Zeno'nun Bilinci. Italo Svevo
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Zeno'nun Bilinci - Italo Svevo страница 4

Название: Zeno'nun Bilinci

Автор: Italo Svevo

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6865-91-4

isbn:

СКАЧАТЬ tüm semptomlarımı not edip hastalığımı araştırdım:

      “Mesele dalgınlığım! Bu aynı zamanda çalışmamı da engelliyor. Graz’da ilk devlet sınavına hazırlanıyordum, son sınava kadar ihtiyaç duyduğum tüm metinleri dikkatlice not ettim. Sınavdan birkaç gün önceye kadar ancak birkaç yıl sonra ihtiyacım olacak şeyleri çalıştığımı fark ettim. Bu yüzden sınavı ertelemek zorunda kaldım. İşin aslı, o kısımları pek çalıştığım söylenemez, bunun nedeni de bana yüzsüz bir cilveden başka bir yakınlık göstermeyen komşu kızıydı. Ne zaman pencereye çıksa gözüm kitapları görmüyordu artık. Böyle davranan birine ahmak denmez de ne denir?”

      Penceredeki kızın ufak, beyaz suratını hatırlıyorum: Bakıra çalan havalı buklelerle çevrili yuvarlakça bir yüzdü. Bu beyazlığı ve kırmızımsı sarılığı yastığıma bastırdığımı hayal ederek ona bakar dururdum.

      Aesculapius mırıldandı:

      “Flört etmenin arkasında her zaman iyi bir şeyler vardır. Benim yaşıma geldiğinizde artık flört etmeyeceksiniz.”

      Bugün kesinlikle doktor beyin flört hakkında hiçbir şey bilmediğine emin oldum. Elli yedi yaşındayım ve eğer sigara içmeyi bırakmazsam ya da psikanaliz beni iyileştirmezse eminim ki ölüm döşeğimde son bakışımdan hasta bakıcımı arzuladığım okunacaktır. Şayet hasta bakıcım karım değilse ya da karım onun güzel olmasına izin verdiyse…

      Samimi itiraflarda bulundum: Kadınları bütün olarak sevemiyordum… Parçalar hâlinde hoşuma gidiyorlardı! Hepsinin küçük ayaklarını, çoğunun kalın olsun ince olsun boynunu ve ufacık göğsünü seviyordum. Kadın anatomisine dair parçaları saymaya devam ederdim ama doktor sözümü kesti:

      “Bu parçaların tümü bir arada bir kadını oluşturur.”

      Doktorun dediklerinin ardından önemli bir söz söyledim:

      “Sağlıklı aşk; tek ve bütün bir kadını, karakteri ve zekâsını kapsayacak şekilde kucaklamaktır.”

      O zamana kadar kesinlikle böyle bir aşk ile karşılaşmamıştım ve başıma geldiğinde de beni iyileştirmedi ama benim için önemli olan, bilge bir kişinin sağlıklı bulduğu yerde hastalığı çıkarabilmem ve hatta ona tanı koyabilmiş olabilmemdi.

      Doktor olmayan bir arkadaş, beni de hastalığımı da daha iyi anladı. Anlamasının bana pek de bir faydası olmadı ama yaşamımda bugün bile yankılanan yeni bir nota edinmiştim.

      Bu arkadaşım, boş zamanlarını edebî eserler ve incelemeler ile süsleyen zengin bir beyefendiydi. Yazdığından çok daha iyi konuşurdu ve bu yüzden dünya, onun ne kadar nitelikli bir edebiyat adamı olduğunu öğrenemedi. Kilolu ve iriydi, onu tanıdığımda var gücüyle zayıflamak için uğraşıyordu. Birkaç gün içinde önemli sonuçlara ulaşmıştı, öyle ki hasta biri onun yanında daha sağlıklı hissedebilmek umudu ile ona yaklaşıyordu. Onu kıskanıyordum çünkü istediğini yapmayı biliyordu. Tedavisi bitene kadar yanında kaldım. Günden güne eriyen göbeğine dokunmama izin veriyordu, sırf hasedimden ve fesatlığımdan kararını zayıflatmak istercesine sözler ediyordum.

      “Peki tedaviniz bittikten sonra bu sarkan cildinizi ne yapacaksınız?”

      Zayıflamış yüzünü komik kılan büyük bir sükûnetle cevap verdi:

      “İki gün içinde masaj tedavisi başlayacak.”

      Tedavisi tüm ayrıntıları ile düzenlenmişti, kendisinin de tedavinin her aşamasına atlamadan katılacağı kesindi.

      Ona çok güveniyordum, bu nedenle hastalığımdan bahsettim. Nasıl bahsettiğimi de hatırlıyorum. Önce bir günde sayısız sigara içtiğimi, bu yüzden de sigara içmeyi bırakmanın günde üç öğün yemeyi bırakmaktan daha zor olduğunu söyledim ona, üstelik sigaralardan her biri, o yorucu kararı almak zorundaymışım gibi hissettiriyordu. Böylesi bir karar, insanın aklına takılınca da başka bir şey yapmak gelmezdi içinden. Neticede pek çok işi aynı anda yapmak konusunda Jül Sezar’ın eline kimse su dökemezdi. Mirasımı yöneten Olivi hayatta olduğu sürece, hiç kimsenin çalışmamı istemeyeceği de kesindi ama nasıl olur da benim gibi bir insan düş görmenin ya da yeteneği olmasa da keman çalmanın dışında, bu dünyada bir şeyler yapmayı beceremezdi?

      Zayıflamış bu iri adam cevabını hemen vermedi. O bir yöntem adamıydı ve bu yüzden de uzun süre düşündü. Sonra bu bahisteki üstünlüğünü göz önüne alarak bir âlim edasıyla bana gerçek hastalığımın sigara olmadığını, karar verebilmek olduğunu söyledi. Dolayısıyla ben bir karar vermeden kendiliğinden bu kötü alışkanlığımdan kurtulmaya uğraşmalıydım. İçimde -ona göre- yıllar içinde iki farklı kişilik oluşmuştu. Biri emrediyor, diğeri köle gibi boyun eğiyordu, gözetim azalır azalmaz da özgürlük sevdasıyla ustanın iradesine baş kaldırıyordu. Bu nedenle ona mutlak özgürlük vermem ve aynı zamanda kötü alışkanlığımın yüzüne yeni bir şeymiş ve daha önce hiç görmemişim gibi bakmam gerekiyordu. Onunla savaşmamalıydım, dahası ona aldanmamalı, bana layık olmayan bir misafir olarak kabul etmeli ve sırt çevirmeliydim. Basit, değil mi?

      İşin aslı gerçekten de bana basit gelmişti. Büyük bir çaba harcayıp aldığım tüm kararları ortadan kaldırdığım ve birkaç saat de sigara içmeden durduğum da olmuştu, işte o an ağzımda yenidoğan bir bebeğin hissettiği türden masum bir tat hissedince canım sigara içmek istedi, içince de pişman oldum bu yüzden de bu son sigaram diye aldığım kararımı tekrarlamak zorunda kaldım. Daha uzun bir yoldu bu ama hep aynı yere çıkıyordu.

      Şu namussuz Olivi bir gün bana bir fikir verdi: Kararımı bir bahis ile güçlendirmeliymişim.

      Bana öyle geliyor ki Olivi’nin dış görünüşü onu tanıdığım günden beri hiç değişmedi. Hep böyleydi bana göre. Biraz beli bükülmüş ama sapasağlamdı, yine de bana ihtiyarlamış gibi gelirdi. Bugün seksen yaşındayken nasıl ihtiyar gözüküyorsa öyle işte. Benim yerime çalıştı durdu, hâlâ da çalışıyor ama onu sevmiyorum çünkü yaptığı işle, benim iş yapmamı engelliyormuş gibi hissediyorum.

      Ve bahse girdik! İlk sigara içen parayı ödeyecek ve sonra ikimiz de özgürlüğümüze kavuşacaktık. Böylece babamın mirasını boşa harcamama engel olmak için başımda nöbet tutan yöneticim, dilediğimce yönettiğim annemin mirasına göz koymuş oldu!

      Bahisten zararlı çıktım. Eskiden ara sıra da olsa ona efendilik yaptığım olurdu ancak şimdi zerre kadar sevmediğim Olivi’nin kölesi olmuştum! Hemen sigaramı yaktım. Sonra gizli gizli sigara içmeyi sürdürerek onu aldatabileceğimi düşündüm. Ama o zaman bu bahse niye girmiştim, ne anlamı kalacaktı?.. Bu durumda son bir sigara içmek için bahse uygun bir tarih arayışına girdim, böylece bana o tarihi Olivi söylemiş gibi hayal edecektim. Ama içimdeki isyan dinmedi, sigara içme arzusuyla nefessiz kalmaya başladım. Daha fazla dayanamayıp bu yükten kurturabilmek için Olivi’ye gidip her şeyi itiraf ettim.

      İhtiyar gülümseyerek hemen aldı parayı, cebinden bir puro çıkarıp yaktı ve büyük bir zevkle içti. Bahsi bozup bozmadığına dair hiç şüphe duymadım. Diğerlerinin benden farklı bir mizaca sahip olduğu ortada.

      Oğlum üç yaşına bastığında, karımın aklına iyi bir fikir geldi. Her şeyden uzaklaşarak СКАЧАТЬ