Reşit Hanadan ve Romancılığı. Yasin Yavuz
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Reşit Hanadan ve Romancılığı - Yasin Yavuz страница 14

Название: Reşit Hanadan ve Romancılığı

Автор: Yasin Yavuz

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6494-92-3

isbn:

СКАЧАТЬ

      Boynuma dolan

      Oglan çikmiş çüpriye

      Şapka elınde

      Ne cüzel oğlan

      Hovarda çoban.

      Oglana yaptırdım

      Beşli biryerde

      Haçın kavktum sabahlen

      Yokti bir yerde

      Ne cüzel oğlan

      Hovarda çoban.114

      Türk milletinin karakterinde bağımsızlık vardır. Çağlar boyu süren savaşlar, yıkılan fakat yeniden kurulan birçok Türk devletleri bunun en büyük göstergesidir. Türk milleti güçlü, karakterli ve kahramanlıklarla dolu bir tarihi geçmişe sahiptir. Bunun bir örneği de Çanakkale Savaşı’dır. Reşit Ha-nadan, eserinde Çanakkale Savaşı’na katılmış olan Kosova Türklerinden yola çıkarak oluşturduğu Rüstem Dayı karakterine şu dizeleri söyletir:

      “…Çanakkale içinde sıra sıra kavaklar

      Toplanmış zabitlar askeri bakar

      Ah, gençliğim, ah, aman…115

      Daha önce, edebiyatın disiplinlerarası ilişkiye açık bir sanat dalı olduğu belirtilmişti, burada da edebiyatın müzik ile kurmuş olduğu birleşik bütünselliğin bir örneğini görmekteyiz. Bu dizeler, Anadolu’da söylenen “Çanakkale İçinde” adlı türkünün Kosova varyantıdır. Hanadan, montaj tekniğinden faydalanarak eserinde bu türküye ait dizeleri kullanmıştır.

      4.1.2.4. Leitmotiv Tekniği

      Zaman içinde roman sanatında da kullanılan “leitmotiv” yöntemi, edebiyata müziğin armağanıdır. Müzikte, belli aralıklarla tekrarlanan seslerle, hem ritim hem de süreklilik elde edilir.116 Reşit Hanadan da Sel’de leitmotiv tekniğini kullanarak süreklilik ve ritim elde eder. Romanda leitmotiv tekniği, köylülerin dedikoduları olarak kullanılmıştır. Romanda toplam otuz üç defa dedikodu yapılmıştır. Bu dedikoduların sebebini yapılış sırasına göre şu şekilde kategorize edebîliriz:

      Sayfa 73-74-75’teki dedikodular: Bu sayfalarda toplamda on iki dedikodu vardır. Bunların bir kısmı Yakup Ağa’nın traktöre karşıyken nasıl olup da traktör almaya razı olduğuyla alakalıyken bir kısmı da Yakup Ağa’nın yaşlandığıyla alakalıdır. Dedikoduların diğer bir kısmı ise pozitif bir dönüşüm ile traktörün güzelliğiyle alakalıdır. Buradaki dedikodulara birkaç örnek olarak şunları verebiliriz:

      “Makinelere, traktöre, yeni buluşlara düşman olan, düğün dernekte bunlar üzerine ağzına geleni söylemekten çekinmeyen Yakup Ağa nasıl da razı olmuştu öküzlerini satıp traktör almaya?…117

      “Ne olacak? Yaşlandı gayri… Sözünü geçiremez oldu karısıyla oğluna! İnsan sözünü geçiremediği kişiler karşısında yavaş yavaş gerilir, siner… Yakup Ağa’nın bu beklenmedik gerilemesine ne demeli?…”118

      “Maşallah pek de güzelmiş. Hem de boğa gibi güçlü-kuvvetli. Köydeki üç traktör bunun yanında boğanın yanındaki kuzuya benziyor.119

      Sayfa 95’teki dedikodular: Bu kısımdaki dedikodular ise beklenen yağmurun dinmeyişi üzerine yakınan köylüler tarafından yapılmıştır. Bu yakarış yedi farklı dedikodu ile tekrarlanmıştır. Bunların beşi yağmur hakkındayken kalan iki dedikodu ise Yakup Ağa’nın aldığı traktörün uğursuz olduğu ve bu şiddetli yağmura sebebiyet verdiğiyle alakalıdır. Son iki dedikoduda köylüler hem yağmurdan yakınır, hem de bu sağanağı Yakup Ağa’dan bilirler:

      “Mübarek dinmeyecek daha. Ekinlere hastalık yayılır gayri. Tarlalar su içinde kaldı. Şimdiden böyle yağarsa ne olur halimiz!?120

      “Boşuna dememiş eskiler kuraklık aç komaz yağalık aç kor diye. Nah gör işte bu sözlerin gerçek olduğunu.121

      “Keyifle alınmayan maldan hayır mı olurmuş. Zararı kendisine dokunsa bari… Bizim, çoluk çocuğun kabahati ne bunda?122

      “Küçüklerinden yetmiyormuş gibi en büyüklerinden aldı hem de. Gitsin şimdi tarlasında çamurları sürsün Yakup Ağa.123

      Sayfa 269-270’teki dedikodular: Bu sayfa aralıklarında da Yakup Ağa’nın bozulan traktörü üzerine köylülerin çıkarmış olduğu dedikodular bulunmaktadır. Yakup Ağa, traktörü alırken “bozulursa parçalarım” şartını koymuş ve oğlunu da öküzleri asla kasaba satmaması konusunda uyarmıştır. Aslında oğlu Salim de hayvanları kasaba değil, babasının bir tanıdığına satmıştır. Köylüler, bu iki durum üzerinden Yakup Ağa’nın keyfini kaçıracak dedikodular çıkarmışlardır. Romanda bu konular toplamda sekiz defa tekrarlanmıştır:

      “Hani bir yeri arızalansın, hele bir mazot bulunmasın, paramparça ederim demiş, Kur’an-ı Kerim’e el basıp yemin etmişti… Niye susuyor şimdi?…124

      “Hem de kasaba satmış duyduğuma göre!…125

      “Din-iman kalmadı insanlarda kardeşler. Ama hayvanların da bir ahları vardır ki, inim inim inletir adamı vallahi!…126

      280-281’deki dedikodular: Bu kısımdaki altı dedikodu, anlatının son leitmotivleridir. Bu kez de, köylü, traktörü bozulan Yakup Ağa’nın gidip öküzleri geri alması ve tarlada çalışması üzerine üzülürler ve yapıcı, yani pozitif bir söylenti çıkartır. Ona üzülür ve traktörü bozulsa bile daha iyisini alacağını, rahata alıştığını söylerler:

      “Günaha girdik be… Öküzleri yaşlandı diye kasaplara sattığını zannetmiştik. Helal olsun adama, baksana öküzlerini güvenilir insanlara satmış meğerse. Nasıl da gidip aldı hasretlerine dayanamadığında…127

      “Sapına kadar erkek adamdır Yakup Ağa. Önceden de söylemiştim böyle olduğunu. Yeminini yerine getirdi. Traktörü uçurumdan aşağıya yuvarlarken gözünü bile kırpmamış. Dediğini yaptı, sözünü yerine getirdi.128

      “Alacak tabii. Bir kez alıştı traktöre. Gördü, ne demek olduğunu… Alışan kudurmuştan beterdir. Dayanamaz traktörsüz gayri. Yarın yeni bir traktör görürsek avluda hiç şaşırmayalım.129

      Görüldüğü üzere Reşit СКАЧАТЬ



<p>114</p>

Reşit Hanadan, Sel, s. 114.

<p>115</p>

Reşit Hanadan, Sel, s. 194.

<p>116</p>

Mehmet Tekin, a.g.e., s. 273.

<p>117</p>

Reşit Hanadan, Sel, s. 73.

<p>118</p>

Reşit Hanadan, Sel, s. 73.

<p>119</p>

Reşit Hanadan, Sel, s. 74.

<p>120</p>

Reşit Hanadan, Sel, s. 95.

<p>121</p>

Reşit Hanadan, Sel, s. 95.

<p>122</p>

Reşit Hanadan, Sel, s. 95.

<p>123</p>

Reşit Hanadan, Sel, s. 95.

<p>124</p>

Reşit Hanadan, Sel, s. 269.

<p>125</p>

Reşit Hanadan, Sel, s. 270.

<p>126</p>

Reşit Hanadan, Sel, 270.

<p>127</p>

Reşit Hanadan, Sel, s. 280.

<p>128</p>

Reşit Hanadan, Sel, s. 280.

<p>129</p>

Reşit Hanadan, Sel, s. 281.