Metres. Hüseyin Rahmi Gürpınar
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Metres - Hüseyin Rahmi Gürpınar страница 21

Название: Metres

Автор: Hüseyin Rahmi Gürpınar

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6486-22-5

isbn:

СКАЧАТЬ dehşetli öfkelenmen bu zayıf tarafını gösteriyor. Sen insanlık hâlini tam olarak tetkik etmemişsin. Bazı kavimlerde poliandr denilen bir âdet vardır ki poligaminin zıddıdır. Bu ikinciyi ‘kadın eş çokluğu’ diye çevirirsek birinciyi de ‘erkek eş çokluğu’ ile anlatabiliriz. Bir metresin birkaç âşığı olabilir. Şu kadar ki kadın âşıklarını birbirinden haberdar etmeyerek idareye uğraşır. Çok defa bu idare etmek de laftır, âşıklar birbirini tanırlar; fakat iş icabı tanımaz görünürler. Âşıklar adi kimselerden olursa o zaman boğaz boğaza, bıçak bıçağa gelirler. Kan olur, kıtal olur. Çok şükür biz aynı kadına tutkunluğumuzu bilip de bilmez görünecek budalalardan olmadığımız gibi muhabbet mezadında gezerek, parası en çok olanın üzerinde kalacak olan bir iffetsiz kadın için birbirimizi öldürecek hafif beyinlilerden değiliz. Ben sana dünyayı anlar bir feylesof görüşü ile hakikati söylüyorum. Senin Parnas’a yedirecek kaç paran kaldı! Mesela beş yüz liran değil mi? Ona bir beş yüz de ben katarım. Sen kendi paranla bu karıdan dört ay istifade edecek iken bu muhabbete benim ortak olmamla faydalanma zamanı bir o kadar daha uzatılmış olacak. Bu birinci sınıf muhabbetten yarım navlunla birkaç ay ikimiz de murat almış oluruz. Maksadım başka türlü olsa, matmazelin muhabbet imtiyazı sana verilmedi ya, ben de gider doğrudan doğruya kendine aşkımı söylerim. Bundan beni alıkoyabilir misin? İşte sana namusluca teklifim şu: Matmazeli ortaklaşa sevelim. Böyle davranırsak sevdamızın saadetini dört ay daha uzatmış oluruz. Gün doğmadan neler doğar? Bu dört ay içinde gene saadetimizi uzatmak için bir fırsat yakalamayacağımızı kim bilir?”

      “Sende paralar sıfırı tüketince demek ki sevgiyi uzatmak için muhabbet ortaklığımıza bir üçüncü aza daha arayacağız, öyle mi? Tu… Namussuz… Ben de durdum da bu saçmaları söz diye dinliyorum. Paran da senin olsun, felsefen de… Rezil… Yarım navlunla birinci sınıf sevdada birkaç ay geçirmek için kendine rezalette arkadaş olabilecek ortaklar ara. Hiç böyle utanmaz görmedim. Elinden gelse muhabbet ortaklığı kurmak için hisse senedi çıkaracak… Utanmaz…”

      Reyhan derin bir alayla yüzünü buruşturarak:

      “Senin gibi avam meşrepli, hayatın hikmetini, felsefenin en son pratik kısımlarını bilmeyen zavallıların hakaretleri beni hiçbir zaman müteessir etmez. Teklifin hikmetini anlamayarak sen öyle budala budala söylendikçe kendimi o adi sözlerinin erişemeyeceği bir yükseklikte görüyorum. Onun için de sana gücenmiyorum. İşte bir daha teklif ediyorum.”

      “Yetişir utanmaz… Yetişir…”

      “Sevdanızın masrafını hafifletmek için yarı ücretle bir ortak ararsanız tercihen Reyhan dostunuza başvurunuz.”

      “Reyhan, gırtlağına sarıltarak kendini bana boğdurmak için mi böyle söylüyorsun?”

      “Sansar, kurdu boğamaz. İşte hep bu sözler düşüncenin zayıflığını gösteriyor.”

      “Çok edepsiz herifmişsin. Burada bir dakika daha dursam mutlak aramızda kan olacak.”

      “Haydi öyle ise uğurlar olsun.”

      5

      Razı Olma

      Müştak, sarhoş gibi sallana sallana kendini sokağa attı.

      Yürürken epey zaman her adım başında, “Hay utanmaz, hay utanmaz.” dedi durdu. Bu kadar ağır bir hakarete uğramaktan doğan öfkesini bir türlü yenemeyerek namusa dokunan böyle bir teklife karşı niçin Reyhan adındaki o rezilin rezili herifle ölesiye bir boğuşmaya atılmadığını düşündü. Evet, o melunu öldüremezse de yüzünü tırnaklarıyla yırtabilirdi. Bu hakaretin gerektirdiği karşılığı vermeden niçin o evden çıktığına teessüf etti.

      Bir aralık geri dönmek istedi. Bazı düşüncelerle kavgayı yenilemek fikrinden gene vazgeçti. Sonra kendisine bu hakaretin niçin yapıldığını araştırmaya başladı. Parayı vermemek için, Reyhan’ın doğrudan doğruya bunu söylemedense, meydana böyle namus dışı bir teklif ileri sürmek hilesine başvurduğuna hükmetti. Kendi kendine:

      Vay habis vay… Beyoğlu’nda Doğruyol’da gezen muhabbet tellallarının işlerine benzer bir işi bana gördürmeye kalkıştı. Kabul etmeyeceğimi bile bile buna cesaret etti. Allah göstermesin, ben razı olsam bile bu iş olacak şey midir? Ben Parnas’a gidip de “Sevgilim aşkından çıldırıyorum. Fakat seni idare edecek param kalmadı. Bir zaman daha seninle yaşayabilmek için sana kendi elimle ikinci bir âşık takdim edeceğim. Bundan sonra seni iki kese besleyecek, sen de buna karşı bir kolunu bana, ötekini ona açacaksın…” denir mi? İnsan bunu diyecek kadar hayâdan mahrum olsa bile, o kadından, evet uygunsuzluğu son derecede olduğu sanılan bir metresten alacağı cevap: “Efendi, sizi bugüne kadar âşığım biliyordum. Fakat neden şimdi vazife ve münasebetinizi değiştirmek istiyorsunuz? Bu ikinci hizmeti tam olarak göremeyeceğiniz şu birinci teklifinizden anlaşılıyor. Onun için istediğiniz hizmeti gördürmek için o işte çok usta tanıdıklarım vardır, size uğurlar olsun.”dan ibaret olmaz mı?

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

      1

      Modist: Kadın terzisi. (e.n.)

      2

      Akciğer. (e.n.)

      3

      Narin. (e.n.)

      4

      Yay gibi. (e.n.)

      5

      Tarihçe. (e.n.)

      6

      Yüzyıl. (e.n.)

      7

      Esnek. (e.n.)

      8

      Uyumlu. (e.n.)

      9

      Basit. СКАЧАТЬ