Kim urdu: Oyuncular, kız-erkek karışık ve yalnız erkekler veya yalnız kızlar şeklinde de oynanabilir. Oyuncular on-on beş kişi veya daha az olabilir. Bir genç ebe seçilerek orta yere diz üstü oturur ve öne doğru iyice eğilir. Diğerlerinden biri sırtına vurur. Oyuncular, “Kim vurdu?” diye sorarlar. Ortadaki kişi kimin vurduğunu bilirse, adı bilinen genç ebe olur. Bilemezse, oyun ortada yatan kişinin ebeliği ile devam eder.
Cüzük oyun: Sayıları beş-on beş arası değişen gençler daire şeklinde otururlar. Kız-erkek karışık oynandığı gibi yalnız erkekler veya yalnız kızlar tarafından da oynanabilir. Ortaya bir genç çıkar. Elinde tuttuğu yüzüğü sırasıyla herkesin avucuna yüzüğü bırakıyor gibi yapar. Gençler, ellerini, yüzük tutuyormuş gibi yumarlar. Ortadaki genç, dairedeki oyunculardan birini çağırarak eline vurarak oturur. Ortaya çıkarılan oyuncu, yüzüğün kimde olduğunu bulmaya çalışır. Bilemezse, şüphelendiği birini çağırarak eline vurur ve yerine oturur. Onun yerine yüzüğün kimde olduğunu o oyuncu bilmeye çalışır. Yüzüğü bulan, tekrar oyunu başlatır, yüzüğü avuçlara bırakıyormuş gibi yaparak oyunu sürdürür.
Ayak oyun: İnsan başına geçebilecek şekilde bir cavak4 ile oynanır. Oyuncular erkek-kız karışıktır. Oyunda herkes eş olur. Ekseriyetle gençler süygenleri ile eşleşirler. Bir genç, cavağı, bir başka gencin kafasına, acıtacak şekilde geçirir. Başına cavak geçirilen gencin eşi onu çıkararak başkasının başına geçirir. Oyun böyle devam eder. Dalgınlık yapan eşler oyundan çıkarılır. Oyun böyle devam eder.
KARAÇAYLARDA DÜĞÜN
-Gökçeyayla köyünden olup aynı köyde öğretmenlik yapan Bay-çoralar’dan Meryem KAYA’dan tespit edilmiştir.-
Akrabayla evlenmek yoktur. Sınır, 5-7 göbek arasıdır.
Düğün, kızın oğlan evine gitmesiyle başlar. Kızlar daima anlaşılmış olsa bile kaçırılarak, haberi yokmuş gibi, oğlan evine getirilir. Kaçırma, her iki ailenin de haberi olarak veya oğlan-kız anlaşarak veyahut zorla kaçırma şeklinde olur. Çoğunluk, ikinci şık yaşanır. Eğer iki tarafın anlaşması güç olacaksa kızı başka bir köye götürürler. Oğlan evinin gönderdiği elçiler (keleçile) aracılığıyla anlaşma sağlanır. Gelin o köyden şenlikle getirilir.
Kaçma sadece evlenenlerin el ele tutarak kaçması şeklinde değildir. Bu tür kaçırmaya çok az rastlanır ve çok kınanır. Kız, yanına akrabalarından birini alarak kaçar ve anlaşma olmadığı takdirde hiçbir şey olmadan evine, kardeşiyle-akrabasıyla döner. O yine kızdır.
Kızın beraberinde çıkana “birgesine çıkgan caş” denir. Anlaşma olsa bile bu caş, düğün bitinceye kadar kızın yanında kalır. Oğlan evine gelen kız, ayrı bir evde birgesine çıkgan caş iledir. Oğlan, kendi akrabalarından birinin evindedir, düğün bitinceye kadar orada kalır.
Aileler arasında anlaşma sağlandığında yapılan ilk iş nikâhtır. Tabii ki dinî nikâhtır. Oğlan evi ve kız evi akrabalarını davet ederler. Kız evinin davetlileri, oğlan evine toplanarak nikâh işlemini yaparlar. Yemeği oğlan evi verir.
Başlık âdeti vardır. 2500 – 10.000 lira arasında değişir. Bu para ile daha sonra kıza çeyiz alınır. Kız evinin istediği para verilmezse nikâh kıyılmaz. Bunu kızın yakınları, amcası, dayısı, vd. tespit ederler. Kızın anne ve babasının düşünceleri alınır amma onlar bu davette bulunmazlar. Anlaşma sağlanınca para verilir ve nikâh kıyılır. Yemek önceden yenmiştir. Kız tarafı, toplandıkları evden, oğlan tarafının diğer halkının yanına gelerek iyi dileklerini belirtir, evliliğin hayırlı olmasını dilerler (alğış eterle). Bütün bunlar yaşanırken genç kız ve erkekler toy yaparlar. Bu toy sabaha kadar devam eder.
Nikâh gecesi, kız tarafı, akrabalarından birkaç erkek, bir kız (bu çok defa amcasının kızıdır), bir de kadın arkadaş gönderirler kızlarına. Kızlara “kız nöger”, kadına da “katın nöger” denir. Kız nöger, gelinin yanındadır. Uykusuzsa yanında bekler, uyutur. Su vs. ihtiyaçlarını karşılar. Nikâh gecesinden itibaren düğün bitinceye kadar bu gibi işleri yapar. Gelin, oğlan arkadaşlarına, yakınlarına görünmez. Çok yakını ile karşılaşırsa görünmemeye çalışır, saklanır. Bir köşede, önünde perde ile durur. Kız nöger ile katın nögerlerin her dediği yapılmaya çalışılır, nazlarına katlanılır.
Nikâh gecesinden sonraki ikinci gece, akşama doğru, gelinin avu alınacaktır. Gelinin bulunduğu eve gelenler olur. Bunların içinde; oğlanın dayısı, dayısının oğlu, amcası, amcasının oğlu, kızı gibi yakınları bulunursa kız nögerler ceza verirler. “İzin almadan niye geldin?” gibi sorular sorarlar. Aralarında hâkim, savcı, jandarma, yazıcı gibi görevlendirmeler yaparak yakaladıklarına ceza verirler. Kaçanlara ağır ceza verilir. Cezalar; ayaklarından yukarı asma, değirmen taşını boynuna takmak, elini kolunu bağlayıp tek ayak üzerine bekletmek, boyalı su içirmek, dövmek şeklinde olur. Kız cezalılara ise tavuk kızarttırılır, yemek yaptırılır. Para cezası verildiği de görülür. Bu parayla ortak eğlencelik yiyecek alınır. Bazen de ceza olarak kız nögerler, sevdikleri kızların akşamki toplantıya getirilmesini isterler.
Akşam, gelinin bulunduğu eve kızlar toplanır, gençler toplanır, konuşurlar. Sayıları artınca, saat 23.00’e doğru birlikte toy yerine gidilir.
Bu gece oğlan tarafına davetliler, yiyecek, şeker, para, makarna vs. götürürler. Kız tarafına davetliler ise kız evine yakınlık derecesine göre elbise, çorap, havlu, başörtüsü gibi hediyeler götürürler. Kız evi, oğlanın annesine, babasına, kardeşlerine, yeğenlerine hazır gömlek veya gömleklik kumaş, ayakkabı, başörtüsü gibi şeyleri bohça içinde götürür. Kız evine hediyelerle gelen kadınlar topluluğuna “cıyın”, hediyelere “berne” denir. Oğlan evinde yemek verilir. O guruplar ile gelen kızlar, misafir kız kabul edilerek toya götürülür. Hediyeleri getiren grupta, kızın yakınlarından yaşlı kadınlar da vardır, onlar kızın yanında kalırlar. Hâl hatır sorar, ileriden geriden konuşurlar.
Sabaha karşı gelinin yakınları, geline, başına iki tane ipekli başörtüsü, ellerine iki tane küçük baş örtüsü verir. Başındakiler, yüzünü de kapatacak şekilde örtülmüştür. Gelinin koltuklarına, gelinin akrabalarından iki kız girer. Hediyelerle birlikte misafirler, kaynananın oturduğu eve giderler. Bu arada şenlik yapılır. Gelini almağa gelen gruba kapı açılmaz. Kapıyı bekleyen çocuğa bahşiş veren oğlan evi, kapıyı açtırır. Kaynananın evinde bir kişi, gelinin hayırlı olmasını arzulayan uzun uzun bir dilek (alğış) diler.
“Alğış ayak, bal ayak.
Kolubuzga alayık,
Tilibizge salayık.
Calınayık, calbarayık.
Ulu Allah’tan kelgen kıyıllıktan
Birda mardasız keňde kalayık.
Voy СКАЧАТЬ
4
Bir çanak veya tas ile oynandığı için bu oyuna “Ayak Oyun” adı verilmiştir. Cavak, bu oyunda başa geçirilen çanak veya tasın adıdır.