Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 2. Şaban Mahmudoğlu Kalkan
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 2 - Şaban Mahmudoğlu Kalkan страница 2

Название: Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 2

Автор: Şaban Mahmudoğlu Kalkan

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6852-48-8

isbn:

СКАЧАТЬ şubesinde çalıştı. 1970 yılların başlarında Partinin genel siyasetine ters düştüğü için dergiden uzaklaştırıldı. Naci Ferhat Rodoplarda bir kaç yıl öğretmenlik ve gazetecilik yaptı. Eğri Dere (Ardino) şehrinde Bulgarca çıkan “Ardino’nun Sesi” adlı gazetenin redaktörlüğünü yürüttü. Sürgün cezasını çekti ve “suçunu” anladı. Uslandı ve tekrar “Yeni Hayat“ dergisinde çalışmaya hak kazandı. Sonra uzun yıllar orada şube şefi olarak çalıştı.

      1985 yıllarındaki Bulgarlaştırma kampanyasına önce tepki gösterdi daha sonra kampanyanın ateşli destekçisi oldu. Soydaşları tarafından dışlandı ve yalnızlığa itildi. 1989 yılındaki Demokratik Devrimden sonra gerçekleri değerlendirme imkanı buldu. Daha sonra pişmanlık şiirleri yazdı. Halen Sofya’da oturuyor. Sofya Radyosunun dış yayınlar servisinde Türkçe spikerliği yapmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır. Bulgarca ve Rusça biliyor.

      Duru bir Türkçe ile lirik ve siyasi şiirler yazmaktadır. Şiirlerinde Rodop insanının doğa sevgisini ve yaşam mücadelesini isyankar bir ruhla dile getirmektedir. Şiirlerinden örnekler Bulgar’caya, Rusça’ya ve Kafkas dillerine tercüme edilmiştir.

      Naci Ferhat Mestan’ nın Bulgarca yazdığı, yayınlanmış üç şiir kitabı daha vardır.

      Eserleri:

      “Dağlı ve Deniz”, Şiirler, Sofya, 1965

      “Silk Yakandan Ölümü”, Şiirler, Sofya, 1995

      “Dip Not”, Şiirler, Sofya 1999

      “Umut Yarına Tuzak”, Şiirler, Sofya, 2009

      BIRKAÇ TEL 6

      Bir kaç tel ver saçından

      Uğur getirirmiş saç

      hem de bir tarafa yaz

      vereceğim teller kaç.

      Çeviririm hepsini

      fırsat bulur gelirsem

      veya yıllardan sonra

      çıkar gelirsen bir gün

      saçlarını bulursun

      şiirime örülmüş

      sen gelmeden keserse

      yolumu ölüm.

      BAHAR 7

      Çoğu zaman böyle gelir

      Bizim tarafa bahar

      Sormadan söylemeden

      Gelir birdenbire.

      Gelir anlayamazsın

      Çıtır, çıtır dallarla

      Yeşillerle allarla

      Gelir salına, salına

      Yerinde duramazsın

      Çocuklar sezer önce

      Baharın geldiğini

      Salınır uçurmalar

      Asılır bulutlara.

      Müjde çiçekleri

      Mini, mini ellerde

      Açılır bütün kapılar

      Açılır umutlara.

      Gelinlik kızların

      Renklenir rüyaları

      Şimşek, şimşek olur

      Kirpik altında gözler.

      Çiçekler ışık ister

      Yaprak güneşe vurgun

      Kısalır geçeler

      Uzar gündüzler …

      Toprağın tavını düşünür dedem

      Yanar içinde bir şeyler

      Okşarken sakalının

      Işık tellerini......

      Günü dolmuş göç bekleyen köylünün

      Kanar içinde bir şeyler

      Titrer elleri

      Dalına konmuşum, çiçeğe vurulmuşum

      Çiçekleri sevmeyen arı olmaz.

      Ah ne iyi ah ne güzel

      Yuvasında bir kuşum

      Yuvasız kuşların

      Baharı olmaz.

1972 Adino

      GEÇ ANLADIM 8

      Gözlerimi açtıkça perdeye varıyorum

      Kapadıkça bu günüme yerleştim adım, adım.

      Ne zamansa yoluma çıkacak olan kadın

      Sokmuş bir çıkmaza beni.

      Bırakmış geç analdım.

      Bu acayip mezarlıkta bir şeyler arıyordum

      Benliğimi çiğneyerek yıllarca adım, adım.

      Geniş, yeni açılan kapıların ardından

      Bana uzanan eller

      Tırnakmış, geç anladım.

      Düşüncemi dondurdular, yırtık sesimi sordum

      Yanıtlayan dudaklar sırıttı adım, adım.

      Çizdikleri yolların en yapıcı niyeti

      Hırçın ayaklarımı

      Kırmakmış, geç anladım.

      Elde sıfır, akılda bir, hırpalanmış ve yorgun

      Geldim kapınıza, yürüdüm adım, adım.

      Yapacağım bir tek iş bildiğim gerçekleri

      Sağırların kulaklarına

      Haykırmakmış, geç anladım.

Ekim 1991, Sofya

      HEP CANIMI ALDILAR 9

      S. B. Öz’ e

      Taşıdım tırıl, tırıl

      Taşıdım sevgiyi

      Kirpiklerimin ucunda.

      Savundum gözlerimin içinde

      savundum iyilikleri.

      Çalınırken, davullar çalınırken

      acı çığlıklar işitilmesin diye

      onlar hep tokmak oldu

      Beni hep yıldırdılar beni…

      Gene de buradayım işte

      Akıl edip hiç saymadım

      kaç kere öldüğümü.

      Bilmiyorum zengin dostlar

      hangi kapıyı çaldılar

      nerelerde kaldılar?

      Ben çok para görmedim ki cebimde

      yolumu kesen hırsızlar

      hep canımı aldılar.

1992, Sofya

      GÜL BEYAZ ŞIIR OKURKEN СКАЧАТЬ



<p>6</p>

“Dağlı ve Deniz”, Sofya, Şiiler, Narodna Prosveta Yayınevi 1966

<p>7</p>

“Yeni Işık – Nova Svetlina”,Sofya, Sanat eki “Gönül Sesleri”, Mayıs 1972

<p>8</p>

“Hak ve Özgürlük”, Gazete, Sofya, Sayı N:21 2 Haziran 1992

<p>9</p>

“Silk Yakamdan Ölümü”, Şiirler, Sofya 1995