11
“Zakir işan babamıza mektup gönderdi: ‘Oğlun Fatih bozuldu, yoldan çıktı. Eğer gelip oğlunu almazsan, medresemden kovup atacağım.’” (Şeref, 2000: 76-77).
12
Fatih Kerimî’nin babası Gılman Kerimî’nin hayatını anlatan
13
“Yazılarında, Türklerin bir taraftan modern eğitim usullerini benimserken, diğer taraftan da medreselerin eski usul tedrisatında ıslahat yapmak mecburiyetinde olduğunu anlatan Gaspıralı İsmail Bey, kurtuluşun ancak böyle mümkün olabileceğini söylüyordu. Bu ise, mutaassıp çevrelerin büyük tepkisine sebep oluyordu. Nitekim, bu mutaassıp insanlardan birkaç tanesi kendisini öldürmeye dahi teşebbüs etmişlerdi. Bunlardan biri de Kazan ulemasından Gilman Kerim Bey (İlman Kerimî) idi. Gilman Bey’in oğlu Fatih Kerimî, Orenburg’ta çıkan ‘Vakit’ gazetesi başmuharriri ve aynı zamanda İsmail Bey’in hayranlarından bir münevver idi. Bir gün elinde ‘Tercüman’ gazetesini okurken, babası, bu gazete vasıtasıyla ‘Gaspıralı yeni fikirlerini yayıyor ve benim oğlum da onun peşinden gidiyor’ diye oğlunu öldürmeye karar vermiştir. Fakat, asıl kabahatlinin oğlu değil, Gaspıralı olduğuna hükmederek, onun ‘katlini vacip’ telakki etmiş ve bu maksatla Bahçesaray’a kadar gitmiştir. Taassubuna rağmen akıllı bir zat olan Gilman Kerim, İsmail Bey’le çok heyecanlı ve şiddetli münakaşalarda bulunmuştur. Fakat Gaspıralı İsmail Bey’in ihtiyatlı ve akıllı sözleriyle ikna olan Gilman Bey, tamamıyla Gaspıralı taraftarı olarak memleketine dönmüş ve hatta oğlu Fatih Bey’i tahsilini tamamlaması ve Türklüğe hizmet etmesi için İstanbul’a göndermeye karar vermiştir.” (Saray, 2008: 29, 30’dan naklen: Kırımer, 1934: 47).
14
İlerici fikirli bir yayın organı olan Vakit Gazetesi sadece Tatarlar arasında ilgi görmemiş; Özbek, Başkurt, Kazak Türkleri arasında da yoğun bir şekilde okunmuştur (Sabitov 2000: 194).
15
16
tenge (teŋke): yassı, yuvarlak altın veya gümüş akçe, para (TTAS III: 239).
17
istincâ: necâsetten, pislikten temizlenme (Devellioğlu 2003: 461).
18
istibrâ: 1. Küçük abdestten sonra akıntıyı tam arıtma. 2. Nikahla alınan bir dulun gebe olmadığına kanaat getirmek için bir hayz görünceye kadar ona yaklaşmaktan çekinme (Devellioğlu 2003: 454).
19
terakkiyat-ı fikriyye: fikri ilerleme.
20
işan: etrafında müritleri bulunan ve onlara ruhani liderlik yapan din adamı, kutsal kabul edilen kişi. 2.Dünya işleriyle ilgilenmeyen, takva sahibi kişi (TTAS I: 438).
21
“Alimlerin kalemlerinin mürekkepleri şehitlerin kanı ağırlığındadır.”
22
“Kimin ayakları ilim talep etme konusunda tozlanırsa Allah onun cesedine cehennemi haram kılar.”
23
sayısızca
24
tergib: arzu ettirme, istek verme, isteklendirme (Devellioğlu 2003: 1085).
25
bedel: başkasının adına ve masrafıyla hacca giden (Devellioğlu 2003: 76).
26
gimnaziya: lise, kolej (RTS 1996: 145).
27
Bu kelime ile kastedilen hot dog(?) olmalıdır.