Tezer yahut Melik Abdurrahmân-is-sâlis. Abdülhak Hamit Tarhan
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Tezer yahut Melik Abdurrahmân-is-sâlis - Abdülhak Hamit Tarhan страница 7

Название: Tezer yahut Melik Abdurrahmân-is-sâlis

Автор: Abdülhak Hamit Tarhan

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6486-41-6

isbn:

СКАЧАТЬ style="font-size:15px;">      (Rişar önüne bakar.)

      Şükredin ki tesâdüf etti melik,

      Olacak bertaraf bu bîkeslik.

      Buna insan bulur mu bir diyecek?

      Daha dün bulmuyor idik yiyecek;

      İki bedbaht idik esîr-i rıbaak!

      Bu tebeddül nedir? Rişar, bak bak,

      İki bedbahta avn-i Rabbânî

      Rehnümûn etti bir cihanbânı!

      Nitekim böyle bir hakîre ile,

      Bin hakaaret görür fakîre ile

      Bîr cihangîri kâmyâb etti!

      Rişar

      (galeyan ile)

      Muterifsin! Demek ki iş bitti.

      (Tezer güler.)

      Abdirahman gibi, aman yâ Rab!

      Bu vefâsız kızın da gönlü arab!

      Nâsırı kâmyâb edersin ha!

      (torbayı alarak)

      Gülüyorsun utanmadan da daha!

      Tezer

      Güldüğüm şiddet-i teellümden.

      Pür-gamim ettiğim tazallümden.

      Güldüren hep bükây-ı kalbîdir!

      Rişar

      (temeshur ile)

      Eser-i iştikây-ı kalbîdir!

      Tezer

      Şiddet-i âteş-i ukuubetden.

      Kalbe târî olan rütûbetden.

      İhtizâza gelir de her bir rîk,

      (torbayı alarak)

      O teessür eder yüzü tahrîk.

      Rişar

      (torbayı alarak)

      Keşfine gıbta-hân olur hükemâ!

      Tezer

      Bu hakîkat.

      Rişar Tezer

      Hatâ!.. Hatâ ammâ

      Sehvini eylemek için tasrîh,

      Edemem gönlünü senin teşrîh!

      Gülüşün giryeden gelip ileri,

      Hande zannetme bende giryeleri!

      (torbayı alarak)

      Şu niçin olmasın muvâfakatin?

      İşte bir haftalık müfârakatin

      Bedeli oldu bir avuç altun.

      (Rişar torbayı alır.)

      Tezer’in de senin gibi meftun.

      Sensiz olmaz geberse de handân.

      Zinde kalsa saray olur zından.

      Sen bir ol da cihan cüdâ olsun.

      (torbayı alarak)

      Sana bin saltanat fedâ olsun!

      Rişar

      Beni bundan fedâ edip gitti!

      Tezer

      Meskenetten Hudâ halâs etti;

      Saltanattan da kurtarır bir gün;

      Sonra olsam da kaailim sürgün.

      (Rişar torbayı alır.)

      Cünha-ı sâbıkam ne? Gaybûbet.

      Buna mecbûren eyledim rağbet.

      Sohbet-i devlet oldu da makdûr,

      Devlet-i sohbetinden oldum dûr.

      Melike gittiğim zaruretten.

      (torbayı alarak)

      Sana gelmekliğimse hasretten.

      Ona etti müzâyakam tahrîk,

      Sana etti muâşakam teşrîk.

      Oraya rıhletim hayâletdir,

      Buraya avdetim asâletdir.

      (Rişar torbayı alır.)

      Ona gitmiş idim o zillet ile,

      Sana geldim fakat bu devlet ile.

      (Torbayı alır.)

      Sende görmek için bu umrânı,

      İrtikâb eyledim o husrânı.

      (Rişar torbayı alır.)

      Vasl için kaail-i firak oldum.

      (İkisi de torbayı tutarlar.)

      Seni gaaib edip seni buldum.

      (torbayı çekip almağla yürüyerek)

      Kal saâdetle… Şimdilik gideyim.

      Rişar

      (ta’kib ile)

      Gidiyor mu? Aman!..

      (Tevkif eder.)

      Tezer

      (kurtularak)

      Bırak!..

      Rişar

      Ne deyim!

      Gidiyorsun edip esîr-i firak;

      Torbayı bâri alma, bende bırak!

      Tezer

      (handan, torbayı atarak)

      Hepsi zâten senin!..

      (kaçarak giderken)

      Rişar

      Ne az müddet!

      Tezer

      Gecikirsem melik eder hiddet.

      (kaybolur)

      İKİNCİ FASIL

      Bir harabe, nısf-ul-leyl, ay batıp çıkar

      BİRİNCİ MECLİS

      Rişar tek-ü-tenhâ gezinir

      Rişar

СКАЧАТЬ