Название: Türk Tarihi
Автор: Necib Âsım Yazıksız
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-99843-2-2
isbn:
16
Hind Dağı demek olan Hindikûh’a İranlılar Hint öldüren manasına gelen Hindûkûş ismini vermişlerdir.
17
Osmanlı şivesine göre “Biş Balık” “Beş Şehir” demektir.
18
“Kopet” Türkçede “eğer kaşı” ve “hallaç yayı” manasınadır. Osmanlı okçuları meyanında acemilerin talimine mahsus gevşek yaya “kepade-kepaze” diyorlar.
19
“Etrek” “Türk” kelimesinin Arapça çoğulu olan (Etrâk)in bozulmuş hâlidir. Yani bu nehir “Türk Nehri” diye Arapların verdikleri isimdir. Etrek’in güneyinde bulunan “Gürgan” (Kurtlar) Nehri, şimdi İran ile Türkistan hududundadır.
20
Moğolca olan bu kelime (Mavi Göl) demektir.
21
(Alaşan) ismi Türk kaidesine uygun bir terkiptir. Birinci kelimesi Türkçeden alınmış (Ala) ve diğeri Çincede (dağ) demek olan (şan)dır.
22
Gobi’nin ne demek olduğu bir iki sahife aşağıda görülecektir.
23
Loess yahut Lehem Almanca salsal-balçık manasında olup Ren Nehri’nin teşkil ettiği hakiki araziye verilen addır.
24
Aslı gerek Türk ve gerekse İranlı olsun buralarda yerleşip kalana “Sart” denildiğini Avrupalı seyyahlar rivayet ediyor. Çağatay Lügati’ni yazan Şeyh Süleyman Efendi bu kelimeyi: “Türkistan’da Asabire denilir ki aslı Tacik ve Farsdır, Tat dahi derler.” diye tarif ediyor.
25
Şecere-i Türkî, s. 3.
26
(Orduluk) demek olacak.
27
Türkçeye “yer katı, gök uzak” diye tercüme olunabilir.
28
Barmak, yani varmak mastarından türemiştir.
29
Ruslar buna (Semirçe-Sémirtché) derler.
30
İyi su demek.
31
Toygarlı su demek.
32
Türkçede beyabân, deşt manasınadır. Moğolcanın (dalay), (döngel) kelimesi ise (deniz) demektir.
33
Orman, gabe manasında Türkçe bir kelimedir.
34
Aşaşnıng boyı ay natır Alalı cılkı coşatır, Radloff, C. 3, s. 22
35
Sayılan bitkilere hâlâ ismi “kendbadem” adıyla kasabaya âlem olup kalmış olan badem ağaçlarını ve Bâbür’ün eserinde saydığı birçok bitkiyi, mesela kırmızı kabuklu “ayık otu-ayu otu”, “tabolga”yı “terek” yani (kavak) ağacını ilave etmelidir.
36
Hicrî 6. Yüzyılda Kara Göl’de kuğu kuşları avlanıyordu.
37
Nerşahî burayı Ebu’l Hasan Bin Muhammed Nişâburî’den iktibas etmiştir.
38
Babürnâme, s.173 ve devamı…
39
Radloff, C. 3, s. 82.
40
Bu buralı bir Türk şarkısı tercümesidir ki Çin’de söylenmesi yasaktır. Radloff, C. 6, s. 202.
41
Uula, Moğolcada dağ demek olduğundan (Han Dağı) demektir. Buraya Türkler “Kut Dağı” derler ki buradaki (Kut) kelimesi (iktidar) manasına geldiğinden iki isim birbirinin tercümesi demek oluyor.
42
Vambery: Türkmen Şarkısı.
43
Neş’e bahş, çiçekli çayırlar, neş’e bahş Bantu Suu’n tarancı şarkılarından, s. 57.
44
(bolmas) bizim lehçede (olmaz), (börü) (kurt) demektir. Osmanlıcada bu darb-ı meselin mukabili: “dağ başından duman, insan başından yaman eksik olmaz”dır.
45
Palladius’tan menkuldür.
46
Palladius’tan menkuldür.
47
Palladius’tan menkuldür.
48
Kuzey İpek Yolu.
49
Germ-sal terkibindeki germ kelimesi Farsçanın sıcak manasına gelen bir sıfatı ve sal lafzı da eski Türkçede yel-rüzgâr manasında olan bir isimden oluşmuştur.
50
Babürnâme, СКАЧАТЬ