Поломанные жизни. Самые известные турецкие рассказы XX века. Уровень 1. Халит Зия Ушаклыгиль
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Поломанные жизни. Самые известные турецкие рассказы XX века. Уровень 1 - Халит Зия Ушаклыгиль страница 3

СКАЧАТЬ damdaydık, yine o hüzünlü şarkıyı söylüyordu, ben de uçurtmamın sicimlerini çözmek için yanında uğraşıyor, ara sıra onun makasını kullanıyordum.

      “Kuzum, dadıcığım,” dedim, “bu şarkının anlamı nedir?”

      Yüzüme baktı, bunu bana anlatmak için tereddüt etti, bunu gördüm. Sonra dikkatle şarkıyı kısmen anlattı, bazı parçaların üzerine örtü attı, şarkının şurasını burasını çıkardı. Sözlerine göre şarkının anlamı kısaca şuymuş: “Şarkıyı bir genç kız söylüyormuş, o, memleketin en güzeliymiş. Birçok genç onu istemiş, fakat babası inat eder, güzel gençlerden hiç birine onu vermezmiş. Bir gün bu genç kız hasta olmuş, bir garip hastalıkla… Karnı şişiyormuş ve her gün suyun başına gider, dalgalara bakar, ağlarmış. Sonunda bir gün onun yanına arkadaşları gelmiş.”

      Burada Dilhoş Dadı gözyaşlarını sildi ve kızların sözlerini bana tercüme etti. Derlermiş ki: “Sen güzeldin, neşeliydin, şimdi ne oldu sana? Günden güne soluyorsun; yüzün, vücudun küçük ve ince oluyor, bir yandan da karnın şişiyor. Önce her zaman gülerdin; şimdi de suyun başında, sanki dalgaların arasına karışmak ve buradan uzaklaşmak istiyorsun, düşünüyorsun, ağlıyorsun. Ne derdin var?…”

      O da cevap veriyor: “Ben bu derdi pek iyi biliyorum, fakat kimseye bir söz söyleyemem. Bu derdi bana biri verdi, bilmiyorum ki dert benden çıktıktan sonra…”

      Dilhoş Dadı bana baktı ve burada durdu, sonra, “Kuzum, dadı! Bitirsene…” diye ısrar ettim, o merakıma dayanamadı, belki anlayamayacağım diye düşündü ve söyledi:

      “Bu derdi bana biri verdi, bilmiyorum ki dert benden çıktıktan sonra ona baba mı diyecek, büyük baba mı diyecek?…”

      O zaman gerçekten anlamadım, dadımın yüzüne bön bön baktım. Fakat sıkıntıyla duydum ki ruhumun içine bir kurşun gülle ağırlığıyla belirsiz bir gerçek indi. Asıl gerçeği kim bilir kaç yıl sonra anladım. Hâlâ şarkının melodisi beynimin içinde titrer ve bende de bir ağlamak isteği uyanır.

Упражнения

      1. Соедините выражения с их переводом на русский язык:

      2. Переведите следующие слова и фразы:

      Могила, дух, искренность, нападать, гнев, защитник, ссора, насмешка, брызгать водой, вязать носок, запускать воздушного змея, бормотание, горизонт, племя, правитель, веревка, ножницы, медлить, упрямиться, распухать, настаивать, любопытство, свинцовое ядро.

      3. Вставьте пропущенные слова:

      a. Neden dert ve tehlike zamanlarında ______________ onun bakışında, onun gülüşünde arıyordum?

      b. Fakat bana karşı sevgisinin gücüyle o herkese karşı ______________ bir tavırla yürürdü.

      c. Ben kendimi koruyamaz______________ bulamazdım.

      d. Dadımın dilinde padişah kelimesi ______________, buna sonra karar verdim.

      e. Esirliğine rağmen evin hanımları yanında bile onurlu tavırları, onu ______________ gösteriyordu.

      4. Найдите верные утверждения:

      a. Yazar Dilhoş Dadı’yla birlikte 7 yıl yaşadı.

      b. Dilhoş Dadı yazarı diğer çocuklardan ayırıyordu.

      c. Dilhoş Dadı neşeli şarkılar söylüyordu.

      d. Yazar dama tek başına çıkabilirdi.

      e. Dilhoş Dadı şarkının anlamını hemen söylemedi.

      f. Yazar Dilhoş Dadı’nın sözlerini yıllar sonra anladı.

Ответы

      1. 1d, 2a, 3f, 4c, 5g, 6b, 7e

      2. Mezar, ruh, samimiyet, saldırmak, öfke, koruyucu, kavga, alay, su çırpmak, çorap örmek, uçurtma uçurmak, mırıltı, ufuk, kabile, hükümdar, sicim, makas, tereddüt etmek, inat etmek, şişmek, ısrar etmek, merak, kurşun gülle.

      3. а. güvenliği, sağlığı, teselliyi; b. kendinden o kadar emin; c. göz yaşlarından başka bir çare; d. bir kabile başkanı demekti; e. başka türlü üstün bir muameleye layık.

      4. b, e, f

      2

      Ayrılık Noktası

      Onun bana sevgisinde bir özellik vardı ki bunu çocukluğumda anlamıyordum. Bugün hatıralarıma yeniden bir hayat vermeye çalışıyorum ve küllerin altında bazı kıvılcımlara rastgeliyorum. Kum, çöl, güneş diyarının bu narin, hastalıklı kızını için için bir özgürlük hasreti yiyordu. Günden güne daha narin, daha hastalıklı görünüyordu. Sırlarını kimseye veremiyordu. Beni seviyordu ama varlığımın arasından başka şeyleri de seviyordu.

      Bugün bundan şüphe etmiyorum: Evet, beni sevmekle memleketinin bulutsuz gecelerini, o gecelerin yıldızlarını, kızgın güneşin altında kumlarını düşünüyordu. Ve bana sevgisi sayesinde kendisine, kendi kimliğine, kendi kökenine ait şeyleri buluyor ve kucaklıyordu.

      Uzaklığın duvarları dağlar gibi yükseliyordu. Kim bilir, böyle binlerce binlerce kilometre ötede, bu duvarların arkasında nasıl yüzler, nasıl sevgiler bıraktı. Belki de belli bir yüz yoktu, belki o karışık hatıralarının içinden hiçbir yüz bir dağ gibi yükselmiyor, onu kendine çekmiyordu. Ne yazık ki onun ruhu bu kalabalık içinde daima yalnız kalmak zorundaydı. Genç ruhunda bir sevgi çiçeği yoktu, olamazdı. Dört duvar içindeydi, gökleri görmek için başını yukarı kaldırmak lazımdı. Kalbini de sanki çetin bir sur içine aldılar. Boş kalbini doldurmak, sevmek ve sevilmek[9] ihtiyacının ateşi onu yakıyordu.

      İşte ben onun bu ihtiyacına geçici cevap veriyordum. Bir oyuncaktım, yalnız ben artık mini mini bir çocuk değildim, on yaşını aştıktan sonra, o da genç kızlıktan uzaklaştı, bir kadın oldu. Aramız da bozulmaya başlıyordu. Ben artık bağımsız olmak istiyordum. O da hissediyordu ki kendisine ihanet ihtimali günden güne artıyordu ve buna hazır olmak istiyordu.

      Bir veremli ölümün gelişini[10] görüyor, fakat bundan kimseye bahsetmemeye, hattâ kendi kendisini aldatmaya çalışıyor. СКАЧАТЬ



<p>9</p>

Sevmek – любить, sevilmek – быть любимым. Аффиксы – Il, – In, – n образуют формы страдательного залога.

<p>10</p>

Geliş – приход, от глагола gelmek – приходить. Аффикс – (y)Iş образует от глагольных основ имена действия…