Unuttuğun Yerdeyim. Memmed İsmayıl
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Unuttuğun Yerdeyim - Memmed İsmayıl страница 8

Название: Unuttuğun Yerdeyim

Автор: Memmed İsmayıl

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6852-28-0

isbn:

СКАЧАТЬ da gurbette, söz vatan olur.

      Özü hiç, sözünü unutma, vatan,

      Şimdilik gönlünün bir yerine yaz:

      Onu senin gibi terk edip, atan,

      Seni onun gibi seven bulunmaz…

      Ne Güzel!

      Vatan Var Unutulduğun Yerde

      Gâh taştan, gâh duvardan

      Süzülüp ara sıra

      Gözyaşına göz açan yanık besteler de var.

      Acı hatıralardan başı yastığa düşmüş

      Ölümüne baş koyup yatan hesteler65 de var.

      Bir odanın köşesinde

      Bağrı yanık bir günde başı kesilen ömrün

      Su gibi millenmekte

      Pencerenin perdesinde nefesin yellenmekte…

      Selam, Memmed İsmayıl, selam yetim gardaşım!

      Yaman karıştı başım. Bağışla nerde öldün,

      Nerde kaldın bilmedim.

      Hani bizi ayıran talih: O el, o gayçı,66

      Candan can ayrılırmış, can kimdi? Beden kimdi?

      Bizi nerde ayırdı gafil yollar ayracı,

      Kimdi vatanda kalan, gurbete giden kimdi?

      Tutmaya ümit yeri gezme el var, etek yok,67

      Ne ileri, ne geri, geçmiş var, gelecek yok.

      Bilirim sevmediler sevdiğin kızlar seni

      Dağlanmış sinesinde kavallar sızlar seni…

      İçinde Nuh Nebi’den kalma beş on hatıra

      Üç beş yaralı mısra veya söz kırıntısı,

      Kim ala, kim götüre…

      Boynuna alır mı acaba bu suçu gurbet,

      Gurbet nere, sen nere, kalemin ucu gurbet…

      Ben gayrete sığındım, sense uzak gurbete…

      Gelmedim seni dağdan dağa salan kederin,

      Kaderin arkasınca

      Ölüm ayak basınca…

      Susuyor mu göğsünün altında kış yarası

      Hele işin orası,

      Alası, aparası kaza ve kader seni.

      Bir zaman seni sevenler saldı derbeder seni.

      Gurbet: Örümcek toru!

      Sığındığın dört duvar her gün andırır goru68

      İçinde hasret koru

      Koruya bildiğince vatan hissini koru!

      Vatan: Zaman içinde yolundan azmış diyar,

      Talihsiz talihini şeytanlar yazmış diyar

      Uzak hatırasıyla yaşamak geçmişleri,

      Bu uğursuz işlerin, uğursuz gidişleri…

      Durumuyla zamanın gözlerinden yaş salan,

      Vatan gurbet arası kaderi, çaşbaş salan,69

      Sen ey ana vatanın üvey evladı, Memmed!

      Ağzı yanmış dünyanın ağzının tadı Memmed.

      Bile bile her şeyin hasrette yittiğini

      Sen niye tora düştün?

      Ne yandan kovdularsa fırlanıp ora düştün

      Ne sever sevdiklerin, ne nefret ettiklerin…

      İzini azdırmakta ardından gittiklerin..

      Dert ortağın öldü mü, nerde suç ortakları?

      Ne özünü özleyen bir güzel bulunacak,

      Ne sözünü gözleyen okuycu70 dudakları…

      Götüren götürürse, gitmeyen nasıl gitmez,

      Ne avrat, ne uşaklar, ne ananın mezarı

      Gurbetten geçmezsen

                                                                             Gücün özüne yetmez…

      İt gibi itibarsız vaktin zaten kırıktı,

      Gurbet de gurbet değil, bir deli haykırıktı…

      Her yalancı umudun zaman imiş bir yudum

      Ak sakalın, ak saçın, zamana ihtiyacın

      Zaman koca bir keder çekebildiğin kadar

      Mısraların zamandan koparılan parçalar,

      Gönülleri parçalar.

      Nerde kılıca geldin, bir yana varamadın,

      Sözün dalınca geldin, alıp aparamadın…71

      Kurt gibi kuduz olur dert acıktığı yerde,

      İyi ki vatan var unutulduğun yerde.

      İçimizde öldürüp biz sana ağı(t) dedik

      Zaman, yazın yüzüne güzleri hasret çeker.

      Çeker, yılanı kurşun, şairi gurbet çeker,

      Ölen duygularına Mekke toprağı dedik…

      Yetmez mi dert çektiğin hayat terazisinde,

      Ne geceye iliştin, ne de sabaha çıktın.

      Vatan gurbet arası bu ölüm gezisinde

      İki arada kalıp ne yanda yoka çıktın?72

      Yitik yitiği bulmaz, yitiren boyun büker,

      Damlaya damlaya göl olur damlalı katrelerden

      Evlatların don diker

      Senden onlara kalan

      Yalan hatıralardan…

      Yadı gör, yakın dözer, burda bakım, görüm yok73

      Bu baht, kader benimse sırtına almaz seni.

      Benim Tanrı’dan gayrı sığınacak yerim yok,

      Tanrı salmazsa kimse, yâdına salmaz74 seni…

      Adı Batmış

      Biraz payızın75 sonu,

      Ve… Sonra bütün kışı…

      Yüreğime dokunur,

      Bir ananın kargışı…

      Bu dertlerin, bu da sen,

      Bu da donakalan kış:

      Niye cevap vermezsin,

      Eye!76 Ey adı batmış…

      Anam, zaman karıymış,

      Kulaklara kurguşun.77

      İki başı varıymış

      Belki СКАЧАТЬ



<p>65</p>

Heste: Hasta

<p>66</p>

Gayçı: Tren yolunda, ana hattan ayrılan makas.

<p>67</p>

Gezme el var etek yok: Gezmek için vatan var ama başın sıkıştığında tutmak için etek yok.

<p>68</p>

Gor: Mezar

<p>69</p>

Çaşbaş salmak: Ne yapacağını şaşırtmak.

<p>70</p>

Okucu: Okuyucu

<p>71</p>

Aparmak: götürmek

<p>72</p>

Yoka çıkmak: Birdenbire kaybolmak, yok olmak.

<p>73</p>

Sen yabancılara bak, sana yakın olanlar her şeye tahammül eder.

<p>74</p>

Yâda salmak: Hatırlamak.

<p>75</p>

Payız: Sonbahar

<p>76</p>

Aye: Seslenme edatı.

<p>77</p>

Kurguşun: Kurşun