikule’ye kadar deniz kıyısında, kalenin temeli önüne 20 zira12 genişliğinde bir set yapıldı. Böylece kaleden dışarıda büyük bir yol oldu. Bütün gemiciler o yerden iplere asıla asıla gemilerini çekerek Saray Burnu’ndan içeri girerlerdi. Bayram Paşa, kalenin içinde ve dışında, kalenin üzerinde veya kaleye bitişik ne kadar eşraf ve ileri gelenlerin evleri varsa hepsini istimlak edip yıktırdı. Bu umumi yollarla kale çepeçevre genişledi.

      O sırada ben İstanbul kalesini adımla ölçtüğüm için beyan edeyim: Yedikule’den dışarı hendek kenarınca Eyüp Kapısı’na gelinceye kadar 8810 adım ve 6 kapıdır.

      Küçük Ayvansaray Kapısı’ndan Bahçe Kapısı’na kadar 6500 adım ve 14 kapıdır.

      Arpa Ambarı dibinde Kireççibaşı Kapısı’ndan İstanbul’un merkezi olan Yeni Saray çepeçevre 16 kapıdır.

      10 tanesi açıktır.

      Bu Yeni Saray Kalesi Fatih’indir ki çevresinin büyüklüğü 6500 adımdır.

      Ahır Kapı’dan, yeni yapılmış olan dışarı umumi yoldan gitmek üzere Yedikule köşesine kadar 10.000 adım ve 7 kapıdır.

      Bu hesap üzere nefsi İstanbul’un büyüklüğü 30.000 adımdır ve 1000 adımda 10 kule vardır. Hepsi 400 kuledir. Ama kara tarafı üç kat olmakla onların kuleleriyle beraber 1225 kule olur. Kulelerin kimi dört köşe, kimi yuvarlak, kimi altı köşelidir.

      Bayram Paşa tamir sırasında zirâ-i mimari13 üzere hesap isteyip hepsi 87.000 zira olmak üzere hesap edilmiştir.

      Kostantin zamanında Kurşunlu Mahzen’deki tophanede 500 top hazır bulunurdu. Hâlâ demir kapılar bellidir. Saray Burnu ile Kız Kulesi’nde dahi yüzlerce top tabiye olunmuştu ki bu sayede deniz cihetinden kuş uçmak imkânsızdı.

      Galata’dan Yemiş İskelesi’ne üç kat zincir çekilip üzerine büyük bir köprü yapmışlardı. Onun içinden geçerlerdi. Gerektiğinde köprü çözülüp gemiler kolaylıkla geçerdi.

      Bir köprü de Balat ile Tersane Bahçesi arasına kurulmuştu. Bir köprü de Eyüp ile Sütlüce arasında idi.

      Yanko14 zamanında, Karadeniz Boğazı’nda Yuruz Kale eteğinde deniz üzerine üç kat demir zincirler çekilip düşman gemileri geçemezdi. O zincirin parçaları Tersane Mahzeni’nde durur. Ben gördüm. Bir halkasının kalınlığı insan beli kadardır.15

      Bu şekilde ve bu büyüklükte olan kalenin 27 kapısının araları kaç adımdır, onu beyan edelim:

      Yedikule Köşkü deniz kıyısındadır. Oradan Yedikule Kapısı’na kadar 1000 adım, Yedikule’den Silivri’ye 2010 adım, Yeni Kapı’ya 1000 adım, Top Kapısı’na 2900 adım, Edirne Kapısı’na 1000 adım, Eğri Kapı’ya 900 adımdır.

      Bu 6 kapı batıya ve Edirne cihetine bakar.

      Eyüp’e 1000 adım, Balat Kapısı’na 700 adım, Fanus16 Kapısı’na 900 adım, Petro Kapısı’na 600 adım, Yeni Kapı’ya 100 adım, Aya Kapısı’na 300 adım, Cibali Kapısı’na 400 adım, Unkapanı’na 400 adım, Ayazma Kapısı’na 400 adım, Hatab Kapısı’na 400 adım, Zindan Kapısı’na 300 adım, Balık Pazarı Kapısı’na 400 adım, Yeni Cami Kapısı’na 300 adım, Şehit Kapısı’na 300 adımdır.

      Eyüp’ten buraya kadar olan 14 kapı kuzeye açık ve deniz kıyısındadır.

      Saray-ı Hümayun’un dört tarafında olan has kapılar şunlardır: Kireççibaşı Kapısı, Yalı Kapısı, Top Kapısı, Uğrak Kapı, Balıkçılar Kapısı, İç Ahır Kapısı, Bayazıd Han Kapısı, oradan da padişah hazretlerinin Bab-ı Hümayun’udur ki güneye doğrudur.

      Servi Kapısı tebdile mahsustur.17 Sultan İbrahim Kapısı, Soğuk Çeşme dibindedir. Sokullu Mehmed Paşa Kapısı, Alay Köşkü dibindedir. Süleyman Han Kapısı, Makbul İbrahim Paşa için açıktı. Bostancılar ve müsahiblere mahsus demir kapı.

      İç Ahır Kapısı’ndan, Dışarı Ahır Kapısı’na kadar 200 adım, oradan Çatladı’ya 1300 adım, oradan Kum Kapı’ya 1200 adım, oradan Langa Kapısı’na 1400 adım, oradan Davud Paşa Kapısı’na 1600 adım, oradan Samatya Kapısı’na 800 adım, oradan Narlı Kapı’ya 1600 adım, oradan Yedikule’ye 2000 adım.

      Bu Yedikule, Vezir Kantur18 yapısıdır. Kapısı kuzeye dönüktür. İki kat demir büyük kapılardır. Bu kapılardan başka ta Ahır Kapı’ya varıncaya kadar hesap olunan kapıların yedisi de deniz kıyısında olmakla hepsi doğuya bakar. Bu tarafa lodos rüzgârı ziyade dokunduğundan Bayram Paşa’nın yaptırdığı sağlam yapıları harap etmekle bu saydığımız adımlar dört kaleden adımlanarak hesap olunmuştur ki İbrahim Han zamanındadır. 29.810 adım gelmiştir. Ama Bayram Paşa zamanında dışarıdan adımladığımızda tam 30.000 adım gelmişti.

      İstanbul Madenleri

      İstanbul’un güney tarafında Yedikule’den yarım merhalede “Kum Boğazı” adlı kale burnunda bir cins beyaz kum hasıl olur. Onun için Kum Boğazı derler.

      Öyle incedir ki göz fark edemez. İstanbul’un ve Firengistan’ın kum saatçileri ve kuyumcuları onu kullanırlar.

      Benim çocukluğumda, Şehit Sultan Osman zamanında (26 Şubat 1618-19 Mayıs 1622), Kurşunlu Mahzen ile Top Kapı arasında Dimaşkihane işhanesi vardı. Fatih Sultan Mehmed yaptırmıştı. Sultan Mehmed o madenden demir cevherini ayırtıp bu Dimaşkihane’de üstad kılıç yapıcılarına keskin kılıçlar yaptırırdı. Hatta benim gördüğüm üzere, Dördüncü Sultan Murad’ın Kılıççıbaşısı Davud Usta, o Dimaşkihanede çalışırdı. Kale dışında, deniz kıyısında büyük bir iş eviydi.

      Sonra, Sultan İbrahim’in tahta çıkışında (= 9 Şubat 1640), Kara Mustafa Paşa’yı şehit ettikleri yıl (31 Ocak 1644) devlet işlerine gevşeklik gelmekle Gümrük Emini Ali Ağa o Dimaşkihane’yi devletten alıp kat kat Yahudi evleri yaptı. Dimaşkihane’nin ve madeninin adı sanı yok oldu.

      Osmanlı Devleti’nin Ortaya Çıkışı

      Yeryüzünde ilk oturan insan Adem Safi’dir. Onun çocukları ve çocuklarının çocukları dağılıp yeryüzünü insanoğulları bürüdü. Fakat milletlerin sınıfları üzerinde müverrihler arasında büyük aykırılıklar olmuştur. Rum (Anadolu, Türkiye) ahalisi aslında İshak oğlu Ays’ın çocuklarındandır. Doğru bir söylenti ile Yafes’e varır.

      Yafes, СКАЧАТЬ



<p>10</p>

Revan, 8 Ağustos 1635’te alınmış olup haber İstanbul’a ağustos sonunda ulaşmış olmalıdır.

<p>11</p>

Hüseyin Baykara, Aksak Temirliler hanedanının son

Horasan kolu padişahlarından olup merkez edindiği Herat’ta 911’de ölmüştür. Zamanı ilim ve sanat bakımından çok üstün bir çağ, Hüseyin Baykara da hem şair, hem bilgin, hem zevk ehli bir hükümdar olduğundan güzel ve seviyeli meclisleri ün salmış; şiirli, müzikli, içkili meclislere Baykara Meclisi demek Osmanlılar’da da âdet olmuştur.

<p>12</p>

Zira, Türkçe arşının aşağı yukarı karşılığıdır ve şöyle böyle 75 santimetreye tekabül eder.

<p>13</p>

Öncekinin aynı.

<p>14</p>

Madyan oğlu Yanko, İstanbul’un efsanevi kurucusudur. Osmanlı tarihlerinde, bilhassa anonim tarihlerde (yani Tevarihi Ali Osmanlarda) bundan uzun uzadıya bahsolunur.

<p>15</p>

Yanko hayali bir şahıs olduğuna göre Evliya Çelebi’nin gördüğü zincir parçaları herhâlde Bizanslıların Fatih’e karşı kullandıkları savunma zincirleri olacak.

<p>16</p>

Burası şimdiki “Fener” olabilir.

<p>17</p>

Padişahların kılık değiştirerek (tebdili kıyafetle) çıktıkları kapı olacak. “Tebdil gezmek” deyimi son yıllara kadar kullanılırdı.

<p>18</p>

Hadyan oğlu Yanko’nun veziri.