1.3.1. Modern Milli Aydınların Yetiştiği Eğitim Kurumları
Kırgız modern aydınlarının yetişmesinde, geleneksel aydınların yönlendirme ve çalışmaları önemli bir yere sahiptir. Geleneksel aydınların düşünceleri, ağırlıklı olarak İslamî gelenek temelinde şekillenmiş ve bu dini – milli kaynak çerçevesinde topluma rehberlik etmiştir. Bu aydın tipi, dünyada yaşanan gelişmeler, değişen siyasi yaşam, bilgi akışının hızlanması, sınırların ortadan kalkması ve eğitim anlayışındaki değişiklikler gibi sebeplerin etkisiyle değişmiştir. Geleneksel aydınlara göre daha radikal değişiklikler talep eden, demokrat, batıcı, milli kültürü temel alan ve mücadeleci bir milli aydın grubu ortaya çıkmıştır. Bu yeni aydın sınıfına yaygın olarak yenilikçi anlamında Ceditçiler adı verilmiştir. Sayı bakımından toplumun elle sayılabilir bir grubunu oluşturmalarına rağmen, mücadeleci ve çalışkan şahsiyetlere sahip bu aydınlar, çoğunlukla yerel beyler, ulema ve tüccarlardan maddi ve siyasi destek görmüşlerdir. Modern aydınların temel özellikleri, geleneksel (mektep – medrese) ve modern (Usul-ü Cedit, Rus – Yerli, Üniversite) eğitim kurumlarının her iki tarzında da eğitim almış olmalarıdır. Ayrıca bölgedeki okullarla yetinmeyip, Osmanlı veya Avrupa okullarından eğitim alanlarda mevcuttur. Geleneksel aydınlardan farklı olarak milli aydınların yeni nesli, toplumsal ve politik dünya görüşü olarak, çağdaş bir yapıya sahiptir. Geleneksel aydınlarda dini radikal, fanatik düşünme ağır basmış olmasına rağmen yeni nesil aydınlar, yenilikçilik konusunda bir adım daha önde olmuşlardır. Bunda yetiştikleri ortam ve eğitim kurumları belirleyici özellik taşımaktadır.
1.3.2. Rus – Yerli Mektepleri
Çarlık ordularının, Türkistan’ı işgal etmesinin hemen ardından hükümetin, Ruslaştırma politikalarını gerçekleştirmek maksadıyla kültürel programların Türkistan’da uygulamaya konulduğu, tarihî bir gerçektir. Rus okullarının açılması, mahalli okulların kontrol altına alınması, gazete ve dergi yayınları, Rusçanın ön plana çıkarılarak, Türkistan Türkçesinin geri plana itilmesi gibi faaliyetler, Çarlık yönetiminin Ruslaştırma programının unsurlarını oluşturmuştur. Rus Çarlığı’nın Türkistan’ı işgal ettikten sonra izlediği, eğitim siyasetinin amacı, Türkistan ve halkını Rusya’nın düşünce ve hayat biçimine geçirmektir. Bunun için, dilin Ruslaştırılmasını ve dinin Ortodokslaştırılmasını kabul ettirmek düşüncesi ile Rus kültürünü yerleştirmeye çalışan bir Rus idaresi söz konusudur. Bu siyaset, öncelikle okul ve medreseleri hedef almıştır.137 Bu amaç çerçevesinde eğitim faliyetleri yürütülmüştür.
Türkistan Rus Çarlığı’nın işgali altına girmesiyle birlikte, Rusya’da serfler kanunu kabul edildikten sonra, büyük Rus vilayetlerinden göçmen çiftçiler, başta Kazak bozkırları olmak üzere tüm Türkistan’a yerleştirilmişlerdir. Rus Çarlık yönetimi tarafından getirilen göçmenler belirli bölgelere yerleştirilmişler, göçmen Rus nüfusunun artması sonucu, yeni Rus köyleri çoğalmış, ayrıca Türkistan şehirlerinde önemli bir Rus nüfusu oluşmuştur.138 Çarlık yönetimi açısından Türkistan’da göçmen Rus nüfusunun artması ve Rus yerleşim bölgelerinin kurulmasıyla göçmenlerin eğitimi sorunu ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla başlarda Rus göçmen çocukları için küçük tek sınıflı eğitim merkezleri kurulmuştur. Ruslar için açılan bu okullar, daha sonra idarenin yayılmacı politikaları çerçevesinde genişletilmiştir. 139 Bu bağlamda, Türkistan Genel Askeri valisi Fon Kaufman’ın girişimleriyle açılan Rus okulları, hazırlanan plan çerçevesinde genişletilerek, Rus sömürge sistemine hizmet eder hale getirilmiştir.
Rus göçmenlerinin çocukları için açılan Rus okullarına ilk başta yerli halkın çocukları alınmamıştır. II. Ekaterina’dan sonra Kazaklar arasında eğitim veren Tatar mollalar, Rus Panslavistlerinin etkisiyle Ruslara göre Kazak Türkleri arasında, Rus politikalarına uygun olmayan fikirler yaymaya başlamışlardır.140 XIX. yüzyılın başlarıyla Kazan’da kurulan üniversitede, Türk lehçeleri ve ilahiyat üzerine eğitim gören ve Rus milliyetçisi olan İlminskiy adındaki profesörün çabaları sonucu, Rus Çarlığı içindeki yabancı milletlere uygulanacak bir eğitim politikası kabul edilmiştir. Eğitim bakanı D. A. Tolstoy bu kararı; “Anavatanımızın sınırları dâhilinde yaşamakta olan bütün yabancı milletlerin eğitimi, onları, kayıtsız şartsız Ruslaştırma ve Rus halkı ile kaynaştırma hedefini gütmelidir”141 şeklinde açıklamıştır. İlminskiy, gençliğinde Kazak topraklarının Ruslar tarafından işgalinden hemen sonra oluşturulan, Step Komisyonunda çevirmen olarak görev yapmıştır. Komisyonun başkanı, Türkleri Hıristiyanlaştırmak için yollar arayan misyoner V. V. Grigorev’dir. Grigorev’in tesirinde kalan İlminskiy, hayatı boyunca Tatarları ve Türkistan Türklerini Hıristiyanlaştırmak için misyonerlik yapmıştır. İlminskiy, Kazan Üniversitesi’nde çalışırken, Tatarları Hıristiyanlaştırmak için “Tatar Vaftiz Okulu”nu kurmuş ve birçok tecrübeler edinmiştir. İlminskiy’in girişimlerinde maddi destek konusunda, Rus kilisesi başkanı D. A. Tolstoy’dan önemli yardımlar görmüştür. D. A. Tolstoy eğitim işlerinin başına getirilince, İlminskiy’den Tatar vaftiz okulunun benzerlerinin önce Kazakistan olmak üzere, tüm Türkistan’da kurulmasını istemiştir.142 Böylelikle, Rus hakimiyetine girmiş olan Türk boyları eğitim yoluyla hem Hıristiyanlaştırılacak ve hem de Ruslaştırılacaktır. Bu okullarda yetişen ve Hıristiyan olan çocukların ailelerine yardım yapılacak, Hıristiyanlık kardeşliği çerçevesinde bu insanlar arasında iyi bir dayanışma kurulacaktır.143
Türkistan’da yaşayan halkların eğitim işlerini yürütmek için 29 Mayıs 1875 yılında kurulan komisyon çalışmalarından sonra, yerli halkın çocuklarının da bu okullara alınmasına karar verilmiştir.144 Bu kararın alınmasında, Türkistan genel askeri valisi fon Kaufman, İlminskiy ve Eğitim Bakanı D. A. Tolstoy’un büyük etkisi olmuştur.145 1870 yılında Rusya Eğitim Bakanlığı tarafından, “Rusya’da yaşayan Müslüman Halkın Eğitimi” hakkında bir kanun hazırlanmıştır.146 Bu kanunun temelini, N. İ. İlminskiy’in Türkistan’ı Ruslaştırma ve Hıristiyanlaştırma hedefleri doğrultusunda hazırladığı program oluşturmuştur. Programın ana hatlarını; “Rus Çarlığındaki Rus olmayanlar kendi dilleri ile eğitim yapabilecek, Ukraynalılar ve Beyaz Ruslar, Rus sayılacak ve sadece Rus dilini kullanacaklardır. Rusların ve Yerlilerin beraber okudukları okullarda eğitim dili Rusça olacak ve önemli durumlar dışında yerli dili kullanılmayacaktır.”147 şeklindeki kurallar oluşturmuştur. Bu kararlar ile çok sayıda Türk yazı dilinin oluşturulması için temel atılırken, Rus, Beyaz Rus veya Ukraynalılar tek bir edebi dil temelinde birleştirilmeye çalışıldığı görülmektedir.
Çarlık tarafından Türkistan’da açılan bu okulların yeni şekli, yerli eğitim kurumları olan mektep ve medreseleri hedef almıştır. Çünkü Türkistanlılar, İslami СКАЧАТЬ
137
Baymirza Hayit,
138
V. Voşinin,
139
Sultanova,
140
A. P. Yarkov,
141
Mehmet Saray,
142
Yarkov,
143
Mehmet Saray,
144
M. P. Rahimova – T. V. Pankova – A. T. Kaldıbayeva,
145
Bendrikov,
146
Aytmambetov,
147
Somuncuoğlu,