Nutuk. Мустафа Кемаль Ататюрк
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Nutuk - Мустафа Кемаль Ататюрк страница 46

Название: Nutuk

Автор: Мустафа Кемаль Ататюрк

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6862-56-2

isbn:

СКАЧАТЬ Hâlbuki bu kadar gürültüye ve uygulanması Ferit Paşa’nın düşmesine sebep olan kongrelerin kararlarını bilmemelerine imkân tasavvur olunabilir miydi? Maksatlarının zaman kazanmak ve bize karşı hiçbir taahhüde girmeksizin, yeni ve şeytanca tedbirlerle milleti kandırarak meydana gelmiş olan dayanışma ve bağlılığı gevşetmek olduğuna asla şüphe etmedim. Fakat köprüler atılacaksa, ben de her şeyden önce onların bütün içyüzlerini milletin gözü önüne serecek bir hareket tarzını tercih ettim. Bu bakımdan, Sadrazam’ın ve muhterem arkadaşlarının isteğini yerine getirdim. 4 Ekim 1919 tarihli telgrafla, kongre beyannamesini aynen ve nizamnamenin yalnız teşkilatla ilgili temel noktalarını da özet olarak bildirdim (Ves. 130). Hükûmet ile resmî yazışmalara hiçbir taraftan girişilmemesi hakkında tekrar umumi tebliğler yapıldı (Ves. 131).

      Efendiler, aynı günde şöyle bir telgraf aldık:

      Sadaret,

4.10.1919

      C: Başkanlığım altında kurulan yüksek kabine, milletin arzusuna uygun olarak vatan ve memleketin saadet ve selametini sağlamak için sarsılmaz bir azimle çalışmak hususunda tam bir görüş birliğine varmıştır. Osmanlı topluluğunun güvenliği, millî istiklalin korunması ve yüce Hilafet ve Saltanat makamının dokunulmazlığı, Kanun-i Esasi hükümlerince bütün milletin kuvvet ve iradesine dayanılarak sağlanacağı şüphesiz bulunduğu gibi, Ateşkes Anlaşması’nın yapıldığı tarihteki sınırlar içinde kalan bütün Osmanlı toprakları ve vilayetlerinin Ateşkes Anlaşması’nın esası olan Wilson Prensipleri’ne göre doğrudan doğruya Osmanlı Saltanatının idaresi altında bırakılması ve sınırlar içinde kalıp nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman olan vatanın parçalanmasını önlemek suretiyle bu topraklar üzerindeki tarihî ve dinî ve coğrafi haklarımızın ve bu şekilde hak ve adalete uygun bir karar alınmasının sağlanması dahi bugünkü hükûmetçe vazgeçilmez bir gaye olması ve Millî Meclisin toplanmasına kadar milletin mukadderatı hakkında hiçbir kesin ve resmî taahhüde girilmemesi ve barış konferansına gönderilecek delegelerin, millî davayı kavramış ve güvenilir, ileri görüşlü ve muktedir kimselerden seçilmesi tabiidir. Memleketimizde, meşrutiyet rejimi gereğince millî hâkimiyet esasen mevcut bulunmakla, vazifesini hakkıyla anlamış olan bugünkü hükûmet, milletçe kabul edilmeksizin, memleket mukadderatı hakkında karar veremeyeceği için her türlü teşebbüs ve yollara müracaat ve Meclisimebusanın bir an evvel toplanması konusunda lazım gelen kolaylıkları göstermeye gayret etmektedir. Ancak hükûmetin hareketlerine hâkim olan prensip, kanun hükümlerine tamamen uyarak aksi hâlleri önlemek ve ortadan kaldırmaktan ibarettir. Olağan dışı ve kanunsuz durumların devamı, Osmanlı Devleti’nin merkeziyle Anadolu’yu birbirinden ayırmaya yol açarak birçok kötü neticeler doğuracağından, Allah esirgesin, payitahtın varlını tehlikeye düşürecek ve memleketin diğer kısımlarının da işgal altına alınması neticesini vererek vatanın birliğini bozacaktır. Bu bakımdan bugünkü hükûmet, tarafınızdan işgal olunan resmî dairelerin boşaltılması ve hükûmet işlerinin aksatılmasına son verilmesi ve en küçük zaafa bile uğratılmaması şart olan hükûmet nüfuzuna saygı gösterilmesi ve yabancılarla siyasi münasebetlere girişilmemesi ve mebusan (milletvekilleri) seçimlerinde halkın hürriyetine asla tecavüz olunmaması hususlarının tarafınızdan taahhüt edilmesini istiyor.

      Muhterem efendiler, dikkat buyrulursa bu telgrafta ne adres vardır ne de imza. Gerçi sadaret makamından yazıldığı anlaşılıyordu. Fakat diğer bir şey daha anlaşılıyordu ki, bu satırları yazan zat veya zatlar, bir defa Heyetitemsiliye’yi tanımak ve onunla imza altında resmî yazışma ve görüşmelerde bulunmak istemiyorlardı.

      Bir de bizim kongrelerde tespit ettiğimiz kararları ve kendilerine teklif ettiğimiz üç noktanın göz önüne alınmasını, yeni kabinenin sadrazamı ve nazırları tabii buluyorlar. Bu kararların ve esasların gerçekleştirilmesine gayret etmekte olduklarını söylüyorlar.

      Ancak Sadrazam “Hükûmetin hareketlerine esas olan prensip, kanun hükümleridir. Vazifesi, aksi hâllerin önlenmesinden ve ortadan kaldırılmasından ibarettir.”, girişinden sonra, bizim hâl ve hareketlerimizin, olağan dışı ve kanunsuz olduğunu ima ederek, bunun devamı hâlinde, merkezle Anadolu’nun birbirinden ayrılmasına sebep olacağını ve bundan doğacak tehlikeleri sayıyor ve nihayet, baklayı ağzından çıkararak, “tarafınızdan işgal olunan resmî dairelerin boşaltılması ve hükûmet işlerinin aksatılmasına son verilmesi ve hükûmetin nüfuzuna saygı gösterilmesi ve yabancılarla siyasî münasebetlere girişilmemesi ve mebusların seçimlerinde halkın hürriyetine asla tecavüz olunmaması hususlarının tarafımızdan taahhüt edilmesini istemek” suretiyle, bizim varlığımıza ve faaliyetimize son vermek maksadında olduğunu ifade etmiş bulunuyor.

      Efendiler, belki unuturum, geniş açıklamalara girişmeden önce söylemeliyim ki tarafımızdan işgal olunmuş resmî daireler yoktu. Yalnız Sivas vilayeti, Heyetitemsiliye’yi okulların tatil bulunması dolayısıyla lisede misafir etmişti. Söz konusu edilmek istenilen resmî daire bu olacaktı. Yeni kabine her türlü faaliyetine başlangıç olmak üzere Heyetitemsiliye’yi buradan kovarak nüfuz ve haysiyetini halkın gözünde kırmak istiyordu.

      Efendiler, kimden kime yazıldığı açıkça belirtilmemiş olan bu telgraf üzerine, Sivas telgraf merkeziyle, İstanbul telgraf merkezi arasında aynen şu haberleşme yapıldı:

      Olağanüstü

      İstanbul Merkez Müdürlüğüne,

      Sadaret merkezinden yazılan telgraf, başlığı ve imzası olmadığı için Anadolu ve Rumeli Müdafaaihukuk Cemiyeti Heyetitemsiliyesi tarafından kabul edilmedi. Telgraf sureti merkezimizde alıkonmuştur. Gerekenlere bilgi verilmesi rica olunur.

İmzaKongre Merkezi

      “Bize, üzerinde, Sadrazam Paşa Hazretlerinin cevabıdır, başlığıyla Ametçi Bey verdi ve kopyası telgrafhanededir. Siz Paşa Hazretlerine böyle veriniz.”

      “Heyetitemsiliye’ye hitap edilmemekte ve kimden olduğu bilinmemektedir. Bu sebeple muhatap ve imza olmadığı için kabul etmiyorlar.”

      “O hâlde şimdi dağıldı. Kabinede bu hususta bir şey yazarlarsa tabii durum aydınlanır, efendim.”

      Cevap olarak bu ifadeyi verdikleri vakit dağıldılar. Artık bize bir şey gelmez. Fakat Sadrazam Paşa evinden belki yazar. Bizim bu merkezin işi, kabine toplantısı dağılınca son bulur, kapanır, azizim.

      “Siz dediğimizi Ametçi Bey’e söyleyin.” “Ametçi Bey de gitti. Yalnızım.” “Telefonla söyleyiniz.”

      “Bizde şehir telefonu yok. Bununla beraber siz telgrafı öylece saklayınız da sabahleyin resmen bir şey yazdıralım, efendim.”

      “Sadrazam Paşa’ya telefon edin.”

      “Kardeşim Sadrazam Paşa’ya anlatamayız ki…”

      Olağanüstü

      Babıali, 4.10.1919

      Sivas Kongre Merkezi Müdürlüğüne,

      Erenköyü’nde oturan Sadrazam Paşa hazretleri telefonda arandığı ve saat yirmi biri yirmi geçtiği hâlde bulunamadı. Konuşmanın nasıl geçtiği çaresiz yarın arz edilecektir, efendim.

Babıali MüdürüHüseyin Hüsnü

      Olağanüstü

İstanbul, СКАЧАТЬ