Meleguş. Ertuğrul Karakuş
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Meleguş - Ertuğrul Karakuş страница 8

Название: Meleguş

Автор: Ertuğrul Karakuş

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6494-98-5

isbn:

СКАЧАТЬ Onun gölgesini gören obanın erkek çocukları korkudan kaçarlardı. Oguldursun’un bazen obanın ortasında lafına sözüne âhenk verip, patır pıtır yürüyüp geldiğini gören adamlar laf edip:

      – Vay! Oguldursun’un siniri nedir? Şuna bir adamın işi düşmesin!derlerdi.

      Başkaları:

      – Oguldursun o cüssesi ile, nasıl kapısından içeri girebiliyor ki?deyip gülüşürlerdi.

      Başka kadınlar ise;

      – Utanmaz Oguldursun, zenginliğinin arkasından kaygısız endişesiz, gövdesine et yığmıştır, kız!deyip konuşurlardı.

      …

      Oguldursun’un nasıl uğursuz, kötü kadın olduğunu bütün obalar bilirdi.” (Kartal Pençesinde Bir Güzel)

      Görüldüğü gibi “gövdesine et yığmış şişman, ak düşmüş saçları kabarıp duran, obanın ortasında patır patır yürüyen” gibi olumsuz özelliklerle nitendirilen Oguldursun, aynı zamnda da “zengin”dir. Hikâyenin yazıldığı dönemlerde “zenginlik” tek başına bir “olumsuz” özellik olabilmektedir. Bütün bu özellikleriyle Oguldursun’a hikâyede biçilen rol, acımasız ve utanmaz olmaktır.

      Yine Oguldursun, olumsuz fiziksel özelliklerinin yanında başkalarına karşı acımasız olması, onların sırtından geçinmesiyle de tasvir edilir:

      “Bazı işçileri ise gizlice kapısında saklayıp, hizmetini ettirip, emeğinin karşılığını tam vermeyip, incitici sözleriyle onları bırakırdı.” (Kartal Pençesinde Bir Güzel)

      Aynı olumsuz özellikler, Oguldursun’un kocası İtalmaz için de geçerlidir.

      “Oguldursun’un kocası İtalmaz çok zengin olup, yoksul işçilerin gücünden faydalanmaya devam ettiği için hem de kaçakçılar ile bağlantı kurması sebebiyle, Şûra hükümeti tarafından tutulup sekiz yıl sürgün edilmişti. İtalmaz Bay, iki yıl sürgünde olup, son olarak “Öldü!” diye bir haber işitilmişti. İtalmaz’ın arkasında yedi yaşında bir oğlu kalmış, babasının servetine de annesi ile oğlu sahip olmuştu.” (Kartal Pençesinde Bir Güzel)

      “İtalmaz” gibi haksız yollardan zengin olmuş olumsuz şahıslar, hikâyelerin sonunda mutlaka cezalandırılır. Nitekim İtalmaz’ın da “Öldü” diye haberi gelir.

      Hem haksız zengin olup hem de emri altındaki güçsüz emektarlara zulmeden karakterlerden birisi de “Gurban” hikâyesindeki Memmet baydır.

      “Gurban gençken, Memmet bay diye bir büyük zengin vardı. Gurban da o zenginin hizmetçisi idi. Memmet bay ve onun karısı Gurban’ı gece gündüz bir yerde oturtmaz, çalıştırırlardı.” (Gurban)

      Olumsuz karakterler Memmet bay ve karısı, hatta oğulları bile Gurban’a eziyet ederler. Sadece eziyet etmekle kalmaz, aynı zamanda onu hakaret ve beddualarla da ezerler:

      “– Gurban!

      – He?

      – Hey, varlığın kurusun! Git sığır ahırını temizle!

      – Gurban!

      – He?

      – Merez, git de eşeği suya götür!deyip Mem-met bay Gurban’ı iki yana salardı.” (Gurban)

      Hem zengin olup hem de acımasız olan bu karakterlerin bir başka olumsuz özellikleri de istikrarlı bir karakter yapısı sergilemeyip yeri geldiğinde tatlı sözlerini bile birer silah olarak kullanabilmeleridir:

      “– Gurban han, seni oğlumdan aşağı görmem. Seni evlendiririm. Üstüne ak ev yaparım. Sana inci gibi düve, koyun, sığır veririm. Sen yine bizim dediğimizi yap ve ne buyursak “buyur” de ve işini yap, deyip Gurban’ı süt gölüne batırırdı.20

      Gurban da zenginin bu sözlerine inanıp, on iki yaşından yirmi beş yaşına kadar onun hizmetçisi olup kapısında dolandı.” (Gurban)

      Gurban’a zuleden bu zenginler, onun artık dayanamayacağını anlayınca, onu ellerinden kaçıracaklarını anlayıp yapmacık ve çirkin tavırlarla övgüye başlamaktadırlar.

      Bu olumsuz karakterler, sadece bunlarla sınırlı kalmaz. “Annagül Hak-Hukukun Üstünde” adlı hikâyede bu kişiler şu şekilde sıralanmaktadır:

      “Yer-su paylaşımıyla ulaşılmak istenen hedef, gücünden faydalanarak haksızlık yapanlara karşı başlatılan mücadelenin bir parçasıydı. Zenginlerin, işan21-mollaların, tefeci-ticaretçilerin, tirekkeş22-kaçakların yer-suları alınıp fakirlere, az yeri olan gariplere verildi.” (Annagül Hak-Hukukun Üstünde)

      Burada sıralanan “Zenginler, işan23-mollalar, tefeci-ticaretçiler, tirekkeş24-kaçaklar”, sadece emeği sömürülenlerin değil aynı zamanda yeni kurulmuş olan sosyalist Sovyet rejiminin de düşmanıdırlar ve bütün hikâyelerde bu tip şahıslar cezalandırılır.

      A.Durdıyev’in hikâyelerinde, olumsuz şahıslar tasvir edilirken dikkat çeken bir husus da bu şahısların “isim seçimi”dir. Olumsuz karakter taşıyan şahısların isimleri; “İtalmaz”, “Oguldursun”, “Caytıgül”, “Çişik” gibi ilk algılanışta olumsuz bir izlenim veren isimler olarak seçilmiştir.

      A.Durdıyev’in hikâyelerinde birçok şahıs, hikâyenin seyri içerisinde “değişim süreci”nden geçer. Özellikle de hikâyenin başında “yalta” yani tembel olanlar, hikâye sürecince başlarından geçen olaylardan ders alarak doğru yolu bulurlar.

      Bu değişim sürecini en güzel ele alan hikâyelerden birisi “Han Küyli” adlı hikâyedir. Han Küyli başlangıçta, çalışmayan, köyde-pazarda gezen, tembelliği huy edinmiş birisidir. Ne ailesinin ne de kolhozun işlerine bakar.

      Han Küyli bir dizi “uyarı” sürecinden geçer. Diğer kolhozcular bile onun bu tembelliğiyle alay ederler. Hanımı bu durumdan rahatsızdır ve defalarca Han Küyli ile tembelliği bırakması konusunda konuşur. Ama o, hanımını dinlemez. Komşusu ona tembellik konusunda bir hikâye anlatır. Daha sonra kolhozun başkanı da onunla bu durumundan rahatsız olduğunu anlatır. Hikâyenin ortasında Han Küyli olumlu yönde değişmeye başlar. Kolhozda bir dizi başarılı işe ele atar ve hikâye sonunda da ödüllendirilir.

      “İşte Han böyle çalışıp kendi bölümündeki güçlü üyeler arasına katıldı. Elbette kötülükten iyiliğe geçmek çok zordur. Toplumun seviyesine gelene kadar, biraz iki ayak üstünde gayret göstermek gerekir.

      Böylece Büyük Ekim Devrimi’nin 28. yıl bayramı geldi. Bu bayrama adanan toplantıda kolhoz başkanı kolhozculara ödül verme listesini okuduğunda, Ecegül gibi çalışkanlar arasında Han’a da ödül verildi.” (Han Küyli)

      Hikâyenin СКАЧАТЬ



<p>20</p>

sakinleştirirdi

<p>21</p>

Molladan sonra gelen din adamı

<p>22</p>

Bir uyuşturucu müptelası

<p>23</p>

Molladan sonra gelen din adamı

<p>24</p>

Bir uyuşturucu müptelası