Название: Repressiya Dönemi Azerbaycan Dönemi Hüseyin Cavid
Автор: Jale Babaşova Kastrati
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6853-59-1
isbn:
1.9. HÜSEYİN CAVİD’İN KİŞİLİĞİ VE PSİKOLOJİK DÜNYASI
Hüseyin Cavid’in kişiliği, psikolojik dünyası, “yazarın karakteristik özellikleri nelerdir?” sualini incelerken bize yardımcı olacaktır. Hüseyin Cavid’in kişisel özelliklerini ana hatlarıyla anlatmaya başlamadan önce bu tahlilde eşinin, çocuklarının, arkadaşlarının ve öğrencilerinin verdiği bilgilerden, anılardan yazılmış mektuplardan yararlanacağımızı belirtmek isterim. Hüseyin Cavid karakterini araştırırken kişiliğinin nasıl eserlerindeki kahramanlara yansıdığını yorumlayabiliriz. Çünkü yazar duygusal ve romantik bir ruha sahiptir. İnanmadığı, hissetmediği, hiçbir şeyi kahramanına söyletmez. Okurunu da kendisi inanmadığı veya sahip olmadığı bir duygu ve bilgiyle yüklemezdi.
Günlük yaşantısında yazarı, ev ve aile işlerinde titiz olan iyi bir eş ve babadır. Yazarın hayatı, eviyle okulu arasında geçmiştir. İşinin dışında evinde genellikle eserlerini yazmakla uğraşmış, mütalaa etmiştir. Çok yoğun bir şekilde çalışmasına rağmen yazar ailesini, eşini ve çocuklarını da ihmal etmemiştir. Çalışmadığı, dinlenmek için kendine ayırdığı zamanlarda da çocukları ve eşiyle konuşarak zaman geçirmiştir.
Yeni bir dram eseri üzerinde çalışıyorsa, çok dalgın, bazen asabî, heyecanlı, dışarıdan olaylara karşı ilgisiz, kayıtsız, soğukkanlı davranır, yalnızca kendi hayal dünyasında tutuklu kalırdı. Bazen çalışma odasında yazdığı diyalogları yüksek sesle odanın içinde yürüyerek söyler, sonra yine çalışma masasına geçip söylediklerini yazıya dökerdi. Eşi ve çocukları böyle zamanlarda onu rahatsız etmez, etrafında fazla dolaşmaz, yazarın gerektiği zaman onlarla konuşmasını beklerlerdi.68Genelde yaratıcılık dönemlerinde geceleri çalışırken, kahve içmeyi severdi. Özellikle Türk kahvesi içmeyi çok severdi. Eşi uyuyorsa eğer uyandırmaya kıyamaz, kendisi yapardı. Sabahları erken kalkıp çay yapar, kahvaltıyı hazırlayıp çocuklarını okula o yolcu ederdi, eşini uyandırmazdı.
Hüseyin Cavid kişilik olarak düzenli, titiz, prensipli bir insandı. İster çalışma şekli, ister aile düzeninde olsun titiz ve hassastı. Günlük rutin programı eşinin anlattığına göre sabahları yedide kalkar çay demler, kahvaltı dışında gün boyu çay içmezdi. Kahvaltı sofrasını özenle hazırlayıp çocuklarını uyandırıp okula gönderir, sonra gece yazdığı yazılarını yeniden gözden geçirip, düzeltmeler yapmak için çalışma odasına geçerdi. Gündüzleri, geceleri yazacak olduğu eserlerinin ham maddesini hazırlamak için okurdu, araştırma yapardı, dersi varsa işe gider, yoksa öğleyin üç dört gibi bir saatliğine âdeti üzerine yatardı. Öğle uykusundan onu uyandırmak kızı Turan’ın göreviydi.Daha sonraları hapsedildiği zaman, onunla aynı kaderi paylaşan arkadaşları geceleri hiç uyuyamadığını anlatıyorlar.69
Hüseyin Cavid ev işlerinden pek anlamazdı. Çarşı pazar işi de eşinin görevleri içindeydi. Eşi hatıralarında, bir kere Cavid’in pazara gittiğini fakat alınması gerekenleri yanlış aldığını anlatır. Bunun üzerine yazar eşine çarşı-pazar işinde ben beceriksizim demiş ve bu görevi hepten eşine bırakmıştı. Yazar, yemek konusunda çok titizdir, önüne getirilen her yemeği yemez, genelde eşinin yaptığı yemekleri yer, evde beslenmeyi, sağlıklı şeyler yemeği tercih ederdi. Yazar evlatlarına vitaminli yemekler yemeği öğretmiş ve “Sağlıklı insan basit giyinse bile güzel görünecektir.” demiştir.70En çok sevdiği yemek kiremitte pişirilen köfteydi. Bu yemeğe “Cennet yemeği” dermiş.71
Ailesiyle geçirdiği zaman; gününü geçirme şekli, çalışma alışkanlıklarına dayanarak, yazarın düzenli ve titiz bir kişiliğe sahip olduğunu söyleyebiliriz.Hüseyin Cavid’in karakteristik özelliklerinden biri de giyinme alışkanlığıdır. Yazar, hep esa72 kullanır, bu yürüme zorluğu yaşadığından değil, sadece alışkanlıktandı.Çoğu zaman ders anlatırken, konuşurken fikrini doğrulamak için bastonunu yere vuruyormuş. Kullandığı baston ve şapkası Hüseyin Cavid’in vaz geçemediği aksesuarlardan idi. Eşyalarının kullanılmasın da ve eşya seçiminde seçici, titiz idi. Kitaplarına, şahsi eşyalarına karşı oldukça dikkatli davranmıştır. Yazarın bu tavırı onun titiz karakterinin göstergesidir.Hüseyin Cavid, hayatta çok sıkıntılar yaşamış bir insandır. Yaşadığı sıkıntılar içinde, özellikle ekonomik sıkıntılar, zor geçen öğretmenlik hayatı onu toplumun yoksul insanlarına karşı duyarlı yetiştirmiştir. Şöyleki o her türlü sıkıntılı dönemlerde okumaktan, yazmaktan yılmamıştır. Bu sebeple de mesleki hayatında da öğrencilerine karşı aşırı duyguludavranmış, onlara sadece ilgi göstermekle yetinmemiş,sıkıntılı zamanlarında da sahiplenmeye çalışmıştır. Eşi Müşkinaz Cavid, hatıralarında eşi öldükten sonra yolda bir öğrencisine rastladığını ve onun okulu öğretmeninin özel ilgisi ve maddi desteği olmasa idi bırakacağını anlattığını yazmaktadır. Bu bölüm hatıratında şu şekildedir:
“Sene 1942, II. Dünya Savaşı, yaşam şartları çok zor, biri bana selam verdi ve eşimin öğrencisi olduğunu söyledi ve bana eşlik etti yol boyunca. Öğretmenim olmasaydı ben eğitim alamayacak, mezun olamayacaktım.” diyor yeni tanıştığım şahıs. Derste dalgın ve üzgün olduğumu fark eden, Cavid Efendi beni odasına çağırıp sebebini sordu. Ben de okulu bırakacağımı söyledim, önce kızdı, sonra sebebini sordu. Ben de annemin hasta olduğunu ve benden başka çalışıp ona bakacak kimsesinin olmadığını söyledim. Cavid efendi, beni dinledikten sonra, daha mülayim ama kararlı bir sesle “Senin annene bakmak ve iyi bir evlat olman için okuman şart. Sen okumalısın, dedi. Ertesi gün beni odasına çağırıp okumam için bir kitap verdi.Ve muhakkak okumam konusunda tembihledi orada. Evde kitabı okurken içinde para ve bir not buldum. Parayı annene ver ve sen de eğitimine devam et.” yazıyordu.73
Hüseyin Cavid, anlatılan anıdan da görüldüğü üzere iyi bir eğitmen olmanın yanı sıra çok duyarlı ve hassas bir kişiliğe de sahipti. Muhatabının gururunu kırmadan ona yardım etmek, dertlerine ortak olmak, yükünü hafifletmek için çok ince düşünerek hareket ederd,. Hüseyin Cavid aynı zamanda iyi bir eğitmendi, iyi bir yazar olduğu kadar. O sadece okulda değil, evinde de eşinin de ilk öğretmeniolmuştur. Okuma yazması olmayan eşine mükemmel düzeyde Arapça ve Türkçe (Azerbaycan Türkçesi) yazmayı, okumayı öğretmiş, eserlerinin hep ilk okuyucusu olmasını istemiştir. Çocuklarının eğitimine de özenle dikkat etmiş, okudukları kitapları seçmiş, СКАЧАТЬ
68
69
70
71
72
73